09 Mayıs 2011

UKALALIK SAYMAYIN AMA…

Geçen hafta Perşembe ve Cuma günleri Euro/Dolar paritesi tarihindeki en sert düşüşlerden birini yaşadı.


Geçen Çarşamba T24’te:
Uzun vadede bakıldığında Euro/Dolar paritesi yükselişinin sınırına gelmiş görünüyor. Paritenin 2010 yılında gördüğü en yüksek düzey 1.50 idi.  Bu yılın Ocak ayından beri kesintisiz bir yükseliş var ve bu yükselişin pariteyi bir duraklama olmadan 1.50’nin üzerine atması mümkün değil. Eğer uzun vadede parite 1.50’nin üzerine çıkacaksa bile; önce 1.43’ün altına kadar bir gerileme olacak, yükseliş ondan sonra başlayacaktır. Ancak, bunun olması, yani doların değer kaybetmesi için ya enflasyonun kontrolden çıkmış olması gerekiyor, ya da ABD’nin dolar basmaya devam etmesi gerekiyor ki şu anda ikisi de tam ters yöne doğru gelişiyor.
Dünyanın en fazla işlem göre para çifti olan Euro/Dolar paritesi, Ocak ayı başından bu yana kesintisiz şekilde yükseliyor. Ancak Haziran ayına yaklaştıkça paritede geri çekilme başlayacak. Şu anda 1.4870’ten işlem gören parite birkaç hafta içinde 1.43’e kadar geri çekilebilir.  Tekrarlayım: bunun iki nedeni var. Birincisi ABD Merkez Bankasının parasal genişleme programını sona erdirecek olması; ikincisi ise yükselişin teknik sınırlarına gelmiş olması.
1.43, paritenin Ekim 2010’da gördüğü en yüksek düzey olması nedeniyle, düşüş sürecinde önemli bir düzey. Yani, kısa vadede ani bir hareketle bunun altına inmesi zor. Ancak ikinci ya da üçüncü denemesinde bunun altına inebilir ve 1.38’e kadar düşer.
1.38’e kadar düşerse, sonraki hareketin ne olacağı altın ve petrol fiyatlarındaki gelişime bağlı olarak değişecektir. Altın 1370’in altına inerse, parite de 1.38’in altına kolaylıkla gelebilir. Ancak bu durum her ikisinde de büyük düşüş sürecinin başlangıcı olacaktır.

Geçen Cuma


Geçen hafta Perşembe ve Cuma günleri Euro/Dolar paritesi tarihindeki en sert düşüşlerden birini yaşadı. Çarşamba akşamı 1.49 sınırında dolaşan parite Cuma akşam saatlerinde 1.43’e kadar geriledi.
Yukarıdaki grafik Ekim 2010’dan bugüne Euro/Dolar paritesindeki değişimi gösteriyor. Ortadaki yatay çizgi, paritenin geçen yıl gördüğü en yüksek düzeyi gösteriyor. Bu düzey 1.43’ün hemen altı.
Geçen hafta Perşembe ile Cuma günü 1.49’dan 1.43’e gerileyen parite, şu anda Şubat başında girdiği yükseliş trendini aşağı kırmış durumda. Eğer Ekim 2010’da görülen bir önceki zirve noktası olan 1.4265’in altına inerse, yakın zamanda bir daha 1.45’in üzerine çıkması zor olur. Muhtemelen en erken sonbahara kadar bir düşüş süreci yaşanır.
İki gündür gazetelerde bu büyük düşüşün nedeni olarak birbirinden farklı nedenler okuyor olabilirsiniz. Çoğu Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmak istediği ya da ABD’den gelen istihdam verilerini öne süren bu yazıların hiçbirine inanmayın. Her ne kadar Euro Bölgesi düzenlemeleri sistemden çıkışı öngören kurallara sahip olmasa da; çıkışın önünde bir engel yok. Ama Yunanistan buna cesaret edemez; cesaret eder ise daha büyük sorunlarla yüzleşir.
Euro Bölgesi’nden çıkmanın maliyeti faydasından çok olacaktır. Yunanistan’ın geçen sene aldığı 110 milyar euro borcun 80 milyar eurosu Euro Bölgesi üyesi ülkeler tarafından verilmişti. Euro ülkeleri kendi üyeleri olmayan bir devlete bu kadar yüksek borç verirler mi? O kadar kötü durumda olan bir ülkeye de kimse kredi vermez. Euro Bölgesi ülkeleri de bu harekete karşı çıkacaktır. En azından kendi paralarını kurtarmak için. Olsa olsa verilen borçlarda bir yeniden yapılandırmaya gidilebilir. Bu hafta bu konuda daha net bilgiler elde edebiliriz.
Diğer yandan son bir yıl içinde en az beş kez farklı AB ülkelerine yönelik ciddi spekülasyonlar çıktı. Fakat hiçbiri gerçekleşmedi.
Paritedeki gerilemenin iki nedeni var. Birincisi ABD Merkez Bankasının parasal genişleme programını sona erdirecek olması; ikincisi ise yükselişin teknik sınırlarına gelmiş olması.
YANİ, değeri düşen dolarla borç alıp; bu parayla altın, gümüş, yükselen pazarlardan hisse senedi alan yatırımcılar (bunların çoğu büyük sermaye sahipleri) ABD Merkez Bankası (FED) piyasadan para çekeceği ve bu da doların değerini yükselteceği için, FED’den önce davranıp borçlarını kapatmak için bu hareketi başlattılar. Diğer yandan dolar zaten son zamanların en düşük düzeylerine gerilemişti. Euro/Dolar’ın küresel kriz öncesindeki rekoru olan 1.60 düzeyine ramak kalmıştı.
Yunanistan’ın hiç etkisi olmadığını söylemek mümkün değil. Tabii ki süreci hızlandırıcı etkisi oldu ama, bu olmasaydı da parite yavaş da olsa düşecekti.

Şimdi ne olacak?

Bugün ve yarın paritenin 1.4265’in altına inip inmeyeceğini izleyeceğiz. Ben hemen olacağını tahmin etmiyorum. Önce yeniden 1.45’in üzerine çıkmayı deneyecektir. Bunda başarısız olur ve bir iki denemeden sonra 1.4265’in altına inerse 1.38’e kadar gerileme yaşanabilir. Paritenin kısa zamanda yeniden 1.45’in üzerine çıkmasını ve yükselişine devam etmesini beklememenizi öneririm.

Kıssadan hisse
Dolar borçlanmayın, euro borçlanın.
Euro borç vermeyin, dolar borç verin.
Euro ile mal satmayın, dolarla satın.
Dolarla mal almayın, euro ile alın.
T24 okumaya devam edin….

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"