17 Şubat 2009

Ekonomik Krizler ve Türkiye’de İşsizlik (1)

Türkiye ekonomisi son 15 yılda üçüncü büyük krizini yaşıyor: 1994-2001 ve 2008

Türkiye ekonomisi son 15 yılda üçüncü büyük krizini yaşıyor: 1994-2001 ve 2008. Arada hafif atlattıklarımız da oldu. Fakat bu üç kriz işsizlik başta olmak üzere ekonomik dengeler üzerinde büyük etkiler yarattı.

İstihdam piyasasında uzun zamandır tartışılan konulardan biri, 2001 krizi sonrasındaki yüksek büyüme oranlarına rağmen, işsizliğin düşmemesiydi. Aylardır devam eden durgunluk sonucunda geçtiğimiz günlerde gelen büyüme oranlarının ardından dün açıklanan işsizlik verileri, bu soruna yeni bir boyut kattı. Kasım 2008’deki resmi işsizlik oranı %12.3’e yükseldi. Daha da vahim bir gösterge tarım dışı işsizlik oranının %15.4’e yükselmesi oldu.


2006 Kasım

2007 Kasım

2008 Kasım

Kurumsal olmayan sivil nüfus (bin)

68 426

69 185

69 943

15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (bin)

48 771

49 511

50 268

İşgücü (bin)

23 500

23 217

24 310

İstihdam (bin)

21 235

20 867

21 315

İşsiz (bin)

2 265

2 350

2 995

İşgücüne katılma oranı (%)

48.2

46,9

48,4

İstihdam oranı (%)

43.5

42,1

42,4

İşsizlik oranı (%)

9.6

10,1

12,3

Tarım dışı işsizlik oranı (%)

12.2

12,6

15,4

Genç nüfusta işsizlik oranı(%)

19.0

20,0

23,9

Kaynak: TÜİK

Türkiye’de işsizlikle ilgili bazı tespitler:

Türkiye ekonomisi 2001 krizinden bu yana geçen sekiz yılda aşağı yukarı 1 milyon yaratmış. Son iki yılda ise neredeyse hiç istihdam yaratamamış.

Sekiz yıllık dönemde ekonominin bu kadar az istihdam yaratabilmesi hem işsizlik hem de büyüme anlamında önemli bir sorunun göstergesi. 2001 krizinin ardından 2002 ve 2003 yıllarında da istihdam daralmaya devam etmiş ancak 2004’ten sonra (2004-2006 döneminde 1.2 milyon kişi) artmaya başlamış.

Türkiye’de yaklaşık yirmi yıldır tarımsal nüfusun payı azalıyor, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışan nüfusun payı artıyor. Bu, diğer gelişmekte olan ülkelerde de görülüyor.

Nüfusumuza her yıl yaklaşık 700 bin kişi ekleniyor. Nüfusumuzun %26.3’ü, yani yaklaşık 18.5 milyon kişi, 15 yaşın altında. Mevcut işgücüne katılım oranı ortalamasını korumak için bile, yılda en az 350 bin kişiye istihdam yaratılması gerekiyor.

2001 krizi sonrasında istihdamdaki gerileme, üretimdeki düşüş kadar yüksek olmadı. Başka bir ifade ile işletmeler, çalışan sayısını, üretimlerindeki düşüş kadar azaltmadı, daha az oranda çalışanı işten çıkardı. Ardından başlayan büyüme döneminde ise, buna zıt olarak, istihdam artışı sınırlı kaldı.

Kriz dönemlerinde (1994 ve 2001) tarım dışı istihdam hızla daralırken, tarımsal istihdam artıyor. Muhtemelen, kriz dönemlerinde tarımsal istihdamdaki artış, kentlerde yaşayan ve işsiz kalan nüfusun bir kısmının memleketine dönüp tarımsal faaliyetlere devam ettiğini gösteriyor. Yeniden büyümeye geçildiği dönemlerde ise tarım dışı istihdam artmaya başlarken, tarımsal istihdam azalıyor.

Tarımsal İstihdam ve Tarım Dışı İstihdamda Değişim (% olarak)

Kaynak: TÜİK


Mevcut krizde işsizlik oranı artmayan ülke yok gibi. Krizin en derin ve kalıcı etkisi büyüme ve istihdam üzerinde görülüyor. İşin kötü yanı ise, iyileşmenin en son işsizlik oranları üzerinde görülmesi bekleniyor.

Yarın Türkiye’de işsizliği daha yakından incelemeye çalışacağım.

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.