Piyasaların haftalardır çektiği sancıya dün üç ağrı kesici geldi.
Birincisi sabahın erken saatlerinde Çin’den gelen ihracat artışı haberiydi. Resmi veri henüz açıklanmadı ama Reuters’dan gelen, Çin’in Mayıs ayı ihracatının geçen yıla göre yüzde 50 civarında artmış olduğu haberi günlerdir düşen Çin borsa endeksinin yüzde 2’nün üzerinde yükselmesini sağladı.
Bu gerçekten önemli bir haber çünkü yılardır dış ticaretinde fazla veren Çin ilk kez Mart ayında açık vermişti. Aşağıda Çin’in aylık bazda ihracat ve ithalatını görüyorsunuz. Bugün ya da yarın açıklanacak resmi veri ile kırmızı çizgi ile gösterilen ihracatın bariz biçimde ithalatın üzerine çıktığını göreceğiz.

Asya borsalarında yüzde 1’in üzerinde düşüş varken, Çin borsasının bu yükselişinin Avrupa’da ilk etkisi hafif bir yükseliş olarak kendini gösterdi.
İkinci haber Avrupa’dandı. Sarkozy ve Merkel AB Komisyonu Başkanı Barroso’ya gönderdikleri bir mektupta, açığa satışlarla ilgili düzenlemenin Temmuz ayı içinde karar bağlanması gereğine vurgu yaptılar.
Bu da iyi bir haber çünkü, AB’nin çözüm için aceleci davranma yolunu seçtiğini görmek piyasaları memnun etti. Ancak söz konusu mektubun yine Fransa ve Almanya’dan geldiğini görmek, AB’nin tamamı için bu yargıya varmayı zorlaştırıyor.
Son haber ise  ABD’den geldi. FED Başkanı Bernanke, merkez bankasının Avrupa Borç Krizinin çözümü ve ekonominin büyümesi için elinden geleni yapacağını söyledi.
“Bunlar piyasaların yönünü değiştirir mi?” sorulmayı hak eden bir soru. Bence değiştirmez.  Avrupa’nın sorunu yeni bir sorun değil, sadece yeni ortaya çıktı. Ama bu sorunun çözümü için gerçekten uzun süre beklemek gerekecek.
Avrupa’nın “bir şey yapacağım” demesi ile o şeyi yapması arasında fark var. Yapacağını söylediği şeyi yapmayabiliyor; yaparsa bile bunu uzun süre sonra yapıyor. Bunu defalarca ve en son Yunanistan krizinde gördük.  O yüzden gelen açıklamalar konusunda temkinli olmak gerekiyor.