Maçın önemi sadece Beşiktaş'ın ikincilik, Kasımpaşa'nın Avrupa Ligi'ne katılma arzusuyla açııklanamazdı. Hatırlarsanız sezonun ilk yarısında oynanan karşılaşma Donk'un futbol dışı hareketi nedeniyle tekrarlanmış ve tekrar maçı Beşiktaş'a yaramıştı.

O günlerden gelen anılar da kuşkusuz bu akşamın daha gergin, daha heyecanlı ve daha mücadeleli geçeceği yönünde olasılıklar taşıyordu.

Karşılaşma önemliydi önemli olmasına ama Olimpiyat Stadının tribünlerinde az sayıda taraftar vardı. Onlar da son günlerdeki Yönetim tavrını ve açıklamalarını protesto etmekle meşguldüler.

Aynı dakikalarda oynanan Galatasaray-Gençlerbirliği maçında da maçın önemini yansıtmayan sayıda az seyirci vardı.

Yani görünen Passolig'in tribünleri fena vurduğuydu.

Futbolu yönetenler mutlu olabilir. Artık statta değil TV'de izlenen bir ligimiz var. İnsanların hafta sonu sosyalleştikleri, birlikte eğlendikleri futbol bizde artık sadece bir TV şovu.

 

Gol erken geldi

 

Beklenenin tersine gerilimsiz başladı maç. Bunda Beşiktaş'ın maça çok hevesli başlamasının etkisi vardı. Böylece Kartal korktuğu maçta erken gol buldu.

 7'de Oğuzhan orta alandan taşıdığı topu Veli'ye uzattı, Veli'nin şutu kaleci İsaksson'dan döndü, dönen topu yine Oğuzhan tamamladı: 1-0

Beşiktaş'ın etkisi devam ediyordu.

Bu kez 17'de Gökhan Töre'nin kullandığı kornerden gelen topu Veli önünde buldu ve karambolde ağlarla buluşturdu: 2-0

Ama 18'de mutlak gol tehlikesi Kasımpaşa'dan geldi. Ne var ki Oğuzhan gol atmakta gösterdiği başarıyı topu çizgiden çıkararak golü önlemede de gösterince skor değişmedi.

25'de sol bekte görev yapan Necip sakatlanınca Atiba onun yerine çekildi. Orta alana da Jones  alındı. Tabi bu durum Beşiktaş'ın orta alan hakimiyetini olumsuz yönde etkiledi.

Benzer durum Kasımpaşa defansında da yaşandı aslında. 36'da Donk sakatlandı yerine Barış girdi.

Birinci yarıyı Beşiktaş 2-0 önde kapattı ama bu skor bile pek rahatlatıcı gözükmüyordu. Çünkü Atiba'nın orta alandan sağ beke çekilmesinin ardından  Beşiktaş orta alanı kolay geçilebilir olmuştu.

İkinci yarıya Beşiktaş yine pozisyonlarla başladı.

Ama Almeida 47 ve 53'de yapılması gerekeni değil de yapılmaması gerekeni yapınca Siyah-beyazlılar kendilerini rahatlatacak skora ulaşamadı.

Kartal'da sakatlanma şanssızlığı sürüyordu. Bu kez takımın Veli'yle beraber en iyisi Oğuzhan sert zeminin  azizliğine uğradı ve topsuz alanda kendi başına  sakatlandı. Bir kaç dakika sonra 58'de İsmail alındı oyuna.

 

Tempo iyice düştü

 

Bu durumda  Beşiktaş Kasımpaşa'yı oyalayarak skoru kurtarmaya çalışacaktı.

Oyunun temposu giderek düştü. Adeta yürüyerek oynanıyordu maç. Ne var ki teknik oyunculardan kurulu bir takım olan Paşa üstünlük kuramıyordu.

Yine de 78'de o temposuzluk içinde Kasımpaşa öyle bir pozisyon yakaladı ki skorun değişmemesi şanssızlıktı; Elyasa'nın şutu direği yalayarak dışarı çıktı.

83'de bu kez Olcay "Beni değiştirin" işareti yaptı. Böylece Beşiktaş üç değişiklik hakkını da sakatlıklar nedeniyle yaptı.

Kasımpaşa aradığı golü 90+5'de Scarione'yle buldu ama üç puanın Beşiktaş'a gitmesini engelleyemedi.

 

Bu kez ikram olmadı

 

Tabii bu arada herkesin gözü Olimpiyat Stadı'nda ama kulağı Telekom Arena'daydı. Galatasaray Gençlerbirliği karşısında 2-0 yenik durumdan skoru önce 2-2'ye uzatmalarda da 3-2'ye getirince Kartal'ın ikincilik umutları da önümüzdeki haftalara kaldı.

Sen kendi işini bitirecek gücü gösteremezsen rakiplerinden her zaman ikram gelmaz.