Şu elimde görmüş olduğunuz grafik dünyada en fazla petrol rezervine sahip on beş ülkeyi, bunların elindeki rezerv miktarını (milyar varil olarak) ve dünya rezervlerindeki payını gösteriyor.
· Suudi Arabistan’ın rezervi 258.8 milyar varil ve tek başına dünya rezervlerinin yüzde 19’una,
· İran 137.6 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 10’una,
· Irak 115 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 9’una,
· Kuveyt 101.5 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 8’ine,
· Birleşik Arap Emirlikleri97.8 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 7’sine,
· Libya 44.3 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 3’üne,
· Katar 25.4 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 2’sine,
Veee bu yedi ülke 781,5 milyar varil ve dünya rezervlerinin yüzde 57.7’sine sahip. Yani dünya petrol rezervlerinin yarısından çoğu, istikrarsız, riskli ve ya da potansiyel riskli Arap ülkeleri ve İran’ın elinde.
İki haftadır piyasalarda risk düzeyini artıran Libya, dünya rezervlerinin sadece yüzde 3’üne sahip bir ülke. Ancak, gerilimin bulaşma olasılığı olan diğer ülkelerin rezervleri Libya’nınkinden çok daha yüksek. Fiyatların sert hareketler yapmasının (ya da yaptırılmasının) nedeni de bu.
Varil fiyatının 100 doların üzerine çıkmasının ardından 220 dolar olasılığının dile getirilmesini büyümüş gözlerle izleyenler var. Gerçekten korkutucu bir tahmin. Ancak petrol fiyatının oralara kadar yükselmesi ile oralarda sabit kalması arasından çok fark var.
Her geçen gün rezervlerin azalmasının ve tüketimin artmasının ötesinde, aslında petrol fiyatlarının çok da yükselmesi için ben mantıklı bir neden göremiyorum. Geri dönüp 2008 yazında varil petrol fiyatının 147 dolar ile rekor kırdığı gün ile 35 dolarla dip yaptığı gün arasında sadece birkaç ay olduğunu hatırlarsanız, bugünkü fiyat hareketlerinin petrolün reel değerini yansıtmadığını, gelecek yıl 220 dolara yükselirse de yansıtmayacağını görmek daha kolay olabilir.
Çarkıfelek şimdi Libya’da durdu ve 101 doları işaret ediyor. Kim bilir; bundan sonra nerede duracak ve kaç puan verecek?