9 Mart’tan bugüne piyasalar gördükleri dip ve zirve düzeylerinden hızlı bir geri çekilme yaşadı. Bugün geldiğimiz noktada akıllarda beliren fakat sormaktan imtina edilen bir soru var: Acaba bu düzelme hareketi devam eder mi, yoksa kötü günlere geri dönecek miyiz?
İşte benim bu soruya cevabım...
Geçtiğimiz iki ay içinde, özellikle mali piyasalarda, farkında olduğumuz ya da olmadığımız birçok iyi işaret geldi. Şu anda resesyonun 16. ayındayız ve bu geçmiş resesyonlarla kıyaslandığında ortalama resesyon süresini geçtiğimizi gösteriyor. Devlet müdahaleleri 16 trilyon dolara ulaştı. Hemen hemen bütün büyük ekonomiler faiz oranlarını düşürdü. Borsa endeksleri son bir ayda %25 civarında yükseldi. VIX endeksi, Goldman Sachs’ın mali durum ve mali sıkıntı endeksleri oldukça geriledi. Geçen hafta G-20 Zirvesi’nde 1.1 trilyon dolarlık yeni bir paket ve mali sisteme yönelik yeni kurallar getiren bir anlaşma kabul edildi. Hepsinden önemlisi, peş peşe gelen yükselişlerden sonra, son iki haftada piyasalarda bir iyimserlik havası belirdi.
Fakat, kriz kısa zamanda moralleri öyle bozdu ki; özellikle G-20 Zirvesi’nden sonra, son bir aydaki hızlı yükselişin ardından yeniden düşüş sürecine girilebileceğine yönelik endişeler artmaya başladı. Sahipleri açısından bunun haklı bir endişe oluğunu düşünüyorum. Örneğin borsalarda (hem Türkiye hem diğer ülkelerde) öyle hisse senetleri var ki, bir yıl önceki fiyatlarının %20’si , üç yıl önceki fiyatlarının %4-5’i düzeyinde. Sütten ağızları yananların şimdi yoğurdu üfleyerek yemeleri ve son bir aydaki ortalama %20-%25’lik yükselişi realize etmek istemeleri anlaşılabilir bir harekettir. Ama, profesyonel yatırımcılar değilseniz, ben borsada bu tür bir hareketten kaçınmanız gerektiğini düşünüyorum. Yani eğer aldığınız fiyatın çok altında işlem gören bir hisse senedi varsa, bırakın beklesin.
Zaman zaman çeşitli yerlerde dile getirdiğim ve bağılılıkla savunduğum bir görüş var: İki yıla yakın süredir piyasaları altüst eden krizden çıkış (ya da düzelme süreci), mali piyasalar ve reel sektörde aynı anda olmayacak. Biz, sanayi üretimi, işsizlik, ihracat ve bütçe gelişmelerinde kötü veriler almaya devam ederken, mali piyasalar yönünü çoktan yukarı çevirmiş olacak. Reel sektörde iyileşme ise sonradan başlayacak.
Bunun iki nedeni var. Birincisi, mali piyasaların doğası budur. İyileşmeyi de kötüleşmeyi de önceden fiyatlamaya başlarlar. Borsalar, krizden önce düşüşe, kriz bitmeden önce yükselişe geçer. Yani, reel sektörde kriz bitmeden önce, mali piyasalarda bitmiş olacaktır. İkincisi, krizin yatırımcılar tarafından nasıl algılandığına bağlı olarak, zaman zaman varlıklar aşırı derecede satılabilir. Örneğin petrolün varili geçtiğimiz yaz (birkaç ay içinde) %75 düşerek 35 dolara kadar geriledi.
Bu çerçevede, birçok hisse senedi de, sektöre ya da şirkete olan güvensizlik nedeniyle aşırı değer kaybetmiş olabilir. Bu hisseler yeniden alınmaya başladığında (ki bu süreç Şubat sonunda başladı), bir süre sonra kısa vadeli spekülatif yatırımcılar ellerindeki karlı hisseleri satmaya başlarlar. Bu piyasada düzeltme hareketi olarak hissedilir. Onlarla birlikte dip seviyelerden hisseleri satın alan uzun vadeli yatırımcılar ise satış için acele etmezler ve hala uzuz fiyattan satılan bu hisseleri almaya devam ederlerse, yükseliş hareketi devam eder.
Bir de açığa satıcılar var ki, bunlar piyasadaki hareketin şiddeti açısından önemli bir gruptur. Açığa satıcıların, bugünlerde %25 artan borsalarda satış zamanının geldiğini düşündüklerini ve hisselerde satış yönlü işlem yapmaya başladıklarını varsayalım. Açığa satıcıların aksine, alıcılar daha baskın olur ve fiyatlar yukarı gitmeye başlarsa, açığa satıcılar sattıkları hisse senetlerini, pozisyonlarını kapatırken daha yüksek fiyatlardan almak zorunda kalırlar. İşte bu, hisse fiyatlarının daha da hızlı yükselmesine neden olur.
Bu tür bir hareketin olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Nisan ayı, bu haftadan başlayarak, ilk çeyrek bilançolarının açıklanacağı bir dönem olacak. Bilançolar, anormal kötü gelmediği müddetçe piyasa da kötü etkiler yaratmayacaktır. Çünkü zaten piyasa, iyi bilançolar beklemiyor.
Ben önümüzdeki günlerde borsalarda sert bir düşüş hareketi olacağını ve yeniden düşüş sürecine gireceğimizi düşünmüyorum. Çok kısa süreli ve sert olmayan bir düzeltmeden sonra Nisan ve Mayıs aylarında yükseliş hareketi devam edecek gibi görünüyor.