Son olarak 2004 yılında peşpeşe iki çeyrek çift haneli oranlarla büyüyen ekonomimiz, dün açıklanan veri ile yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10.3 büyümüş oldu.
İlk çeyrekteki yüzde 11.7’lik büyüme de dikkate alındığında yılın ilk yarısında yüzde 11 büyüyen yurtiçi hasıla bu alanda önemli bir performans gösteriyor. Öyle ki; Çin ekonomisinin yılın ikinci çeyreğindeki büyüme oranı Türkiye’nin ki gibi yüzde 10.3 iken, ilk yarısındaki büyüme oranı yüzde 11.1.  
 
TÜİK, gayrısafi yurtiçi hasıla hesaplarında on yedi sektöre ait verileri açıklıyor. Buna göre, imalat sanayi, ticaret, ulaştırma, inşaat ve tarım sektörleri ile mali sektör Türkiye’nin en büyük altı sektörü. Dikkat çekici nokta şu: Bu altı sektörden tarımı çıkardığımızda kalan beşi, son çeyrekte yaşanan yüzde 10.3 oranındaki büyümenin neredeyse yüzde 90’ını gerçekleştiren sektörler. 
İmalat sanayinin büyümedeki payı yüzde 36.8. Yani yüzde 10.3’lük büyümenin 3.8 puanı imalat sanayinden kaynaklanmış. Ticaretin büyümedeki payı yüzde 17.2 iken, ulaştırma sektörünün payı yüzde 14.7. Bu çeyrekte sektörel bazda en büyük sıçramayı yapan inşaat sektörünün büyümedeki payı yüzde 11 civarında. 
Dikkate değer başka bir nokta ise bu yılsonunda çok yüksek olasılıkla TL bazında sabit fiyatlarla 2008’dekinden daha büyük bir ekonomimiz olacak. Bu oldukça önemli çünkü pek çok ülke 2008’deki performansına 2011 ya da 2012’de ulaşabilecek.  Ancak dolar bazında GSYİH’nin 2008’dekinden daha düşük çıkacağı kesin. Zira Dolar/TL kuru 2008’dekinin yaklaşık yüzde 10 üzerinde.

Yıl Sonunda Yüzde 7’ye Doğru
Yıl başında yapılan farklı tahminler ekonominin yıl genelinde yüzde 4 ile 6.5 arasında büyüyeceğine işaret ediyordu. 
Dün açıklanan veri, yılsonunda büyük olasılıkla yüzde 7 civarında biri büyüme oranı yakalanacağını gösteriyor. İlk yarıda ortalama yüzde 11 büyürken neden yıl sonunda bu 7’ye düşecek diye düşünüyorsanız, zihninizde haklı bir soru beliriyor. Bunun nedeni 2009’un ilk yarısında ekonominin zayıf, ikinci yarısında ise güçlü bir performans sergilemesi. Yani kısaca baz etkisinin rolü.
Dolayısıyla kalan iki çeyrekte geçen yıla göre ortalama yüzde 3’er büyüme oranları yıl sonunda yüzde 7’lik büyüme getirecektir.