Dün Türkiye’de bütün gözler Çankaya Köşkü’nde yapılan üçlü zirveden nasıl bir açıklama çıkacağına odaklanmışken, toplantının bitimini izleyen dakikalarda ABD’den gelen iki veri, dış piyasalardaki yönü değiştirdi: Dayanıklı mal siparişleri ile işsizlik başvuruları.
Dayanıklı mal siparişleri Ocak ayında yüzde 3 arttı. Beklenti artışın yüzde 1.5 olması yönünde olduğu için buna iyi haber desek yanlış olmaz. Piyasalarda görünümü bozan şey, aynı saatte açıklanan işsizlik başvuruları idi.
Dün, 15-20 Şubat haftasında işsizlik başvurusu yapanların sayısı 496 bin olarak açıklandı.
Beklenti ise 465 bine düşmesi idi. İşsizlik başvuru sayısında azalma beklenirken, başvuruların önceki haftanın da üzerine çıkması ABD istihdam piyasası için olumsuz bir gösterge. Üstüne, devam eden işsizlik başvuruları da beklentileri 47 bin kişi aşarak 4 milyon 617 bine ulaştı.
Zaten kırılgan olan dış piyasalar bu veri üzerine yönünü sert şekilde aşağı çevirdi Avrupa ve ABD borsa endekslerindeki gerileme bir saat içinde yüzde 2’ye vardı.
Bu veriler size biraz karışık geldi ise aşağıdaki grafiğe bir göz atın. Sol eksene bağlı mavi renkli gösterge çalışan sayısını, sağ eksene bağlı kırmızı renkli gösterge ise işsiz sayısını gösteriyor.
Hem çalışan sayısında, hem işsiz sayısında 2008’in başından itibaren bozulma başlıyor.
Grafik: ABD’de İstihdamEkim 2009’da işsiz sayısı 15.6 milyona ulaşarak en yüksek düzeyine çıkıyor. Bu tarihte, işsizlik oranı da yüzde 10.1 ile zirveye ulaşıyor. İzleyen aylarda işsiz sayısında ve işsizlik oranında hafif bir gerileme var. Ocak 2010 itibarı ile ABD’de işsizlik oranı yüzde 9.7’ye geriledi.
İşte düğüm tam bu noktada. ABD işsizlik oranın en fazla yükseldiği gelişmiş ülkelerden biri. Son aylarda “istihdam piyasasında bir düzelme mi başlıyor?” iyimserliği yeşerirken, dün açıklanan veriler bu havayı dağıttı.
Çünkü, krizden çıkışın en sağlam göstergesi, işsizliğin azalması.
Çünkü, ekonomi istihdam yaratmaya başlayınca talebin de artması bekleniyor.
Çünkü, talep arttıkça reel sektörde canlanma başlayacak.
Çünkü, önceki akşam FED Başkanı Ben Bernanke’nin faizler daha uzunca bir süre bu düzeylerde kalacak demesinin nedeni de bu.