Dün Devlet Bakanı Nazım Ekren, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte düzenledikleri bilgilendirme toplantısında, ekonominin 2009, 2010 ve 2011’e ait yeni hedeflerini duyurdu.
Büyüme Hedefler içinde en fazla dikkat çekeni, 2009 yılı GSYİH büyümesine ait. Gayrisafi yurtiçi hasıla büyüme hedefi %4’ten -%3.6’ya çekildi. Bunda 2008’in son çeyreğinde -%6.2 büyüme oranının etkili olduğuna şüphe yok. Bu yılın ilk çeyreğine ait büyüme oranı da buna yakın bir oran çıkacak gibi görünüyor. Ancak yönetimde yılın sonlarına doğru ekonomide bir toparlanma olacağı beklentisi var.
Ben de aynı beklenti içindeyim. Tüketici ve reel kesim güven endekslerindeki toparlanma, sanayi üretiminde önümüzdeki birkaç ay boyunca görülecek bir hareketlenme ve bunlara eklenecek IMF paketinin, yeşermeye başlayan iyimserliği besleyeceğini düşünüyorum.
Cari Açık Dikkat çekici başka bir gösterge ise cari açıktaki hızlı daralma. Açığın bu yıl 11, 2010’da 18.6, 2011’de 26.4 milyar dolar olması bekleniyor. Bu noktada bazı yorumcular tarafından, cari açıktaki küçülmenin krizden çıkış yönünde olumlu bir adım olduğuna yönelik olarak yapılan yanlış değerlemeye açıklık getirmek isterim. Normal ekonomik şartlarda, cari açığın daralması iyi bir işarettir. Ancak, bugünkü gibi kriz dönemlerinde, cari açığın daralmasını iyimser bir işaret olarak algılamak, göstermek doğru değil. Bu aylarda sadece Türkiye’nin değil, cari açık veren ülkelerin hemen hepsinin açığı daralıyor. Tersine, fazla veren ülkelerin de fazlası daralıyor. Kriz döneminde cari açığın kısa sürede daralması, bizim kontrolümüzde gelişen bir süreç değil. Açığın daralmasının ana nedeni, ihraç etmek üzere kullanacağımız, hammadde ve ara mal ithalatının, ihraç mallarımıza olan talebin azalması nedeniyle küçülmesi, bunun da cari açığı etkilemesi. Dikkat ederseniz Türkiye’nin hem ihracatı hem de ithalatı azalıyor. Çünkü ithalatımızın önemli bir kısmı ihraç edilecek ürünlerin imalatında kullanılan ürünler.
2009 yılında ihracatın 104 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Son birkaç aydaki seyrin devam etmesi durumunda, buna ulaşmak zor. Ancak, yılın sonlarına doğru hedef pazarlarımızda bir toparlanma başlarsa 100 milyarın üzerine çıkmamız mümkün olabilir.
Dikkat çeken başka bir konu ise ihracatın gelecek yıllardaki seyri. Hedeflere bakılırsa, 2008’de yakaladığımız 132 milyar dolarlık ihracat hacminin önümüzdeki üç yıl boyunca altında kalacağımız görünüyor.
Ekonomik hedeflerde ana görünüm böyle. Yarın gözümüz TÜİK’ten gelecek işsizlik verisinde olacak. Bakalım gelecek veri, yıl sonu tahmini (%13.5) konusunda nasıl bir işaret verecek?