Dün TÜİK tarafından açıklanan istihdam verilerine göre Şubat-Mart-Nisan döneminde işsizlik oranı yüzde13.7 olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranının yüzde 15.8 olduğu düşünüldüğünde bu olumlu bir değişime işaret ediyor.
Dün açıklanan veriler şu iki değişimi de görmemizi sağladı: İşsiz sayısı geçen yıla göre 338 bin kişi gerilerken, istihdam edilen insan sayısı geçen yıla göre 1 milyon 593 bin kişi arttı.
Geçen bir yıl içinde nüfusumuzun 806 bin kişi artmış ve aynı sürede işgücüne 1 milyon 255 bin kişi katılmış olduğunu göz önüne aldığımızda,  ekonominin işgücüne eklenen bu sayıdan daha fazlasına istihdam yaratabildiğini söyleyebiliriz.
Ana sektörler itibarıyla, geçen yılın aynı dönemine göre;
- Tarım sektöründe çalışanların sayısı 636 bin
- Sanayi sektöründe çalışanların sayısı 353 bin
- İnşaat sektöründe çalışanların sayısı 151 bin
- Hizmetler sektöründe çalışanların sayısı 454 bin kişi artmış.
İşsizlik, ülke ekonomisini en büyük sorunu. Aslına bakarsaız sadece bizim değil bütün dünyanın sorunu ve ne yazık ki bu sorun en geç çözüm bulunabilecekler listesinin başında duruyor.
Bu konudaki görüşlerimi biliyorsunuz ama yine de şunu söylemeden devam etmem mümkün değil. Türkiye’deki işsizlik oranı yıllardır yüksek düzeylerde. Kriz döneminde artan işten çıkarmalar ile işsizlik oranımız tarihin en yüksek düzeylerine ulaştı. Fakat oransal olarak pek çok gelişmiş ülkedeki işsizlik artışı bizim daha üzerimizde. Söylemek istediğim, pek çok Avrupa ülkesinde, ABD ve Japonya’da işsizlik oranı iki katına ulaşırken, Türkiye’de işsizlik oranında artış daha düşük kaldı.
Bu bir teselli değil, sadece durum tespiti. Zaten kastım, Türkiye’de işsizlik sorununun diğer ülkelerden daha hafif olduğunu söylemek değil; bu sorundaki kötüleşme hızının diğer ülkelerin gerisinde olduğuna işaret etmek. Bu meyanda, İki hafta önce açıklanan Euro Bölgesi işsizlik oranının yükselmeye devam ettiğini ve yüzde 10.1’e ulaştığını da bilginize sunmak isterim.
Önümüzdeki aylarda muhtemelen, tarım, turizm ve inşaat sektörleri öncülüğünde, işsizlik oranındaki düşüşün devamını göreceğiz. Bu beklentinin önünde duran bir numaralı engel ise Avrupa Borç Krizi nedeniyle bölgedeki talebin canlanmaması, ihracatın bundan etkilenmesi ve gelen turist sayısındaki azalma nedeniyle istihdam üzerinde görebileceğimiz baskı olabilir.