18 Haziran 2010

Eksen Kayması-Yörünge Genişlemesi

Bazıları aksine inanabilir ama kriz döneminde Türkiye birçok ülkeden iyi performans gösterdi.


Bildiklerinizi tekrarlayıp vaktinizi almadan konuya giriyorum. Bir süredir komşu ve çevre ülkeler ile siyasi, ekonomik ve ticari ilişkileri gelişen Türkiye, İsrail ile yaşanan gerginliğin ardından, yönünü doğuya çevirdiği ve eksen değiştirdiği iddiasıyla eleştiriliyor.
Benim duyduğum son yorum dün Economist Intelligence Unit’den (.EIU) geldi. EIU, Türkiye’nin ekseninin siyasi olarak değil ekonomik olarak kaydını söylüyordu.
Ben Türkiye’nin ekseninin ekonomik olarak kaydığını düşünmüyorum.
Bazıları aksine inanabilir ama kriz döneminde Türkiye birçok ülkeden iyi performans gösterdi. 27 Nisan tarihli “AB-Türkiye Karşılaştırması”  başlıklı yazımda 27 AB üyesi ile Türkiye’nin AB temel ekonomik göstergelerini karşılaştırmıştım. İşsizlik, bütçe açığı ve kamu borcu başta olmak üzere birçok kriter açısından ekonomimiz ya birçok Avrupa ülkesinden daha iyi, ya da daha az darbe almış durumda.
Aslına bakarsanız durumumuz bugünkünden daha da iyi olabilirdi, eğer Avrupa en büyük pazarımız olmasaydı.
Kriz günlerini hatırlayın; sanayi üretim endeksleri, kapasite kullanım oranı çok kısa sürede büyük oranlarda gerilemişti. Bir taraftan halkımızın aşırı kriz duyarlılığı nedeniyle tüketimi kısmış olması, bir taraftan da ihracatımızın yüzde 48’ini yaptığımız Avrupa’da talebin daralması, ekonominin ilk iki çeyrekte büyük oranda küçülmesine neden olmuştu.
Durum bu iken mantık, üretimin talebin daralmadığı bölgelere yönlendirilmesini gerektirir. Türkiye de öyle yaptı. Irak, Suriye, Mısır, Cezayir, Libya’ya ek ticaret heyetleri düzenlendi ve bu ülkelere ihracatımız 10 milyar dolara yakın artış gösterdi. Sadece bunlar değil, geçen yıl 86 ülkeye ihracatımız arttı. Bu ülkelerin tamamına yakını Afrika ve Orta-Doğu bölgesinde yer alıyor.
Bu yapılmamış olsaydı toplam ihracatımız 102.2 milyar dolar değil, büyük olasılıkla 95 milyar dolar düzeyinde kalacak, işsizlik oranı daha da yükselecek, sanayi üretimi daha fazla gerileyecekti.
Bu yolu seçen tek ülkenin Türkiye olmadığına şaşırmayacağınıza eminim. Almanya ve Fransa da aynı şeyi yaptı, Brezilya da. Geçen yıla kadar Brezilya’nın birinci dış ticaret partneri ABD iken, bilinçli olarak Çin’e ağırlık veren Brezilya hükümeti amacına ulaştı ve 2009 yılında en çok ihracat Çin’e gerçekleştirdi. Çünkü bir numaralı pazarı olan ABD’de talep geriliyordu. Brezilya’nın yaptığı ikinci şey ise Afrika ve Arap ülkelerine odaklanmak oldu ve bunu da başardı. 2009’da Brezilya ihracatının arttığı tek kıta Afrika oldu.

Komşular
Size ilginç bir bilgi daha sunmak isterim. Türkiye’nin ticaret yaptığı yedi komşusu var: batıda Yunanistan ve Bulgaristan; doğuda Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye. Ermenistan ile resmi olarak ticaret yapmıyor olsak da, zaten küçük bir pazar olduğu için onu da var kabul edelim. (Nahçıvan’ı da eklersek sekiz oluyor)
Dünya üzerinde yedi komşusu olup da, komşuları ile ticaretinin toplam dış ticareti içindeki payının Türkiye kadar küçük olduğu başka bir ülke yok. Avusturya, Fransa, Ukrayna, Polonya, İran, Hindistan, Macaristan yedi komşusu olan ülkeler. Hepsinim komşularıyla ticaret oranı Türkiye’ninkinden daha yüksek. Sizce de durum tuhaf değil mi? Burnumuzun dibinde mal satabileceğimiz müşteriler varken, bunları görmezden mi gelmeliyiz? Peki ABD’nin, Almanya ve Fransa’nın bu ülkelere bizden çok ihracat yapmalarını nasıl değerlendirmeliyiz?
Türkiye’nin Orta-Doğu ve Afrika pazarlarına yönelmesi ekonomik anlamda bir eksen kayması değil (eğer böyle bir terim varsa) yörünge genişlemesidir.

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"