14 Aralık 2011

AVRASYA KAPLANI MI? ISINAN BİR EKONOMİ Mİ?

Dün 3. Çeyrek büyüme oranı açıklandı biliyorsunuz. Türkiye ekonomisi...


Dün 3. Çeyrek büyüme oranı açıklandı biliyorsunuz. Türkiye ekonomisi son çeyrekte (Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde) 2010’un aynı dönemine göre yüzde 8.2 büyüdü. Oran konusunda beklenti yüzde 6.3 olunca, veri bir anda büyümeyi tartışma konusu yaptı. 
Bir taraf bu oranı son derece olumlu bir gelişme olarak kabul ederken, diğer taraf ise büyümenin ısınmanın da ötesine geçtiğini savunuyor. Gelin iki taraftan da büyümeye bakalım.

Avrasya Kaplanı*

İlk üç çeyrekte ekonomi sırasıyla yüzde 12 yüzde 8.8 ve yüzde 8.2 büyüdü. Böylece 9 aylık büyüme ortalaması yüzde 9.6’ya ulaştı. 9.6’lık büyüme, Çin’den (9.4) daha yüksek bir hız olması açısından önemli. 

Önemli olan başka bir gelişme ise 2001 yılından bu yana Türkiye’nin 3. çeyrekler itibarıyla en yüksek büyüme hızına ulaşmış olması. Yani ekonomimiz son 10 yılda şimdiye kadarki bütün 3. çeyreklerden daha hızlı büyüdü.
Bu performansta net ihracat artışının önemli bir payı var. Yedi çeyrekten sonra ilk kez net mal ve hizmet ihracatı büyümeyi pozitif yönde yüzde 3.5 destekledi. Üçüncü çeyrekte mal ihracatımız 2010’un 3. çeyreğine göre yüzde 25.4 artarak 27 milyar dolardan 33.9 milyar dolara, hizmet ihracatımız ise aynı dönemde yüzde 12 artarak 12.5 milyar dolardan 14 milyar dolara yükseldi.

Büyümenin belirleyicilerinden sanayi üretimi 2011’in üçüncü çeyreğinde 2010’un aynı dönemine göre yüzde 7.5 artarak ortalama 116.3’ten, ortalama 125.1’e yükseldi. 
Ve belki de en sevindirici olanı 2011 Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde istihdam hacminin 2010’un aynı dönemine göre 1 milyon 689 bin kişi artması ve işsiz sayısının 450 bin kişi azalması ile bu dönemde işsizlik oranının yüzde 11.4’ten yüzde 9.2’ye gerilemesi oldu.
Son çeyrekte en hızlı büyüyen sektörler yüzde 15.8 ile mali kurumlar, yüzde 10.6 ile inşaat, yüzde 9.6 ile ticaretken, imalat sanayi yüzde 8.9 büyüdü. İlk 9 ayda en hızlı büyüyen sektörler ise yüzde 13.8 ile ticaret, yüzde 13 ile mali kurumlar, yüzde 12.8 ile inşaat, yüzde 11.7 ile ulaştırma ve yüzde 10.5 ile imalat sanayii oldu.
9 ayda yüzde 9.6 büyüyen ekonominin yıl sonu büyüme hızının OVP hedefi olan yüzde 7.5’i geçme ihtimali var.

· Son çeyrekte yüzde 2 küçülürsek yıl genelinde büyüme yüzde 6.75

· Son çeyrekte 0 büyürsek yıl genelinde büyüme yüzde 7.25

. Son çeyrekte yüzde  2 büyürsek yıl genelinde büyüme yüzde 7.75

· Son çeyrekte yüzde 4 büyürsek yıl genelinde yüzde 8.25 büyümüş olacağız.

Isınan Ekonomi

Türkiye ekonomisindeki bu gelişmeler Avrupa Birliği’nde ekonomik, Orta-Doğu ve Kuzey Afrika’da siyasi kriz yaşanmasına rağmen gerçekleşti. Bundan bize ne diyebilirsiniz. Ama bunu dikkate almamızı gerektiren iki neden var.
Birincisi, Türkiye toplam ihracatının yüzde 72’sini bu bölgelere yapıyor.  İkincisi ise Türkiye için cari açığı finanse eden doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarının kaynağı Avrupa ülkeleri. Yani Avrupa’da yaşanan krizin cari açığın finansmanında neden olabileceği bir risk var. Doğrusu bu risk şimdiye kadar gerçekleşmedi. Hatta bildiğiniz gibi doğrudan yabancı yatırım girişleri geçen yılın oldukça üzerinde seyrediyor ve ilk 10 ayda 11.5 milyar dolara ulaştı. Ama, (Avrupa krizinin daha da derinleşmesi gibi) bizden kaynaklanmayan bir nedenle de olsa, bu girişlerin (özellikle portföy) azalması mümkün.
İlk 10 ayda cari işlemler açığı 65 milyar dolara ulaştı. Büyük olasılıkla yılı 72 milyar dolar civarında bir açıkla tamamlayacağız. Son 4 ayda açıkta gerileme eğilimine girildiğini grafikte görebilirsiniz. İlk 6 ayda ortalama 7.5 milyar olan açık, son 4 ayda ortalama 4 milyar dolara geriledi. Fakat, gerilemeye başlamış olsa da, 2011 Türkiye için cari açık açısından kötü bir yıl oldu.

Biliyorsunuz, Haziran ayından bu yana döviz kurunda sert bir yükseliş var. Önce TCMB tarafından bilinçli olarak yükselmesine zemin hazırlanan kur, Ağustos-Eylül aylarında Avrupa’da tavan yapan kriz söylentileri ile beklentilerin ötesine geçerek sepet bazında 2.20’ye geldi. Uzun yıllar boyunca gerileme eğiliminde olan enflasyon bu nedenle son aylarda yeniden yükselmeye başladı.

Şimdi hem cari açığı azaltmak, hem de enflasyonu yeniden rayına sokmak için 2012’nin ilk yarısında şimdiki büyüme oranlarının altında kalacağımız bir döneme giriyoruz.
*Wall Street Journal son sayısında Türkiye için bu ifadeyi kullanmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları

5 yıl önce, kaç yıl sonra

Dün, küresel krizin 5. sene-i devriyesini idrak ettik. Lehman Brothers\'ın 15 Eylül 2008\'deki iflas başvurusunun üzerinden 5 yıl geçti

İkinci çeyrekte büyüme ne olacak?

2013 için birçok uluslararası kurum parlak bir yıl tahmini yapmamıştı. Fakat son beş yılda alıştığımız üzere, bu pek de parlak olmayan tahminler, yıl içinde daha kötüleri ile revize edildi

Turizmde yılın ilk yarısı nasıl geçti?

Dünyanın 6, Avrupa’nın 4. en çok yabancı turist çeken ülkesi olduğumuzu eminim çoğunuz biliyorsunuz.

"
"