2011 hem ihracatın hem de ithalatın rekor kırdığı bir yıl oldu. Ama rekor sadece ihracat gelirimiz ve ithalat giderimizde değil, aynı zamanda ihraç ve ithal ettiğimiz mal miktarında da kırıldı.
2003 yılında 100 değeri ile başlayan ihracat ve ithalat miktar endeksleri 2011’de ortalamada 174.9 ve 193.5 değerlerine ulaştı. Her iki endeksin 12 aylık ortalaması, 2010’un aynı dönemine kıyasla yüzde 6.4 ve yüzde 12.3 oranında yükseldi.
Hatırlarsanız 2011 yılında ihracatımız 2010’a göre yüzde 18.5’lik artışla 135 milyar dolara çıkmıştı. Bu yüzde 18.5’lik artışın 6.4 puanı miktar, 12.1 puanı fiyat artışı kaynaklı. Yani İhracatımızdaki yüzde 18.5’lik artışın, üçte biri (yüzde 34.6’sı) satılan mal miktarının artmasından, üçte ikisi (yüzde 65.4’ü) ise sattığımız ürünlerin fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.
2011’de ithalatımız ise yüzde 29.8’lik artışla 240.8 milyar dolara ulaşmıştı. Yüzde 29.8’lik artışın 12.3 puanı miktar, 17.5 puanı fiyat artışı kaynaklı. Yani İthalatımızdaki yüzde 29.8’lik artışın, yüzde 41.3’ü aldığımız malların miktarının artmasından, yüzde 58.7’si ise aldığımız ürünlerin fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.
Pekiyi, bunlar ne anlama geliyor?
Birincisi, fiyat artışlarının ihracatımız ve ithalatımızdaki değişimde önemli etkileri var. Ama buna bakarak, yanlış bir algıya düşmemek gerekir çünkü bu etki tüm ülkeler için geçerli.
İkincisi, fiyat değişimlerini elediğimizde bile ihracatımız ve ithalatımız 2011’de miktar bazında rekor kırdı.
Üçüncüsü, ithalat miktar endeksinin ihracatımızın neredeyse iki katı hızla artmış olması, geçen yılki ithalat artışında iç talepteki canlılığın önemli bir göstergesi.