Türk basınında Afrika’nın ayrı bir yeri vardır; gündemde ya hiç yer almaz, ya da son sıralarda gelir. Bunun birinci nedeni hükümetlerin Afrika’ya olan ilgisizliğidir. Oysa, Türkiye için bu kıta ile daha yakından ilgilenmenin vakti çoktan geldi. Zira, yakın gelecekte Türkiye ekonomisine komşularından sonra en büyük faydayı sağlayacak ülkeler Afrika ülkeleri olacak.
Neyse ki; son üç ya da dört yıldan beri dış ticaret politikamızda Afrika’ya özel bir vurgu yapılıyor ve bu kıtanın ihracatımızdaki payı artıyor.
Diğer taraftan Çin, uzun yıllardan beri Afrika ile hem ekonomik hem de siyasi olarak yakından ilgilenen bir ülke. Son olarak geçen hafta sonu Mısır’ın Şarm el-Şeyh şehrinde Çin-Afrika İş Forumu düzenlendi. Binden fazla iş adamının katıldığı bu toplantıya, Türkiye’ye gelmekten son anda vazgeçen Sudan Devlet Başkanı El-Beşir’in de bulunduğu birçok devlet ya da hükümet başkanı da katıldı. Toplantının sonunda ise Çin, Afrika ülkelerine 10 milyar dolar kredi vereceğini açıkladı.
Bu noktada, Çin’in Afrika finansmanında bir numaralı ülke olduğunu da vurgulamak gerekir. Gerek kredi, gerekse hibe yoluyla Çin, Afrika’ya en fazla yardım yapan ülke. Bunun doğal sayılabilecek bir sonucu olarak Afrika ülkelerinin Çin ile dış ticaretinde önemli artışlar yaşanıyor. Örneğin, ABD yıllar boyunca Güney Afrika’nın en fazla ihracat yaptığı ülke iken, bu yıldan itibaren bu konuma Çin yükseldi. Almanya bu ülkenin en büyük ticaret ortağı iken, o sıfatı da artık Çin taşıyor. Tabii ki bunda, kriz nedeniyle ABD ve Avrupa’da düşen talebin önemli bir etkisi var.
Son birkaç yılda Brezilya ve (ilginçtir) Venezuela’nın da Afrika üzerinde daha yoğun çalıştığı söylenebilir. Brezilya bu işi sessiz ve derinden götürmeye çalışırken, lideri olan Chavez’in de etkisiyle Venezuela kendini kıtanın kurtarıcısı ya da uluslar arası arenadaki sözcüsü gibi görüyor.
Brezilya’da Lula de Silva’nın iktidarından sonra ülke ekonomisi büyük atılım yaptı. Artık Afrika bu ülke için hem ekonomik hem de siyasi olarak büyük bir hedef. Brezilya’nın da Afrika’ya ihracatı sürekli olarak artıyor. Ayrıca, sadece Lula de Silva döneminde Brezilya, Afrika’da tam on yedi yeni büyükelçilik açtı. Bu çok önemli bir sayı zira Türkiye’nin bütün Afrika’daki büyükelçilik sayısı on iki. Bunların beşi ise Kuzey Afrika ülkelerinde bulunuyor.
Tabii bir de Avrupa faktörü var. Yıllar boyunca Afrika’nın tamamını sömürgeleştirmiş olan Avrupa ülkeleri bugün hala Afrika’nın her noktasında aktifler. Örneğin Güney Afrika ile AB arasında bir serbest ticaret anlaşması var. Bu anlaşmaya göre birçok ürün gümrüksüz işlem görüyor, bazılarında ise gümrük vergileri aşağı çekilmiş durumda. Benzer anlaşmalar AB ile Kuzey Afrika ülkeleri arasında da var. İşin Afrika açısından kötü tarafı bu anlaşmaların genellikle kendi ülkeleri aleyhine işliyor olması.
Senegal hala pet şişe sularını Fransa’dan alıyor ise Türk girişimcilerinin ve devletinin atabileceği çok adım var demektir.