Biz bayram tatilindeyken fena gitmeyen dış piyasalar dün yerle bir oldu. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya borsa endeksleri yüzde 5 civarında, ABD endeksleri yüzde 2’nin üzerinde gerilerken altın yeniden 1900 doların üzerine çıktı.
Belki, birçoğunuz farkında değildi; piyasanın sığlığının da etkisiyle dolar/TL kuru geçen hafta 1.71’e kadar gerilemişti. Oysa o da dün gece yeniden 1.77’ye yükseldi.
Piyasalardaki bu bozulmanın hiç de orijinal olmayan nedenlerini sayarak başlayalım.
Biliyorsunuz birkaç hafta önce ABD’nin bazı Avrupa bankalarının hesaplarını, rasyolarını ve operasyonlarını incelemeye aldığını konuşuyorduk. İşte bu inceleme dün başka bir boyuta taşındı ve ABD Federal Konut Finansman Ajansı’nın 17 bankaya dava açabileceği söylentileri dillendirilmeye başladı. Haberle birlikte zaten morali düşük olan borsalarda satışlar sertleşti.
Morallerin düşük olmasının nedeni Almanya Başbakanı Angela Merkel’in koalisyon hükümetinin, Merkel’in kendi seçim bölgesinde yapılan bir seçimi kaybetmiş olması. Bu iki açıdan önemli: İlk olarak az da olsa Almanya’da iktidarın değişebileceğine yönelik bir risk barındırması açısından, ikinci olarak da Merkel’in enerjisini artık zor durumdaki Avrupa ülkelerini kurtarmaya harcamak yerine kendi ülkesinin sorunlarına harcayacak olması ihtimalini artırması açısından. Her ikisi de euro için bir risk. Bu risk paritenin yakında 1.36’ya kadar gerilemesine neden olabilir.
Dün diğer yandan, Avrupa Parasal Birliği’nin iyi ile kötüyü, sağlam ile zayıfı birleştiren yapısında yeni bir aşamaya girildi. Yunanistan’ın iki yıllık tahvilinin getirisi yeni bir rekorla yüzde 50.4’e çıkarken, on yıllık Alman tahvillerinin getirisi ise yüzde 1.85’e inerek rekor kırdı. Dikkat edin; bu ikisi aynı merkez bankasına ve faiz oranına bağlı, aynı parayı kullanan iki ülke. Birinden faiz yükselişte, diğerinde düşüşte rekor kırıyor. Bu merkez bankasının bir süre önce faiz artırdığını da yeniden hatırlatayım. Tuhaf değil mi?
Ortadaki resim şu: Almanya dahil tüm Avrupa borsalarında satış var ve nakde dönen para, az riskli alman tahviline yöneliyor. Satışlar sadece borsalarda değil, tahvillerde de devam ediyor.
İtalyan tahvil faizleri tam 11 gündür art arda yükseliyor. CDS primleri yeni rekorlar kırdı. Geçen ay başında uçurumun eşiğinden dönen İtalya’nın, vaatlerinin gerisinde kalmış olması nedeniyle, ülkenin bundan sonraki Yunanistan olacağı konuşuluyor. Küresel krizin tasdikli ama anti-sempatik bilirkişisi Roubini de Berlusconi’nin gitmesinin İtalya’nın hayrına olacağını açıkladı ya artık üzerine ne dense boş.
Gördüğünüz gibi aslında yeni olan bir şey yok. Bildiğimiz ve ne hikmetse çözüm bulunamayan sorunlar yeniden önümüze geliyor. Bu çözülemeyen değil, çözülmeyen sorunların bir yansıması.
Ben bu kadar hatanın farkında olmadan yapıldığına inanmıyorum.