Türkiye ekonomisi son 15 yılda üçüncü büyük krizini yaşıyor:
1994-2001 ve 2008. Arada hafif atlattıklarımız da oldu. Fakat bu üç
kriz işsizlik başta olmak üzere ekonomik dengeler üzerinde büyük
etkiler yarattı.
İstihdam piyasasında uzun zamandır
tartışılan konulardan biri, 2001 krizi sonrasındaki yüksek büyüme
oranlarına rağmen, işsizliğin düşmemesiydi. Aylardır devam eden
durgunluk sonucunda geçtiğimiz günlerde gelen büyüme oranlarının
ardından dün açıklanan işsizlik verileri, bu soruna yeni bir boyut
kattı. Kasım 2008’deki resmi işsizlik oranı %12.3’e yükseldi. Daha da
vahim bir gösterge tarım dışı işsizlik oranının %15.4’e yükselmesi oldu.
|
2006 Kasım |
2007 Kasım |
2008 Kasım |
Kurumsal olmayan sivil nüfus (bin) |
68 426 |
69 185 |
69 943 |
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (bin) |
48 771 |
49 511 |
50 268 |
İşgücü (bin) |
23 500 |
23 217 |
24 310 |
İstihdam (bin) |
21 235 |
20 867 |
21 315 |
İşsiz (bin) |
2 265 |
2 350 |
2 995 |
İşgücüne katılma oranı (%) |
48.2 |
46,9 |
48,4 |
İstihdam oranı (%) |
43.5 |
42,1 |
42,4 |
İşsizlik oranı (%) |
9.6 |
10,1 |
12,3 |
Tarım dışı işsizlik oranı (%) |
12.2 |
12,6 |
15,4 |
Genç nüfusta işsizlik oranı(%) |
19.0 |
20,0 |
23,9 |
Kaynak: TÜİK
Türkiye’de işsizlikle ilgili bazı tespitler:
Türkiye
ekonomisi 2001 krizinden bu yana geçen sekiz yılda aşağı yukarı 1
milyon yaratmış. Son iki yılda ise neredeyse hiç istihdam yaratamamış.
Sekiz
yıllık dönemde ekonominin bu kadar az istihdam yaratabilmesi hem
işsizlik hem de büyüme anlamında önemli bir sorunun göstergesi. 2001
krizinin ardından 2002 ve 2003 yıllarında da istihdam daralmaya devam
etmiş ancak 2004’ten sonra (2004-2006 döneminde 1.2 milyon kişi)
artmaya başlamış.
Türkiye’de yaklaşık yirmi yıldır tarımsal
nüfusun payı azalıyor, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışan nüfusun
payı artıyor. Bu, diğer gelişmekte olan ülkelerde de görülüyor.
Nüfusumuza
her yıl yaklaşık 700 bin kişi ekleniyor. Nüfusumuzun %26.3’ü, yani
yaklaşık 18.5 milyon kişi, 15 yaşın altında. Mevcut işgücüne katılım
oranı ortalamasını korumak için bile, yılda en az 350 bin kişiye
istihdam yaratılması gerekiyor.
2001 krizi sonrasında
istihdamdaki gerileme, üretimdeki düşüş kadar yüksek olmadı. Başka bir
ifade ile işletmeler, çalışan sayısını, üretimlerindeki düşüş kadar
azaltmadı, daha az oranda çalışanı işten çıkardı. Ardından başlayan
büyüme döneminde ise, buna zıt olarak, istihdam artışı sınırlı kaldı.
Kriz
dönemlerinde (1994 ve 2001) tarım dışı istihdam hızla daralırken,
tarımsal istihdam artıyor. Muhtemelen, kriz dönemlerinde tarımsal
istihdamdaki artış, kentlerde yaşayan ve işsiz kalan nüfusun bir
kısmının memleketine dönüp tarımsal faaliyetlere devam ettiğini
gösteriyor. Yeniden büyümeye geçildiği dönemlerde ise tarım dışı
istihdam artmaya başlarken, tarımsal istihdam azalıyor.
Tarımsal İstihdam ve Tarım Dışı İstihdamda Değişim (% olarak)
Kaynak: TÜİK
Mevcut
krizde işsizlik oranı artmayan ülke yok gibi. Krizin en derin ve kalıcı
etkisi büyüme ve istihdam üzerinde görülüyor. İşin kötü yanı ise,
iyileşmenin en son işsizlik oranları üzerinde görülmesi bekleniyor.
Yarın Türkiye’de işsizliği daha yakından incelemeye çalışacağım.