IMF ve DB Yıllık Toplantıları öncesi seminer programında, önceki gün yapılan sunumlardan biri IMF çatısı altında tam bağımsız bir ekiple oluşturulan 'Bağımsız Değerlendirme Grubu' tarafından yapıldı. Bağımsız Derğerlendirme Grubu, IMF'nin yürüttüğü politikaları analiz eden ve varsa yapılan hataların tekrarlanmasını engelleme amacıyla doğrudan yönetim kademesine rapor veren bir oluşum. IMF'nin uluslararası ticaretteki rolü üzerine yapılan araştırmalarının sonuçlarının açıklandığı toplantı, kendi personeli tarafından IMF'nin eleştirildiği bir ortamda yapıldı.
Sunum, izleyiciler tarafından ilk anda şaşkınlık ve gülümsemeler ile karşılansa da, grubun bağımsız üyelerden oluşmasının doğal bir sonucu olan bu durum, daha sonra yerini dikkatlerin yoğunlaştığı bir özeleştiriye dönüştü. Bu grubun bir üyesi olan Jo Marie Griesgraber'in konuşması oldukça samimi bir ortamda geçti.
Sözleri aynen şöyle: “Hastalanan bir insan doktora gider, muayenesi yapılır ve gereken ilaçlar verilir. Eğer iyileşmesi mümkün olmayan bir rahatsızlığı yoksa, zamanla iyileşir. Fakat IMF, kendisine yardım için başvuran ülkelere önerdiği yanlış reçeteler ve sonrasında bir türlü düzelmeyen ekonomik duruma bakarak 'kusura bakmayın, yanlış tedavi uyguladık' diyemez. İşin ilginç tarafı şu ki; geçmişte IMF böyle hatalar yapmış olmasına rağmen, bunu bile söyleyemedi.” Bu sözlerin hâlen IMF için çalışan biri tarafından söylendiğini hatırlatmak isterim.
Seminer programında dünün ana teması 'krizden çıkış'tı. Sabah yasal düzenlemeler ile krizin önlenmesi ve çözümü konularında iki oturumla başlayan toplantılara, öğleden sonra düzenleyici değişikliklerin gelişmekte olan ülke ekonomilerine etkisi ve krizden çıkış sürecinde kamu sektörü ile özel sektörün rolü konularıyla devam edildi.
Oxford Üniversitesi'nden bir akademisyen, Avrupa Merkez Bankası ve Credit Suisse başkan yardımcıları ve Meksika Merkez Bankası guvernörünün konuşmacı olduğu ve krizin önlenmesi ve çözümü konulu sabah toplantısı gerek konusu, gerek konuşmacıları nedeniyle en çok ilgi çekenlerden biriydi.
Konuşmalardaki ana tema ise IMF'nin küresel ekonomideki gözetleyici ve uyarıcı yönlerinin güçlendirilmesi gerektiğiydi. Aslında bu görevin yerine getirilmesi için bizzat IMF önerilmemesine rağmen, mevcut kurumlar arasında bunu yapmaya en uygun kurumun o olduğu ifade ediliyor. Öne atılan bir diğer iddia ise Çin'in son yıllarda devam ettirdiği yüksek büyüme, istihdam ve ihracat temelli politikaların krizden sonra devam etmesi durumunda, dünya ekonomisindeki dengesizliklerin çözümünün kolay olmayacağı idi.
Benim de tamamen katıldığım bu görüşe, belki bir de değerinin altında işlem gören Çin para birimi yuanı da eklemek gerekir. Değerinin altında işlem gören yuan, böyle devam ederse, Çin'in uluslararası ticaretteki avantajını uzun yıllar daha devam ettirmesini sağlayacak. Bu durumda, uluslararası ticaretteki dengesizliklerin giderilmesi için en öncelikli adım yuanın değerlenmesine izin verilmesi olarak ortaya çıkıyor. Bu arada önceki gün G-7 tarafından, Çin'e yuanın değer kazanmasına izin vermesi yönündeki beklentileri iletildiğinin de altını çizmeliyim.