28 Ekim 2009

Dow Teorisi de Satışa İşaret Ediyor

Küresel ekonominin yönünü belirleyen Amerikan piyasaları, Türk piyasasını ve ekonomisini de etkiliyor.

Son günlerde tüm dünyada hisse fiyatlarındaki gerileme, ‘acaba yeni bir düşüş trendine mi giriliyor?’ sorusunu gündeme getirdi. Ben de Ekim başından beri bazı yazılarımda hisse fiyatlarındaki yükselişin sonuna gelinmiş olabileceğine, yakın zamanda mutlaka en azından bir düzeltme olması gerektiğine değiniyorum.
Bugün ise hisse fiyatlarına yönelik en yaygın teorilerden biri olan Dow Teorisi’nin bu konuda neler söylediğinden bahsetmek istiyorum. Dow Teorisi’ne adını veren Charles Dow, Wall Street Journal gazetesinin kurucusu ve Dow Jones Şirketi’nin ortaklarından biri. Charles Dow’ın 1902’de ölümünden sonra arkadaşları, kendisinin hayattayken gazetesindeki yazılarına konu ettiği fikirlerini birleştirerek Dow Teorisi adını verdikleri teoriyi şekillendiriyorlar.
Teorinin tamamını bu yazıya sığdırmak mümkün değil. O yüzden ben sadece bugün için bizi ilgilendiren kısmından söz edeceğim.
Bu bizi neden ilgilendiriyor diye düşünebilirsiniz. Bunda haklılık payınız var ama, küresel ekonominin yönünü belirleyen Amerikan piyasaları, Türk piyasasını ve ekonomisini de etkiliyor.
Dow Teorisi
Biliyorsunuz Dow Jones Sanayi endeksi ABD borsalarının temel göstergelerinden biri. Bu endeks aynı zamanda borsanın ilk endeksi olma özelliğini de taşıyor. Zira borsanın kurulduğu yıllarda ABD gücünü artıran bir sanayi ülkesi ve borsadaki şirketlerin büyük çoğunluğu da sanayi sektöründe faaliyet gösteriyor. Ancak, sanayi endeksi kadar önemli olan bir endeks daha var. O da, ulaştırma endeksi.
Dow teorisine göre, sanayi endeksindeki bir yükseliş trendi, ulaştırma endeksi tarafından desteklenmezse başarısız olur. Yani, fabrikalar üretimlerini artıracaklar ve bunları ülkenin diğer bölgelerine ve limanlara gönderecekler ki; ulaştırma sektörü de canlansın. Aynı ilişki hammadde ve yarı mamul tedariki için de geçerli. Dolayısıyla, sanayi endeksi ve ulaştırma endeksinin paralel hareket etmesi gerekiyor. Sanayi endeksi yükseliyorken, ulaştırma endeksi yükselmiyorsa bu noktada bir ayrışma gerçekleşiyor. Bu ayrışma yakında yükseliş trendinde bir değişim olacağını işaret ediyor.
Endekslerde Görünüm
Bu kısa detaydan sonra son aylarda Dow Jones sanayi ve ulaştırma endekslerinin seyrine bir göz atalım. Hemen alttaki grafik, sanayi endeksinin yılbaşından bu yana seyrini gösteriyor. Endeks, Haziran-Temmuz dönemindeki hafif gerilemeye rağmen sürekli yükseldi ve Ekim ayında 10 bin puanın üzerine çıktı.

Aşağıdaki grafik ise ulaştırma endeksinin aynı dönemdeki seyrini gösteriyor. Ulaştırma endeksi, Eylül ve Ekim aylarında iki kez 4000 puanı geçmekte başarısız oluyor.

Yani sanayi endeksi Ekim ayında yeni bir zirve noktasına ulaşmış olmasına rağmen, ulaştırma endeksi bunu desteklemiyor. Dow Teorisi’ne göre bu bir ayrışmaya ve trend değişimine işaret ediyor.
Borsaların Seyri
Son dönemde ABD’de açıklanan mali tablolarda görülen yüksek karlar, şirketlerin faaliyet gelirlerindeki artıştan kaynaklanan karlar değildi. Yüksek karların ana nedeni maliyetlerdeki gerilemeydi. Özellikle işten çıkarmalarla kısılan maliyetler, Amerikan şirketlerinin satışlarında artış olmamasına rağmen, karlarını artırdı. Yani insanlar artık eskisi kadar çok tüketmiyor. Bunun yerine tasarruf edip beklemeyi tercih ediyorlar.
Yapılan yorumlardan bir kısmı, ABD endekslerinin yüzde 10 ve yüzde 40 arasında aşırı değerlenmiş olduğu üzerine. Dow Jones Sanayi Endeksi 9800’ün altına inerse 9300 puana kadar gerileme mümkün olabilir. Bu durumda benzer fakat muhtemelen daha sert bir gerilemeyi İMKB’de de görebiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"