04 Kasım 2009

Güney Afrika’dan Bildiriyorum

Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının en gelişmiş ekonomisine sahip ülke.

Bu hafta yazılarımı Güney Afrika’dan gönderiyorum. Pazartesi günü piyasalar, dün yerel para ile dış ticaretten sonra bugün izninizle Güney Afrika ekonomisinden bahsetmek istiyorum.
Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının en gelişmiş ekonomisine sahip ülke. Başkent Pretoria ve Johannesburg  ile Cape Town’u ilk kez görenler bu ülkenin Afrika kıtasında olduğuna inanmakta zorluk çekebilirler. Çünkü bu şehirlerin bir Avrupa şehrinden farkları yok. Uzun bir süre İngiliz sömürgesi olarak kalmış ülkenin şehir planlamasında ve mimarisinde bu etki rahatlıkla görünüyor.
Güney Afrika, 57 ülkeden oluşan Afrika kıtasındaki toplam milli gelirin %25’ini, kıtadaki elektrik üretiminin yüzde 40’ını, sanayi üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştiriyor. Ülkede otomotiv gibi yeni sektörler boy atmaya başlıyor olsa da, değerli maden ve taş üretiminin ekonomi üzerindeki etkisi büyük. Dünyanın en büyük altın rezervine sahip olduğu tahmin edilen Güney Afrika, şu anda Çin’den sonra en fazla altın üretimi gerçekleştiren ülke. 2007 yılına kadar birinci olduğu bu alandaki yerini Çin’e kaptırmış olsa da platin üretiminde açık ara önde gidiyor.
Sadece değerli taşlar değil, birçok metalin yanında kömür rezerv ve üretiminde de önde olan Güney Afrika’nın çok ilginç bir özelliği de dünyada metrekare başına en fazla yıldırım düşen ülke olması. Bunun nedeninin de yer altındaki madenler olduğu söyleniyor.
Güney Afrika dendiğinde birçok insanın aklına pırlanta ve altın gelir. Fakat bu durum, ülkenin zengin olduğu ve insanları arasında dengeli bir gelir dağılımına sahip olduğu anlamına gelmiyor. Önemli şehirlerinin çok düzenli ve iyi yapılandırılmış olması da ülkenin bütünü için aynı şeyi söylemeyi mümkün kılmıyor. Çünkü 50 milyon nüfuslu ülkenin tam olarak yarısı, ayda 67 doların altında gelir sahip.
Kriz döneminde işsizlik oranı yüzde 25’e yükseldi. Hatta, iş aramaktan vazgeçenler de buna eklendiğinde, işsizlik oranı ta olarak yüzde 34’e yükseliyor. Kişi başına düşen milli gelir 5000 dolar civarında ama bu da bir ortalamadan ibaret. Güzel şehirlerin hemen yanı başında, teneke evlerden oluşan mahalleler sıralanıyor. Burada yaşan milyonlar, sabah sekizde başlayacak işlerine gidebilmek için dört saat önce otoyollara çıkıyorlar. Akşam iş dönüşü de bir o kadar sürüyor. Toplu taşımanın yok denecek kadar az olduğu ülkede, kimileri yürüyerek, kimileri dolmuşlarla, kimileri de şanslılarsa otostopla şehre ulaşmaya çalışıyor.
Uzun süren İngiliz sömürgesi yıllarından sonra, Güney Afrika’da Nelson Mandela ile birlikte siyahlar yönetimde söz sahibi olmaya başladılar. Nüfusun yüzde 82’sini oluşturan yerli siyah halk geçen on beş yılda yönetimde seslerini artırıyor olsalar da ekonomik güçleri hala çok zayıf. İşsizlerin de tamamı bu insanlardan oluşuyor.
Irk ayrımı döneminde kendilerine ayrımcılık yapılan siyah halk, şimdi ayrımcılığı kendi lehlerine yapıyorlar. Siyah halka olumlu ayrımcılık yapmaya yönelik hazırlanan bir yasa (Black Empowerment Act), ekonomiden eğitime kadar birçok alanda bu insanların kaynaklara daha çabuk ulaşması için yasa zorunluluk getiriyor. İlginçtir; ülkede yerleşik Hintli ve Çinliler de bu yasanın bazı hükümlerinden yararlanıyor.
Yarın Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ticari ilişkilerden bahsedeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"