Geçtiğimiz günlerde 71. Emmy Ödülleri’ni (Emmy 2019) kazananlar belli oldu. HBO'nun mini dizisi "Chernobyl", "En iyi minidizi" dahil, 10 dalda ödüle layık görüldü.
Dizi, belgesel kıvamında gösterime sunulduğu dönemde, gerçekle kurgunun iç içe geçmesi nedeniyle uzayıp giden tartışmalara yol açmıştı.
İnsanlar, mini "Chernobyl" dizisini tümüyle gerçeği yansıttığı algısıyla izlediler. Ancak yapımcılar, dizide kurgu olmakla birlikte çoğu olayın gerçeği yansıttığını iddia ettiler. Biyorobotlar, madenciler, itfaiyeciler gibi…
Acaba öyle mi? Geriye dönüp önce gerçekte olanları ve sonra da dizidekileri bir hatırlayalım.
1986 yılının 28 Nisan sabahı, İsveç Forsmark nükleer santraline giriş yapmakta olan personel çok garip bir durumla karşılaşıyor. Önce reaktörden kaynaklanan bir sorun olduğunu düşünüyorlar ama sorun içeride değil, beklenenin aksine dışarıdadır.
Nükleer santraller kontrollü alanlar. Bu alan, sadece reaktör binası ile sınırlı değil, santral sınırları dışında da geniş bir alanı kapsar. Günlük, haftalık ve aylık rutin analiz ve denetimler yapılır ve düzenli olarak raporlanır.
Her reaktör girişinde, reaktör çalışanlarının reaktöre girişi ve çıkışında geçmek zorunda oldukları monitörler bulunur. Burada amaç, reaktör içinde olası bir radyoaktif kirlenmeyi tesbit etmek ve önlem almak.
O sabah, reaktör çalışanları monitörlerden geçerken sayıcılar alarm seviyesinde çalmaya başlıyor. Yani reaktöre girenler yüksek düzeyde radyoaktiflik göstermekteler, özellikle ayakkabıları. Ve dahası reaktörün içi, reaktörün dışından daha temiz görünüyor.
Bir şeylerin ters gittiği açıktır.
Bu arada belirtelim: İsveç, elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 40'nı nükleer enerjiden sağlayan bir ülke ve ülkede 8 nükleer reaktör bulunuyor. Bu reaktörlerde üretilen enerjiden komşu ülkelere de enerji sağlanıyor.
Şimdi o günü yani 28 Nisan 1986 gününü, HBO'nun bu hafta büyük ödül kazanan mini dizisinden izleyerek devam edelim.
"3 adamı öldürmek için izin istiyoruz!"
İsveç ekibi radyoaktif serpintinin kaynağını anlamaya çalıştığı sırada Gorbaçov ve Merkez komitesi üyeleri, ülkenin ileri gelen bilim insanları ile gergin bir toplantı yapmaktadır. Bu toplantı sonrasında dünyaya bir açıklamaları olacak.
Toplantının konusu ise bir reaktör kazası. Pripyat kentinde bulunan RBMK tipi bir reaktörde iki gün önce, bir deney sırasında patlama olmuş, açığa çıkan radyoaktif parçacık ve gazların Avrupa dahil tüm bölgeyi etkilemesinden endişe duyulmaktadır; en çok da 60 milyon insanın yaşadığı Ukrayna ve Beyaz Rusya etkilenecektir.
Daha kötüsü, eğer önlem alınmazsa ikinci bir patlama söz konusu. Bunun nedeni reaktör çekirdeği altında bulunan içi su dolu tanklar. Eğer onları boşaltamazlarsa reaktör çekirdeği eriyerek suyu buharlaştıracak ve aşırı basınç, yeni ve çok daha büyük patlamaya yol açacak. Bunu önlemek için su pompalarının açılarak derhal suyun oradan tahliyesi gerekmektedir, ancak reaktör enkaz halindedir ve pompalara ulaşabilmek ciddi sorun.
Bilgilendirme yapmakta olan Uzman Lagasov, "Sizden, 3 adamı öldürmek için izin istiyoruz!" der, Gorbaçov'a dönerek!
Böyle bir toplantının gerçekte yapılmadığını baştan söyleyelim. Böyle bir cümle de kurulmuş olamaz. Diziyi izlenir kılmak adına gerçek bir profil olan bir bilim insanına, gerçek olmayan "öldürme izni istemek" gibi, gerçek olmayan bir cümle söyletmek ne kadar etiktir?
Ama 3 kişi arayışı gerçektir. Nitekim üç gönüllü çıkar; mühendisler Alexei Ananenko ve Valeri Bezpalov, üçüncü ise vardiya başı Boris Baranov. Birlikte enkaza dönüşen reaktörün bodrumuna inerler ve boşaltma tanklarının pompalarını zor da olsa açarlar. Su boşaltılır. Ancak dizide birkaç hafta içinde ölecekleri belirtilen bu üç adamın aslında ölmediği, 90'lı yıllardan sonra bilinir olur.
