Dün Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından Kasım ayı ihracat verisi açıklandı. TİM verilerine göre geçen ay 8.8 milyar dolar tutarında ihracat yapıldı. Bu tutar, geçen aya göre ihracatta gerileme olduğunu gösteriyor. Ancak 208 Kasım ayına ait TİM verilerine göre bir artış söz konusu.
Artış yüzde 1.5 gibi sembolik bir oranda olsa dahi, önem taşıyor. Bunun nedeni bu yıl Kurban Bayramı nedeniyle ayın son günlerindeki ihracatın Aralık ayına sarkması. Bu yıl Kasım ayındaki tatiller ve hafta sonları hariç tutulduğunda 18.5 gün işlem yapıldı. İş günü, geçen yıl Kasım ayında 20, bu yıl Ekim ayında ise 22 idi. Biraz da bu nedenle geçen ayki ihracatımız, beklenenin üzerinde gerçekleşerek bu yıl ilk kez 10 milyar dolar sınırına yaklaşmıştı. Aralık ayında kaç işgünü olduğunu biliyor musunuz?
Bu ay 22 işgünü olacak ve aylık ihracat büyük olasılıkla 10 milyar dolar sınırını aşacak. Bu, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ve TİM’in, aylık ihracat performans değerlemelerinde işgünü sayısını dikkate alması gerektiğini gösteriyor. Karar verilmesi durumunda böyle bir yolu seçen ilk ülke Türkiye olmayacak. Brezilya, dış ticaret verilerini hem haftalık bazda açıklıyor, hem de o ay kaç iş günü olduğunu not ediyor. Bu bilgi, takvim etkisi nedeniyle bazı ayların beklentilerin altında ya da üzerinde gerçekleşen dış ticaret konusunda daha sağlıklı yorum yapılmasına yardım edecektir.
Son TİM verileri ve önceki aylara ait kesinleşmiş TÜİK verileri birleştirildiğinde Ocak-Kasım dönemi toplam ihracatının 91.6 milyar olduğunu görüyoruz. Büyük bir aksilik olmaması durumunda bu ay 10 milyarı aşacak bir ihracat ile 2009 yılını toplam 102 milyar dolar ile kapatmak mümkün olacaktır.
100 milyar doların üzerindeki bir ihracat rakamı, hem 98.5 milyar dolar olarak belirlenen Orta Vadeli Program’daki hedefin üzerine çıkılması, hem de bu düzeyin psikolojik bir sınır olması nedeniyle önem taşıyor.
Yıl sonu ihracat toplamı 102 milyar dolara ulaşırsa, 2009 ihracatımızdaki gerileme yüzde 23’e düşecek. Bu da yıl içinde yüzde 35’e varan gerilemeden sağlam bir dönüş olduğunu gösterecek. Tam da bu noktada dikkatinizi çekmek isterim. Zira, ihracatımızdaki bu iyileşmenin birkaç nedeni var.
Birincisi, ihracatımızda bölgesel çeşitlenmenin artıyor olması. İhracatımızda krizden büyük darbe alan Avrupa ülkelerinin payı giderek azalırken, daha az etkilenen çevre ülkelerin payı artıyor. Bu tesadüfen gelişen bir süreç değil, bilinçli olarak yürütülüyor. İkincisi, ilkinin tersine, Türkiye’nin kontrolü dışında gelişen bir durum. Dünyada emtia fiyatları yükseliyor ve ABD dolar değer kaybediyor. Bunun ihracatımız üzerinde iki etkisi var. Birincisi tüm dünyada yükselen hammadde fiyatları nedeniyle, aramalı ve nihai mal fiyatları yeniden artışa geçti. İkincisi dolar değer kaybettiği için ürünlerin fiyatı yükseliyor.
Bakalım, bir ay sonra bu konuda neler konuşuyor olacağız.