Dün 15:30’da ABD’den gelen iki veri piyasaların yönünü aşağı çevirdi. Avrupa borsalarındaki yükseliş yüzde 1’e yaklaşmıştı ki, ABD’de Ekim ayında verilen inşaat izinleri ve Ekim ayında yapılmaya başlayan inşaatların sayısı açıklandı. Borsalar önce gün içindeki yükselişlerini geri aldı, ardından bazıları eksiye geçti. İstanbul borsası ise bu haftanın başından beri düşmeye devam ediyor.
2006 yılında sorunları baş gösterdiği ABD konut sektöründe yeni inşaat başlangıçlarındaki en kötü veri geçen Nisan ayında açıklanmış, o ay dan sona ibre yuları dönmüştü. Eylül ayında 592 bin adet yeni inşaatın başladığı ülkede, Ekim ayındaki başlangıçların sayısının daha da artacağı ve 600 bine ulaşacağı bekleniyordu. Ama gelen rakam (529 bin) bunun altında kaldığı gibi, Nisan ayında gördüğü en düşük düzeye (479 bin) oldukça yakın çıktı. Böylece Ekim ayında inşaat başlangıçları önceki aya göre yüzde 10,6; geçen yılın Ekim ayına göre ise yüzde 30,6 gerilemiş oldu. Bu aynı zamanda, 2006’daki rakamın neredeyse üçte biri. Aşağıdaki tablo 2006-2009 Ekim’lerinde inşasına başlanan yeni ev sayısını gösteriyor.
Tarih |
İnşaat Başlangıçları (bin) |
Ekim 2006 |
1.491 |
Ekim 2007 |
1.264 |
Ekim 2008 |
763 |
Ekim 2009 |
529 |
ABD’de müstakil ev inşaatları, toplam konut inşaatlarının yüzde 90’ını, apartman ya da siteler ise toplam konut inşaatlarının yüzde 10’unu oluşturuyor. Apartman ve site inşaat başlangıçları son 50 yılın en düşük düzeyinde.
Peki bunun anlamı ne?Normal ekonomik şartlarda bu tür bir verinin piyasalar üzerindeki etkisi çok da büyük değildir. Ancak, 2008’in Eylül’ünde ‘Küresel’ statüsüne ulaşan mali krizin henüz ‘sub-prime mortgage krizi’ olduğu günlerde, ekonomik aktivitenin nasıl gerilediğini gösteren işaretlerden biri olan yeni inşaat başlangıçları daha önemli bir veri haline geldi.
İnşaat sektöründeki hareketlilik, sadece Türkiye’de değil, bütün ülkelerde ekonomik aktivitenin en iyi göstergelerinden biri. Ayrıca birçok sektörü de harekete geçirdiği, ya da hareketini kısıtladığı için bir öncü etkisinden de söz edebiliriz. ABD’de yeni inşaat başlangıçlarındaki gerilemenin de, bu nedenle ayrı bir anlamı var.
Diğer taraftan Obama hükümetinin krize karşı alınan önlemler çerçevesinde, konut ve otomobil alımı konusunda tüketicilere bazı vergi ve faiz avantajları sapladığını da biliyoruz. Daha açık söyleyeyim: ABD’de geçtiğimiz aylarda otomobil ve konut satışları/başlangıçlarındaki artışı, hükümetin bu alandaki teşvikleri sağlamıştı. Ama geçen ay bunların süresi doldu. Şimdi gördük ki, devlet bu piyasalardan ellini çekince, aşağı yönlü hareket devam ediyor. Başka bir ifadeyle, son aylarda devlet desteğiyle yaratılan talebin suni bir talep olduğu ortaya çıktı.
ABD’de şu an 15,7 milyon kişi işsiz ve işsizlik oranı yüzde 10,2 ile Nisan 1983’ten beri en yüksek düzeyinde. Dahası, insanlar hala işlerini kaybetmeye devam ediyorlar ve bu sürecin bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Tabii ki, yüksek işsizlik tek başına konut sektöründeki talebin düşüklüğünü açıklamak için yeterli bir sebep olamaz. Ancak, işsizliğin büyüyen ve devam eden bir sorun olması, tüketicilerin harcama eğilimlerini aşağı çeken bir etki yaratıyor.