Dışarıda G-20 hazırlık toplantısının da etkisiyle, ABD ve Avrupa borsaları üçüncü günde de yükselişlerine devam etti. İçeride ise ekonomi gündemini Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın IMF ile anlaşma üzerine yaptığı açıklamalar belirledi.
Durmuş Yılmaz uzun süredir düşen enflasyon ve canlandırma önlemleri sonucunda hareketlenmeye başlayan ekonominin kesinlikle Orta Vadeli Programla desteklenmesi gereği üzerine görüşlerini bildiriyor. Bunda da oldukça haklı. Zira beklentilerin ötesinde düşen enflasyonun yeniden kontrolden çıkma ihtimali belirirse, bu en başta kendi temsil ettiği kurumun kredibilitesine zarar verecek.
Durmuş Yılmaz bu konudaki görüşünü en açık haliyle defaatle açıklıyor olsa da, ülkenin IMF ile yeni bir anlaşma yapması konusundaki görüşlerini geçen hafta sonu yaptığı kadar açık ifade etmemişti. Bu da kendisinin IMF ile anlaşma yapılması gerektiğini düşündüğü yönünde bir algı yaratıyordu. Yılmaz’ın, önemli ölçüde gerileyen cari açığın desteği ve hükümetin mali disiplin konusunda sıkı bir duruş sergilemesi durumunda, IMF ile bir kredi anlaşması yapmanın gerekmeyebileceği yönündeki açıklamaları böyle bir ortamda geldi. İşi ilginç kılan şey bu açıklamanın G-20 hazırlık toplantıları akabinde Londra’da bir mülakatta sorulan bir soruya yanıt olarak gelmesi.
Bu ay sonunda Pittsburgh’da yapılacak olan G-20 Zirvesi’nden birkaç gün sonra, Türkiye’nin ikinci (Nisan-Mayıs-Haziran ayları) gayrı safi yurtiçi hasılası ve büyüme oranı açıklanacak. Birçok gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke ikinci çeyrek büyüme oranını açıkladı. Biz bu veriyi birçok ülkeden daha geç açıklıyoruz.
Gelişmiş ülkelerin hepsi, ikinci çeyrekte ilk çeyreğe göre daha iyi bir büyüme gösterdiler. Gelişmekte olan bazı ülkeler ise ikinci çeyrekte de iki haneli küçülme gösterdiler. Türkiye’de ikinci çeyrekte ilk çeyreğe göre daha iyi bir oran açıklayacak gibi görünüyor. Ancak bu sizlerde yanlış bir beklenti uyandırmasın çünkü, 10 Eylül’de sabah 10’da gelecek olan veri büyük olasılıkla ekonominin bu yılın ikinci çeyreğinde, 2008’in ikinci çeyreğine göre büyük oranda gerilediğini gösterecek.
Benim ikinci çeyrek büyüme tahminim -%9.6. Sonuç bunun bir miktar altında ya da üstünde olabilir tabii. Ama önemli olan şu ki; birinci çeyrekte yaşanan şok %13.8’lik küçülmeden sonra, ikinci çeyrekte de büyük oranda küçülme devam edecek gibi görünüyor. Daha iyi oranları ise üçüncü çeyrekte görebileceğiz. Bunun en önemli nedeni canlandırma önlemlerinin etkilerini Mayıs sonundan itibaren göstermeye başlamış olmaları. İkinci çeyreğin son haftalarında yeniden hız kazanmaya başlayan sanayi üretimi ve perakende satışların, milli gelire cüz’i bir katkı yapabildiğini; bu ikisinin üçüncü çeyrekte büyümeye daha fazla etki edeceğini düşünüyorum
Bakalım haftanın son günlerinde büyüme hızı gündemi nasıl etkileyecek.