Baranov, 2005'te yani olaydan 19 yıl sonra yaşamını yitirmiştir, Ananenko ve Bezpalov ise 2005'te hâlâ hayattadırlar.
İtfaiyeciler ve radyasyon yanıkları
26 Nisan gecesi başlayan yangını söndürmeye çalışan itfaiyeciler bir kaç gün içinde hastanelik olurlar. Nasıl bir yangına müdahale ettiklerini bilmeden ağır radyasyon yüklü molozların arasına dalan bu insanlar, hayatlarını bir bir kaybetmeye başlarlar. Yakıcı radyasyonun insan vücudu üzerindeki etkisi yavaş yavaş ve acımasızca ortaya çıkar.
Hakkını vermek gerek: Dizinin yaratıcıları, aşırı düzeyde radyasyonun insan vücudu üzerindeki akut etkisi olan radyasyon yanıklarını, çok çarpıcı şekilde görselleştirmişler.
Madenciler daha mı cesur?
Tanklardan sular boşaltılmış ama sorun bitmiş mi? Hayır.
Patlama engellenmiştir ama bu kez, aşırı sıcak ve çok reaktif olan reaktör kalbinde çekirdeğin erimesi söz konusudur. Tabanın altından bir tünel açarak reaktör çekirdeğinin sıvı nitrojenle soğutulması düşünülür.
Bu amaçla Ukrayna' dan, Tula ve Donbass' tan 400 madenci getirilir. Onlar da nasıl bir işin içinde olduklarını anlamadan işe koyulular. Kazdıkları alan çok sıcaktır. O kavurucu sıcaklık ve radyasyon altında neredeyse çıplak çalışırlar. Madenci gerçeği ile dizi kurgusu uyumludur, ancak tek itiraz o akşam kontrol odasında bulunan Oleksiy Breus'tan gelir: Ona göre "dizide madenciler için çok cesur, ancak reaktör personeli için korkak algısı yaratılmıştır" der.
Belki de öyledir. Çünkü reaktör personeli durumun ciddiyetinin farkındadır ve bunun dışa vurumu bu algıyı yaratıyor olabilir!
Biyorobot gerçeği
Patlamadan bu yana üç ay geçer. İtfaiyeciler ve reaktör personelinden bazıları hastanede yaşamlarını kaybederler. Patlayan reaktörden etrafa saçılan radyoaktif grafit parçalar ve diğer molozlar santraldeki diğer üç reaktörün hâlâ çatısında durmaktadır; onların, patlayan reaktörün enkazının üzerine atılarak temizlenmesi ve sonrasında enkazın üzerinin örtülmesi gerekmektedir. Ancak bu çok kolay olmaz, radyoaktif molozlarla ilk temas eden itfaiyecilerin sonu hâlâ taze olarak bilinmekte.
Önce STR-1 ve Mobot türü robotlar kullanılır ancak başarılı olunmaz. Ardından Almaya'dan getirilen MF-2 ve MF-3 robotları da başarısız kalır.
Ve sonunda biyorobot kullanılması önerilir, yani insanlar!
Dizide biyorobot kullanımı Legasov tarafından önerilmektedir. Ancak sorumlu General Tarakanov, daha sonra verdiği bir röportajda kasdedilenin aslında askerler olduğunu, ancak bunu Legasov'un söylediğinden emin olmadığını belirtecektir.
Bu kez ciddi önlemler alınır. Giysiler tek kullanımlıktır ve bulaşabilen radyoaktif tozlar tümüyle giysiler üzerinde kalacak, yakıcı gama radyasyonu için çalışma süresi sınırlanacak ve 20 rem altında doz almaları sağlanacaktır. Balyoz kullandırılarak yakın temas engellenir ve böylece radyasyon yanıkları da önlenmiş olur.
3728 insan ya da "biyorobot", bu temizleme işinde görev alır. Bu sayıyı 2011 de Ukrayna adresli bir belgeselden öğreniyoruz.
İtfaiyeciler, reaktör çalışanları, madenciler ve biyorobotlar gibi binlercesi, bu faciada yaşamlarını hiçe sayarak en ön safta yer aldılar.
Sayı onlarla da sınırlı değil: Sivil-asker, tam 600 bin güzel insan bilmedikleri, ne olduğunu anlayamadıkları, görünmez bir canavara karşı ülkeleri için, hepimiz için, tüm insanlık için canla başla savaştılar.
Ve kurgu değildiler, hepsi gerçekti.
Onlar, yakın tarihimizin isimsiz kahramanları olarak hafızalarımıza kazındılar!
Kaynaklar