14 Temmuz 2019

En ilham verici 100 kadın ve tarihin gölgesinde yüz akı kadın fizikçiler

Bu 100 kadının 14'ü bilim odaklı ve listedeki kadın fizikçi sayısı 5… Bunlardan birisi 2018 fizik Nobel ödülünü de kucaklamış. Bir diğeri de 2007 Nobel Barış Ödülü sahibi

BBC, 2018 yılının en etkili 100 kadınını şeçti.  Onlar, hikayeleri ve yaptıkları çalışmalarla dünyaya ilham veren 60 ülkeden 100 kadın.

Yaşları 15 ila 94 arasında değişen 100 kadının büyük çoğunluğu aktivist, yazar, akademisyen, girişimci. İran'dan Guatemela'ya Afganistan'dan Japonya'ya 69 ülkeden tam 100 kadın.

Bu kadınların ortak özellikleri, her birinin sıradışı ve ilham verici hikayeleri.

Baştan söyleyelim, 2018 listesinde Türkiye'den kadın yok.

Türkiye'de ilham veren kadınlarımız yok mu? Elbette var, bana göre hem de çok var.

Seçilenlerin hikayelerine ve yaptıkları çalışmalara baktığımızda ülkemizin zor koşullarında çok sayıda kadın aktivist, yazar, bilim kadını, akademisyen benzer şekilde, benzer sorunlara karşı, belki de çok daha katı bir savaş veriyor.

Sorun şu; bu kadınlarımızın sadece üstlerinde cam tavan değil, önlerinde cam engeller olmalı ki onların hikayeleri insanlara ulaşamıyor.

Aileden ve siyaseten önleri ve tepeleri açık olanlar ise kolay yol alıyor. Onlar şanslılarımız. Haklarını vermemiz gerek, kendi kulvarlarında başarısız da değiller.

BBC'nin 100 Kadın projesi ile 2018 yılı için belirlediği iki tema var: Harekete geçirmek için öfkeyi kullanmak ve tarihin gölgesinde kalmış kadınların hikayeleri.

Harekete geçirmek için öfkeyi kullanmak bizim coğrafyamızda çok tanıdık bir tarz, zaten başka türlüsü de mevcut koşullarda mümkün değil.  Ama karşılığını da fazlasıyla alıyor kadınlarımız.

Gölgede kalanlar

Tarihin gölgesinde kalmış kadınların hikayelerine gelince: Tarihsel süreçte eşinin, meslekdaşının, yaşadığı çağın, bulunduğu toplumun gölgesi hep üzerlerine düşmüş nice kadının; her birinin hikayesi yürek yakıcı, yani pek güneş görememiş onların büyük çoğunluğu.

Hemen hatırlayalım: Tarihin gölgesinde kalmış bazı fizikçi kadınların kısa hikayelerini 15 Mart 2019 tarihli "Bilime gönül vermiş kadınlar" yazımızda bu sütunlarda paylaşmıştık.

Julia Lermontova, Marie Curie, Margaret Todd, Stefanie Horovitz, Harriet Brooks, Lise Meitner, Ida Noddack, Marguerite Perey, Darleane Hoffman bilime gönül vermiş kadın fizikçilerden bazıları.

Onlar aslında şanslıydılar, çoğu kez hakları yense de. İçlerinden sadece bir kadın fizikçi Nobel'e ulaşabilmişti: Marie Curie, yıl 1903.

Onlar 1850-1900 lerin öncü kadın fizikçileriydi, erkek meslekdaşlarıyla birlikte çalıştılar, ürettiler ve çoğu tarihin değil ama onların gölgesinde kaldı.


1903 yılında Marie Curie, 1963 yılında ise Maria Goeppoert-Mayer fizikte Nobel'e ulaşan kadın fizikçiler.

Tam 55 yıl sonra bir diğer kadın fizikçi Donna Strickland,  2018'de Nobel Fizik Ödülü'nü alarak Nobel Fizik Ödülü'nün sahibi olan 3. kadın olarak tarihe geçti.

Ve o, BBC'nin ilham verici 100 kadınından biri.

Listedeki 5 kadın fizikçi

Bu 100 kadının 14'ü bilim odaklı, listede kadın fizikçi sayısı ise 5 ve bunlardan birisi 2018 fizik Nobel ödülünü de kucaklamış. Yine, bu beş kadın fizikçiden bir diğeri de 2007 Nobel Barış Ödülü sahibi.

Evet 5 kadın fizikçi, her biri BBC'nin en ilham verici 100 kadınından biri.

Donna Strickland, Kanadalı bir bilim insanı, fizikçi. Lazer fiziği alanındaki çalışmaları nedeniyle Nobel ödülüne layık görüldü ve ödülünü aynı alandaki çalışmaları ile bilinen Amerikalı bilim adamı Arthur Ashkin ve Fransız bilim adamı Gerard Mourou ile paylaştı. Bu arada Mourou'nun Strickland'ın doktora hocası olduğunu da kaydedelim. Ne muhteşem bir şey, bir hocanın öğrencisi ile birlikte Nobel ödülü kazanması; ya da bir öğrencinin hocası ile birlikte!

