Dün piyasaların kısa vadedeki geleceğine yönelik beklentilerin üç grupta toplandığından bahsetmiştim. Birincisi, borsalarda birkaç gün önce başlayan düşüşün yüzde 10 civarında sınırlı kalacağı ve ardından yükselişin devam edeceği beklentisi; ikincisi, düşüşün daha da devam edeceği ve yüzde 20’lere varabileceği beklentisi idi. Son grupta ise son birkaç günde yaşanan düşüşün, piyasanın normal hareketi olduğu ve yükselişin kaldığı yerden devam edeceğini düşünenler vardı.
Dün öğleden sonra ABD’de 3. çeyrek büyüme oranı açıklandı. Yüzde 3,2 düzeyindeki tahminleri aşan ve 3,5 olarak ilan edilen büyüme oranı ülkenin son yetmiş yıldaki en büyük resesyondan çıktığını gösteriyor.
Yüzde 3,5’lik büyüme beklentileri aşmış olabilir. Ancak bu büyümenin nasıl yakalandığı ve devamında neler olabileceği de o kadar önemli. Çünkü Amerikan hükümeti krizden çıkış sürecinde çok büyük mali önlemler aldı. Bunlardan biri Temmuz ve Kasım arasında geçerli olan ve daha az yakıt tüketen otomobil satınalmaya teşvik getiren kanuni düzenleme. Bu önlemle şu ana kadar 700 bin yeni otomobil satıldı. 3. çeyrekteki yüzde 3,5 oranında büyümenin 1,6 puanı otomobil satışlarından kaynaklanıyor. Başka bir ifadeyle, otomobil dışarıda tutulduğunda büyüme hızı yüzde 1,9’a geriliyor.
Bunun kadar önemli başka bir teşvik ise konut piyasasında devreye sokulmuştu. İlk kez ev sahibi olacaklara 8 bin dolar vergi teşviği getiren bu düzenleme de oldukça başarılı oldu. İnşaat sektörü 2005’ten bu yana ilk kez milli gelire pozitif katkı sağladı.
Önlemlere rağmen büyüme sağlanamamış olsaydı, bu çok kötü bir işaret olurdu. Benzer şekilde, yapılan yardımların zamanla geri çekileceği tarihlerde ekonominin nasıl tepki vereceği de merak konusu. Acaba devlet ekonomik aktivitedeki desteğini geri almaya ve ekonomiyi yine kendi ayakları üzerinde durmaya bıraktığında da bu büyüme yakalanabilecek mi?
Otomobil satışlarında getirilen devlet desteği Ağustos ayında sona erdi. İlk kez konut alacak olanlara yapılan 8 bin dolar vergi indirimi Kasım ayında bitecek. Morgan Stanley Bankası dün, kriz döneminde yapılan hükümet harcamaları azalmaya başladıkça, borsa endekslerindeki yukarı yönlü hareketin de sona ereceğini beklediklerini açıkladı.
Bekleneni aşan büyüme, FED’in gelecek toplantılarında nasıl bir tavır alacağı konusunda da merakları artıracak. Çünkü, ekonominin yeniden büyümeye başlaması, merkez bankasının da sonuna kadar saldığı ipleri yavaş yavaş geri toplamasına yani faizleri kademeli olarak geri çekmesine neden olacak. Faizleri 0’a indirmenin yanında, piyasadaki para arzını da artıran FED, krizin kötü günlerinde bolca can simidi dağıtmıştı.
Bu sürpriz verinin ardından borsalar yüzde 2’ye yakın değer kazandı, dolar değer kaybetti ve emtia fiyatları yükseldi. Çarşamba öğle saatlerinde 1,50’yi geçen dolar/TL kuru, dün akşam 1,49’un altına indi. Bunun geçici bir tepki mi olduğunu, yoksa üçüncü gruptakilerin mi haklı çıkacağını yakında göreceğiz.