Salı gününün yarısından çoğunu düşüşle geçiren borsalar, öğleden sonra ABD’nin Massachusetts eyaletinde yapılan Senato seçimini Cumhuriyetçilerin kazanması ve bu nedenle sağlık reformunun önünün kapanmasını kutlamaya başlayarak yüzde 1’e yakın yükselişle kapanış yapmışlardı.
Son bir hafta içinde gördüğümüz başka bir tuhaflık ise, ABD ekonomisinin resesyondan çıkmış ve büyümeye geçmiş olduğu bilinmiyormuş gibi, açıklanan mali tablolarda bazı şirketlerin karlarının aşırı coşkuyla karşılanıyor olması. Ekonomi büyüyorken, şirketlerin kar etmesi normal bir durumdur; aksi ilginç olurdu.
Çin Etkisi
Neyse ki; Çin faiz oranlarını yılbaşından bu yana ikinci kez yukarı çekti de; önce Çin borsası, ardından Avrupa ve nihayet ABD endeksleri dün düşüşle kapandılar. Çin ekonomisi konusunda son ay içinde üç farklı yazı yazdım, burada yeniden üzerinde durmayacağım. Sadece şunu söylemekle yetineyim: Çin’in ekonomideki hızlı büyüme sonucu oluşan balonları (başta emlak) ve enflasyonu kontrol etmek için faizleri yukarı çekmesi, borsaları aşağı çekip, doları diğer paralara karşı güçlendiriyor olsa da; Çin’de başlaması muhtemel bir kriz, dünya ekonomisini son iki yıldır sarsan küresel krizin etkilerinden daha büyük sonuçlar yaratacak olsa da; ortada bir gerçek var: Çin’in ekonomik modeli, dünya ekonomisi için faydadan çok zarar yaratma potansiyeline sahip. Bunun nedeni mevcut durumun uzun vadede sürdürülemez olması. Sürdürülemez çünkü Çin’in kontrolsüz büyümesi, birçok ülkenin potansiyelini küçültüyor.
Belki abartılı bir basitleştirme olacak fakat, bunu en kolay şöyle açıklayabilirim sanırım. Diyelim ki; Çin faiz başta olmak üzere bazı araçlarla iç talebini sınırlamayı başaracak ve şimdiye dek yaptığı gibi üretimini ihracat odaklı devam ettirerek ödemeler dengesinde fazla vermeyi yıllar boyunca sürdürecek. Pekiyi, Çin verdiği fazlaları rezervlerine ekleyerek sermayeyi kendinde toplarken, diğer ülkeler Çin’den ithalat yapacak parayı nereden bulacaklar? Üretim Çin’e kaymaya devam ettikçe, diğer ülkelerdeki insanlara nasıl istihdam yaratılacak? Mevcut işsizlik nasıl aşağı çekilecek? Bugün işletmeler, Çin’den ithal ederek maliyetlerini düşürüyor olabilirler ama böyle giderse, yıllar sonra bu malları satacak müşteri bulamayacaklar.
O yüzden, Çin’deki faiz artışının dünya ekonomisinin büyüme hızını aşağı çekecek olmasının borsaları düşürmesini fazla önemsememek gerekir. Varsın Çin az büyüsün, dünya ekonomisi az büyüsün. Bu dünya için bir zarar değil faydadır.
Yazmayayım dedim fakat yine sayfanın yarısını Çin aldı.
Tekrar düne dönelim…
Ocak Etkisi
‘Ocak Etkisi’ denen kavramı duymuşsunuzdur. Ocak Etkisi, başta vergisel nedenlerle Aralık ayında hisse senetlerinde satışa geçildiği ve Ocak ayında ise alımların yeniden başlaması ile hisse fiyatlarının yeniden yükselişe geçtiği; dolayısıyla Ocak aylarında borsa endekslerinin yükseldiğini ifade ediyor. Bu bilinen kısmı. Daha az bilineni ise şu ki; yükselişler daha çok Ocak ayının ilk yarısında olurken, özellikle üçüncü haftada yatırımcılar mevcut karın yeterli olduğunu düşünüp satışa geçerler.
Tabii ki; bunları yazarken dünkü düşüşün nedeninin Ocak Etkisi olduğunu iddia etmiyorum. En azından tek başına değil. Fakat ayın ilk yarısında fiyatların ve endekslerin zirvelerine ulaştığını ve mevcut düzeylerin satış için oldukça elverişli olduğunu da hatırlatmaya gerek yok.
Yeni Canlandırma
Dünyada sadece reel ekonomiye yönelik olarak 5 trilyon dolardan fazla canlandırma paketi açıklandı. Ancak, büyük oranda bunun etkisiyle alınmaya başlayan iyileşme işaretleri artık siliniyor. Yeniden çelişkili ekonomik göstergeler almaya başladık. Peki ya, görülen bu canlanma bir seraptan ibaretse, şirketler önümüzdeki aylarda yeniden zarar etmeye başlar, ekonomiler yine resesyona girerse ne olur? Bu soruyu ne ilk soran benim ne de tek soran. Bu kadar düşük faizlere, büyük canlandırma paketlerine ve devasa bütçe açıkları ile artan kamu borçlarına rağmen ekonomilerde kalıcı canlanma başlamazsa sonuç bir felaket olabilir. Bu yüzden yeni paketlerin açıklanması ya da mevcutların uzatılması gereken ülkeler var.
Dün gece Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz de kısa vade de risklerin ciddi olduğunu ve başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde yeni canlandırma paketlerinin açıklanması gerektiğini; bu yapılmazsa krizin çift dipli bir resesyonla sonuçlanabileceğini söyledi.
* * *
Bugün borsalar yeniden yükselirse şaşırmamak gerekir. Bu dönem böyle geçecek. Ama bir gün borsalardaki şişkinlik sönmeye başlayınca da şaşırmamak gerekir. Çünkü bugün aşırı iyimser bir ortamdayız.
Birçoğunuz kendi şirketinizin sahibisiniz; değilseniz de şuna cevap verebilirsiniz: “Bugünkü ekonomik ortamda bulunduğunuz ülkedeki faizler düştüğü için şirketiniz/işyerinizin değeri artar mı?” Hayır, artmaz. Peki, faizler düştüğü için, başıboş paranın borsalara akıp şirketlerin hisse fiyatlarını yükseltmesine ne demeliyiz?
Bugün fiyat ve değer arasında büyüyen bir boşluk var ve bu boşluk bir gün kapanmalı.