Claudia Sheinbaum Pardo, Meksikalı bir fizikçi; o da bir Nobel ödülü sahibi ama farklı alanda. 2007 yılı Nobel Barış Ödülü'nü "Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli"nin bir üyesi olarak aldı. Aynı zamanda politikacı ve Mexico City'nin ilk kadın belediye başkanı.

Fabiola Gianotti, listedeki ilham veren 5 kadın fizikçiden üçüncüsü, İtalyan. Milano Üniversitesi'nden, parçacık fizikçisi. 2016'da Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi Cern'in ilk kadın genel müdürü oldu. 1994'den bu yana CERN'de deneysel parçacık fiziği bölümünde görevli. 2009 ve 2013 yılları arasında ATLAS deneyinin proje liderliğine seçildi, 4 Temmuz 2012 de CERN'de tüm bilim dünyasının nefesini tutarak beklediği Higgs bozonu araştırma sonuçlarınının sunumunu yapan bilim insanı.

Yuki Okoda,  23 yaşında Japon fizikçi. Tokyo Üniversitesi Fen Fakültesi'nde fizik yüksek lisans öğrencisi. Radyo dalgalarını izleyerek yeni bir yıldız keşfetti. Ancak bu yıldızı özel kılan yıldızın etrafında dönmekte olan disk şeklinde toz ve gazlardan oluşan yoğun bir bulutumsu malzeme. Bu keşif, gezegen sistemlerinin oluşumu ile ilgili bilgiler verebilecek düzeyde önemli bir buluş ve genç fizikçiler için gerçekten büyük ilham kaynağı.

Ophelia Pastrana,  Kolombiyalı fizikçi, ekonomist, teknoloji uzmanı ve sözünü sakınmayan bir televizyon yüzü. Uzun yıllardır Meksika'da ikamet ediyor. BBC'nin 100 kadın listesinde yer alabilmiş.

Yüz akı kadın fizikçiler derken, tarihin ve eşinin gölgesinde kalmış Albert Einstein'ın ilk eşi Mileva Maric Einstein'ı anmadan geçemeyiz.

İyi bir fizikçi olduğu konusunda herkes hem fikir, dahası relativite teorisi konusunda en az Albert Einstein kadar söz hakkına sahip olduğu düşünülüyor. Hatta fikrin gerçek sahibi olduğu yönünde iddialar da sözkonusu.

Mileva Maric Einstein, bugün eşi kadar bilinen bir isim değil, ancak tarihçiler onun en az Albert Einstein ölçeğinde bir dahi olduğunu belirtiyor.

Fizik, bir tutkudur

Bize gelince, günümüzde Fen- Edebiyat Fakülteleri fizik bölümlerinde çok değerli fizikçi bilim kadınları ve akademisyenlerimiz olduğunu kaydetmeliyim. Tarihin gölgeleyici etkisinden onlar da haklarına düşeni alıyorlar mı, bir şey söylemek zor. Ama geçmişteki hemcinsleri gibi tutkuyla çalıştıkları bir gerçek.

Çünkü fizik bir tutkudur, anlamaktır; anladıkça sevmektir.

Bugün sosyal bilimlerde önemli teorilerin sahipleri, Deming'den Pareto'ya, bir çoğu fizikçi. 

Bilim felsefesinin en önemli isimlerinden biri, Thomas Khun da bir fizikçi.

Kullandığımız teknolojinin tümü fizikle hayat bulmuş, fizikle besleniyor. Öte yandan felsefeciler fizik çalışmaya başlamışlar, kuantum evrenini çözmeye çalışıyorlar. 

Yüksek öğretimde ise bugün fizik bilimi ve eğitimi tıkanmış durumda, bu kadar yetkin akademisyene rağmen.

Potansiyeli kullanamamanın, bu topluma bir bedeli vardır ve bir gün mutlaka ödenir. Belki de ödüyoruzdur!

Kaynak

Yazarın Diğer Yazıları

Uzayda niye akıllı bir yaşama rastlamıyoruz?

Bilgisayarlar teknolojik aşamaya ulaştığında, işleme kapasitelerini nasıl artıracaklarını da öğrenecekler, gelişmeleri daha da hızlanacak ve artık kontrol tümüyle kendilerinde olacaktır. Bu yeni zekâ, ölümsüz olacak ve evrenin her yanına yayılabilecek

Uzayın keşfinde robotik astronotlar dönemi

Öyle görünüyor ki yapay zekâ, insanın yakın gezegenleri kolonize etme tutkusunu tetikleyecek ve bu amacın gerçekleşmesinde insanın önemli bir müttefiki olacak. Tüm bunlar olanaksız bir hayal ürünü gibi görünse de unutmayalım, bugün yaşamakta olduklarımızı daha önce kim hayal edebilirdi ki?

Yapay zekâ duraklatılmalı mı?

Yapay zekâ, yaşamımızı ve çalışma tasarımlarımızı değiştirdi ve değiştirmeye de devam edecek, görünüyor. Peki neden yapay zekâyı geliştirme çalışmalarını duraklatmalıyız?

"
"