Rusya Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal Savunma Güçleri Komutanı İgor Kirillov ve asistanının Moskova'da öldürüldüğü yer
Moskova’da önemli bir terör eylemi gerçekleştirildi.
17 Aralık’ta sabahın 6’sında evinden çıkan Rusya Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal Savunma Güçleri Komutanı, Korgeneral İgor Kirillov ve asistanı İlya Polikarpov, uzaktan kumandalı bir bomba ile havaya uçuruldu.
Kirillov Rusya Savunma Bakanlığı’nın kilit isimlerinden biriydi. Böylesine üst düzey bir yöneticinin öldürülmesi birçok tartışma, eleştiri ve tehdidin ortaya saçılmasına yol açtı.
Rus korgeneral, daha önce defalarca ABD’yi, Ukrayna’daki laboratuvarlarda ortalığa tehlikeli virüsler yayan “kirli biyolojik bomba” üretmekle suçlamıştı.
Ukrayna yönetimi ise savaş boyunca kendi topraklarında neredeyse 5 bin kez kimyasal saldırıya maruz kaldığını, bunun sorumlularından birinin Kirillov olduğunu iddia etmişti. Britanya bu gerekçeyle Rus korgenerale geçen Ekim ayında yaptırım uygulanacağını açıklamıştı.
Nihayet, terör eyleminden sadece bir gün önce, 16 Aralık’ta Ukrayna Haberalma Servisi Kirillov’u ülkenin doğu ve güney cephelerinde kimyasal silah kullanmakla suçlamıştı.
Bu durumda doğal olarak Moskova’daki terör eylemini Ukrayna’nın düzenlediği kanısı güçleniyor (her ne kadar Başkan Zelenski’nin danışmanı Podolyak bunu reddetse de, medyada gayri resmî kanallardan bazı Ukraynalı yetkililerin tersi açıklamalar yaptığı haberleri ortaya çıkmaya başladı).
Dolayısıyla dün Moskova’da yakalandığı ve Ukrayna yetkililerinden aldığı 100 bin dolar ve “Avrupa’da oturma hakkı” vaadiyle bu cinayeti işlediği açıklanan Özbekistan vatandaşı Ahmat Kurbanov’un “medyatik değeri”nin ikinci planda kalması, herhalde anlaşılabilir bir gerçek.
Savaş Rusya içlerine yayılıyor
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş üç yıla yakındır sürüyor. 2022’de istediği sonucu alamasa bile önemli ölçüde toprak işgal eden Rusya, 2023’te fazla ilerleme gösterememişti. Bu yıl, özellikle de son aylarda Rusya birlikleri Ukrayna’da giderek hızlanan bir ilerleme içinde.
Batı’nın kendisine silah ve maddi yardımlarında “hep geciktiğini ve hep yetersiz kaldığını” söyleyegelen Kiev yönetimi, bu koşullarda savaşın Rusya bölgelerine sıçramasının kendisi açısından önemli bir başarı unsuru olacağına karar verdi.
Değişik tarihlerde çok sayıda İHA Rusya’nın farklı kentlerini hedef aldı. Bir keresinde bir İHA ancak Kremlin’in üzerinde etkisiz hale getirilebildi. Bir başka dron saldırısında Moskova Bölgesi’nde bir kadın hayatını kaybetti. Çeşitli bölgelerde askerî merkezlerde ciddi tahribata yol açıldı.
ABD ve müttefiklerinin kısa süre önce Ukrayna’ya gönderdikleri uzun menzilli füzelerle Rusya'nın derinliklerini vurma izni vermesi de bu doğrultuda bir adımdı ama şimdilik etkisi sınırlı oldu.
Ayrıca Ukrayna silahlı kuvvetleri 6 Ağustos 2024’te beklenmedik bir atakla Rusya’nın Kursk Bölgesi’nin bir bölümünü işgal etmişti. Şu anda ele geçirdikleri toprakların büyük bölümünü kaybettiler ancak Kursk çatışmaları hâlâ devam ediyor.
Bunun dışında çeşitli terör olayları öne çıktı.
Ukrayna karşıtı sert açıklamalarıyla zaman zaman gündeme gelen Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina 20 Ağustos 2022’de (belki de aslında babasına yönelik düzenlenmiş olan) bir terör eylemi sonucu öldürüldü.
Benzer görüşleri savunan askerî blog yazarı Vladlen Tatarski 2 Nisan 2023’te Petersburg’da Yevgeniy Prigojin’e ait bir kafede düzenlenen toplantı sırasında patlatılan bir bomba ile hayatını kaybetti.
Rusya yanlısı Ukraynalı milletvekili İlya Kiva 6 Aralık 2023’te Moskova yakınlarında ölü bulundu.
Bundan 6 gün önce de Rus füze uzmanı Mihail Şatskiy yine Moskova Bölgesi’nde kurşunlanarak son nefesini verdi.
Tekrar edeyim, Kirillov, rütbesi en yüksek kayıp olduğu için bunların hepsinden daha çok ses getirdi.
Ateşkes umudu Trump’ı bekliyor
Amerikan kaynaklarına bakılırsa 24 Şubat 2022’de başlayan savaşta şimdiye dek 1 milyon kayıp verildi. 600 bini Rus, 400 bini Ukraynalı (“kayıp” derken ölenlerin ve savaşamayacak kadar ciddi yara alanların kast edildiğini belirteyim. Bir Rus uzmana göre ortalama her üç kaybın biri ölüm, diğer ikisi yaralanma anlamına geliyor).
NATO Genel Sekreteri Rutte geçenlerde “Ukrayna genelinde her hafta 10 binden fazla insan ölüyor ya da yaralanıyor” dedi.
Bu korkunç bir kıyım ve bu savaşın artık sonlandırılması gerekiyor. Sınırların şöyle veya böyle şekillenmesi de önemlidir mutlaka ama bunca insan hayatının yanında bence sınırların anlamı silik kalır.
Ve muhtemelen çok eleştirilecek olan bu barış (veya ateşkes) anlaşması, eğer zerre kadar sempati duymadığım Trump sayesinde/zorlamasıyla yapılacaksa, onu da önemsemek durumundayız. Her ne kadar Trump’ın sağı solu belli olmasa da ve yarın hangi konuda nasıl bir adım atacağı öngörülemez olsa da.
Siyasi ve ideolojik tercihlere fanatikçe bağımlı olan “divan otoriteleri”nin yaklaşımının aksine, mesele artık Rusya’nın veya Ukrayna’nın kazanması falan değil, her gün yüzlerce, binlerce insanın ölmesinin önüne geçilmesidir.
Aksi taktirde Ukrayna topraklarındaki savaş oluk oluk kan akıtmaya devam edecektir. İHA ve füze saldırıları ile terör eylemleri her yere yayılacaktır.
Kısacası bu savaş artık bitirilmelidir. Hangi liderin siyasi çıkarı ne olursa olsun! Bir an önce!
Hakan Aksay kimdir?
Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.
Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.
Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.
2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.
|