Amerika krizde, Avrupa krizde, Türkiye krizde, Uzak Doğu krizde, Rusya krizde, Güney Amerika krizde. Kriz tüm dünyayı sardı. Büyüme oranları düşüyor. 2009’da bir önceki yıla göre büyüme hızını yükseltmesi beklenen bir ülke yok. Çok sayıda ülkenin ekonomisi küçülecek. Bununla birlikte, her ekonominin aynı şiddetle ve aynı tarzda etkilendiğini söylemek güç.
Bugün krizin dünyanın farklı bölgelerinde kendini nasıl gösterdiğinden bahsetmek istiyorum.
ABD: Konut sektöründe başlayan krizin ABD’deki ilk kurbanları mortgage kredisi kullananlar oldu Değişken oranlı aldıkları kredilerin faizleri yükselmeye başladıkça, borçlarını ödemekte zorlandılar ve bir kısmı evlerini kaybetti. Ardından bankalar likidite krizine girdiler. Dünyadaki en büyük zararlar ABD’deki mali kurumlardan geldi. En fazla para da bunlar için harcandı. Otomobil üreticileri ve yan sanayi şirketleri krizin diğer mağdurları oldular. Buna rağmen ABD, sanayi üretimi ve ihracatta en kötü performansı gösteren ülke. olmadı.
Avrupa: İçlerinde en sağlamı Alman ekonomisi oldu. Buna rağmen Almanya, bankacılık sektöründe önemli sorunlar yaşadı. En kötü etkilenen ülkeler, konut sektörlerindeki sorunlar nedeniyle, İspanya, İrlanda, İngiltere, Portekiz ve Yunanistan oldu. İngiltere ve İrlanda bankaları büyük zararlar ettiler.
Gelişmekte Olan Ülkeler: Krizin ilk aylarında uzunca bir süre ayrışma tartışmaları yapıldı. Hatırı sayılır bir grup, gelişmekte olan ülkelerin krizden kötü etkilenmeyeceğini ve güçlenerek çıkacaklarını savunuyordu. Ama öyle olmadı. Buna rağmen bu ülkeleri tek bir grup olarak ele almak mümkün değil.
Uzak Doğu: Sanayideki gerilemenin en yüksek olduğu bölge Uzak Doğu. Nedeni ise, bölgenin uzun süredir dünyanın imalat merkezi olması. Bu ülkelerin genel bir özelliği de cari açık sorunu yaşamamaları. Hemen hemen hepsi fazla veriyor. Dünya talebi geriledikçe, Asya ekonomisi darbe yedi. Şimdi iç pazarlarını canlandırmak ve büyütmek için çalışıyorlar. Çin, uzun süredir büyüttüğü devasa döviz rezervlerini, Amerikan menkul kıymetlerine yatırmak yerine iç piyasayı canlandırmak için harcamaya daha önce başlayabilirdi.
Cari Açık Veren Ülkeler: Türkiye, Macaristan, Polonya ve Güney Afrika bu gruptaki bazı ülkeler. Polonya dışındaki üçünün dış borç/döviz rezervi oranı yüksek. Bu nedenle cari açığın finansmanında yaşanacak sorun, döviz rezervlerinin erimesine ve kurlarda dengesizliğe neden olma riski taşıyor. Bu ülkeler, iç ve dış talep gerilemesi nedeniyle hem sanayi üretimi ve ihracatta önemli düşüşler yaşıyor; hem de küresel portföy yatırımlarının azalması nedeniyle cari açık finansmanı riski taşıyor.
Kaynak Zengini Ülkeler: Bunların başında Rusya, Arap ve Orta Asya ülkeleri geliyor. Gelirlerinin büyük bölümü sahip oldukları petrol ve doğalgazdan kaynaklanan bu ülkeler, fiyatlardaki çok hızlı ve büyük düşüş nedeniyle, önemli gelir kaybı yaşıyorlar. Rusya değer kaybeden Ruble’yi desteklemek için 250 milyar dolara yakın rezerv sattı.
Doğu Avrupa: Bu gruptaki ülkelerin sorunlarının başında yüksek dış borçları geliyor. Belarus, Ukrayna, Sırbistan ve Letonya IMF ile anlaştı. Bankacılık sistemleri de risk altında.
Hal böyle olunca söylenecek fazla söz yok: Önüm arkam sağım solum KRİZ