12 Aralık 2012

Büyümenin İnişli-Çıkışlı Yolları

Dün açıklanan 3. çeyrek büyüme oranları bazıları için bir sürpriz, bazıları için ise malumun ilanı oldu...

 

Dün açıklanan 3. çeyrek büyüme oranları bazıları için bir sürpriz, bazıları için ise malumun ilanı oldu. Piyasa beklentileri genellikle yüzde 2.5 ve civarında bir büyümeye işaret ederken, TÜİK oranın yüzde 1.6 olduğunu söyledi.

Daha yüksek büyüme bekleyenlerin bu beklentilerinin temelinde, muhtemelen, sanayi üretim endeksinin 3. çeyrekte, 2011’in 3. çeyreğine göre yüzde 2.7 civarında artmış olması yatıyor. Oysa sanayi üretim endeksi, büyümeyi en çok etkileyen değişken olsa da, bu gücü 3. çeyreklerde oldukça zayıfladığı için, büyüme tahminlerinin sapmasına neden olabiliyor. Çünkü sizlerin de iyi bildiği gibi; özellikle 3. çeyreklerde tarım, turizm ve inşaat sektörlerindeki hareketlenme, bu sektörlerin genel büyüme performansını artırıyor.

Aşağıdaki tabloda göreceğiniz gibi, inşaat ve turizmin büyüme hızları 2010 ve 2011’in üçüncü çeyreklerinin oldukça gerisinde. Benzer şekilde ulaştırma ve ticaret sektörlerinin de hızları geçen yılların altında seyrediyor. Hatta ticaret haricindeki diğer üç sektörün performansı, bu yılın ikinci çeyreğine göre de yavaşlamış görünüyor.

\

Bu sektörler neden önemli derseniz, cevabını hemen yanlarındaki sayılarda bulabilirsiniz. Gördüğünüz sektörlerin performansı, 3. çeyrekte en az sanayi kadar önemli çünkü bunlar Türkiye ekonomisinin 2.,3.,5. ve 6. büyük sektörleri. 

Dikkat çeken başka bir konu ise tüm alt sektörler içinde küçülen tek sektörün ‘ticaret’ olması. Yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturan ve imalat sanayii ile ulaştırmadan sonra en  büyük 3. altsektör olan ticaretin 11 çeyrek aradan sonra küçülmüş olması da, büyümenin yavaşlamasına sebep olan başka bir faktör. İşte bu nedenle, yani, sanayi dışındaki sektörlerdeki yavaşlamanın da etkisiyle 3. çeyrek büyüme oranı yüzde 1.6 ile son 12 çeyreğin (yani son 3 yılın) en düşük düzeyine indi.

 

Net İhracat Katkısı

 

Bir yıl önce başlayan yumuşak iniş hala devam ediyor ve eldeki veriler net ihracatın pozitif katkısı olmasa, inişin çok daha sert olabileceğini gösteriyor.

Dün açıklanan 1.6 puanlık büyüme büyük ölçüde net ihracatın katkısı ile yakalanmış bir hız. Daha açık ifade etmek gerekirse, net ihracatın 3.4 puanlık katkısı olmasaydı ekonomimiz yüzde 1.8 civarında daralmış olacaktı. Durumu biraz daha ilginç kılan şey şu ki; net ihracatın katkısı olmasaydı Türkiye ekonomisi bu çeyrekte resesyona girmiş olabilirdi.

İşte bu nedenle gerek mal, gerek hizmet ihracatı Türkiye ekonomisi için son yıllardaki en kritik fonksiyonlarından birini yerine getiriyor. Özellikle ihracatı diyorum çünkü, Türkiye şu an itibarıyla dünyada ihracatını en hızlı artıran 3. ülke konumunda. TÜİK verileri 2012 yılında bugüne dek 45 ülkeye ihracat rekoru kırıldığını gösteriyor. AB ekonomilerinden büyük kısmı hala darboğazdayken, Euro Bölgesi resesyona girmişken Türkiye’nin ihracatını artırmaya devam ediyor. Bu önemli çünkü, Avrupa en büyük ihracat pazarımız.

Aşağıdaki grafik net ihracatın büyüme üzerindeki etkisini incelemek için faydalı olabilir. 2008’e kadar 27 çeyrek büyüme döneminde (grafikte 1. Bölge) negatif seyreden net ihracatın katkısı, küresel krizin başlaması ile pozitife dönüyor (2. Bölge). Ancak buradaki değişim, kriz algısı nedeniyle büyük ölçüde ithalattaki gerilemeden kaynaklanıyor. Nitekim 2010 ve 2011 döneminde ithalattaki hızlı artış sebebiyle net ihracat büyümeyi yeniden negatif etkilemeye başlıyor.

\

2011 sonlarında yeniden alevlenen Avrupa krizi bütün piyasaları kavururken, Merkez Bankası ve BDDK bu döneme yüksek cari açıkla girmemek için frene basmaya başlıyor ve grafikte gördüğünüz 3. Bölgede kredi artış hızı yavaşlamaya, büyüme hız kesmeye başlıyor. Bu dönemin 2001 ve 2008 krizlerinden çok bariz bir farkı var. O da büyümenin yavaşlamasına rağmen, negatife düşmemesi. Yani ekonominin büyümeye devam etmesi. Buna yumuşak iniş deniyor.

Ancak son iki çeyrekte bunun olmasını sağlayan unsur, az önce yukarıda değinilen, ihracat artışı. Mal ve hizmet ihracatımız 2012 yılının 2. Ve 3. Çeyreklerinde bu performansı göstermemiş olsalardı, ekonomimiz küçülmüş olacaktı. Son 5 çeyrekte net ihracatın büyümeye pozitif katkı vermesinin nedeni 2001 ve 2008 krizlerinde olduğu gibi ithalatın gerilemesinden değil, ihracatın artmasından kaynaklanıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"