03 Ekim 2014

Tottenham-Beşiktaş: 1-1'e üzüldük

Deplasmanda elde edilen puan açısından bakıldığında sevindirici bir beraberlik ama oynanan futbola ve elde edilen pozisyonlara bakınca üzülmemek elde değil

Beşiktaş'ın kaderinde bir kez daha Kuzey Londra'ya gitmek varmış demek ki. Arsenal Beşiktaş'ı UEFA Avrupa Ligi'ne göndermiş, ama Beşiktaş bu kez de karşısında diğer bir kuzey Londra takımı Tottenham'ı bulmuştu.

Maç daha yeni başlamıştı ki 2'de Olcay,12'de de BA Tottenham kalesinde tehlike yarattı.

Zaten oyuna daha etkili daha güvenli başlayan taraf Siyah-beyazlılardı.

Tottenham geniş bir kadroya sahip ama sürekli ilk on birini değiştiriyor. Beşiktaş'a karşı sahaya çıkan on bir neredeyse ikinci on bir gibiydi. Dolayısıyla aralarında uyum oluşması zor ya da bayağı bir zaman istiyor. Aynı nedenden Tottenham oyuna hakim olma ve oyunu hızlandırma konusunda sıkıntı çekiyor.

Tüm bunlar bizim lehimize olan şeylerdi tabii.

Ama Kartal'ın rakibin zaaflarını kullanabilmesi için sadece orta alanda topu dolaştırması yetmiyordu. Emeğini taçlandırması gerekiyordu. Bu da rakibin on sekizinde etkili olmasıyla mümkün olacaktı.

Biliç ilk on biri kurarken Oğuzhan'ı düşünmemiş  Sosa'yı tercih etmişti. Oysa ki bu iki oyuncunun da takımda olması orta alandan çabuk çıkma ve rakip defansın arkasına sarkma açısından önemliydi.

27'de beklenmedik bir anda Tottenham golü buldu. Harry Kane Townsend'den aldığı pasla sol çaprazdan vuruşunu yaptı ve topu çok sert ve düzgün bir şutla ağlarımıza yolladı. O ana kadar kalemize bir kere gelmişler ve işi bitirmişlerdi.

İşin aslı Beşiktaş son noktalarda yeterli etkiye sahip değil. Savunmada son müdahalelerde yavaş, forvette son vuruşlarda bitirici değil.

Oyuncularda da bir şey varsa bir diğeri yok. Mesela Sosa'da kondisyon az, kondisyonu olan Veli'de de teknik az.

31'de Kartal yine Olcay'ın topuyla gole yaklaştı ama yine  olmadı.

Giderek Beşiktaş'ın direnci kırıldı, topu daha çok rakbe bırakmaya başaldı.

Oysa ki tam tersine tempoyu yükseltmesigerekiyordu. Ne var ki tempoyu yükseltmek işin en zor yanı.

57'de topun hızlandığı bir anda Ba'nın asistiyle Olcay  en en etkili vuruşunu yaptı ve gole yaklaştı ama bu kez de kaleci Lloris çok başarılıydı.

Nihayet  64'de Biliç Oğuzhan'ı oyuna aldı Veli'yi çıkardı. Bu da Beşiktaş'ın atak kalitesini arttırdı. Skoru korumayı düşünen Spurs orta alanda topu rakiplerine bıraktı. Özellikle son yarım saat Siyah-beyazlılar gol için ellerinde ne varsa ortaya koydular.

71'de Olcay'ın yerine giren Mustafa Pektemek de 73'de ilk gol atma şansını iyi kullanamdı. Ya 76'da Demba Ba'nın kaçırdığı?

Ardı ardına gelen kornerler de işe yaramıyordu. Bu akşam Beşiktaş'ın gol şansı hiç yok deyip ümitlerimizin kırıldığı bir anda, Chiricheş'in hatası sonucu 88'de gelen penaltı kararı hepimizi yeniden umutlandırdı. Demba Ba'nın penaltı atışı golle sonuçlanınca skor 1-1'e geldi.

Bu bir anlamda verilen onca emeğin taktir-i ilahesiydi.

Son vuruş eksikliğinin cezası bu kadar da vahim olmamalıydı.

Beşiktaş yine tek gol attı ve 1-1 berabere kaldı. Deplasmanda elde edilen puan açısından bakıldığında sevindirici bir beraberlik ama oynanan futbola ve elde edilen pozisyonlara bakınca üzülmemek elde değil.

Son olarak bir soru: Sahada hakem var mıydı?

 

Yazarın Diğer Yazıları

Oynamadan üç puan

Balıkesir karşısında yavaş, dağınık, çabuk unutulacak bir top oynadı Beşiktaş. Buna rağmen 3 puan aldı

Futbol durarak oynanınca

Tribünlerin boş olduğu futbol karşılaşmaları TV'den izlenirken bile zevksiz. Ama ne gam! Yeter ki tribünlerden istenmeyen sesler çıkmasın

Etkisiz futbol, kötü başlangıç

'Kendimizi aldata aldata geldiğimiz nokta bu. İsimsiz bir takım geliyor, gücüne göre mantıklı bir futbol oynayarak kendi sahanızda bir puan alıp gidiyor'