Beşiktaş 111. yılını seyircisiz maçla kutluyordu Atatürk Olimpiyat Stadında.. Pardon Pazar akşamı yedide taa oralara ulaşabilen az sayıdaki kadın ve çocuk taraftarı saymazsak tabi.
Aslında böylesi bir durum, seyircisizlik hali yani, sahadaki futbolcuları bilemem ama yöneticiler açısından tam biçilmiş kaftan. Özellikle şu günlerde. Seyirciden uzak olmak demek, riskli taraftar sloganlarından, tezahüratlarından de uzak olmak demek çünkü.
Zaten Beşiktaş Yönetimi şu aralar kendisini mi düşünecek yoksa tarftarı mı düşünecek şaşırmış, arada kalmış durumda.
Yeşil çimenler üzerinde başlayan Beşiktaş-Akhisar Belediyespor arasında oynanan futbola gelince; Siyah-beyazlılar henüz ikinci dakikaydı ki golle buluştu. Oysa ki Akhisar Süper Lig'in en pozitif futbol oynayan ve mütevazı kadrosuyla en saygı duyulması gereken takımı belki de.
Tabi defansın tecrübeli adamı Çağdaş'ın cezalı olduğu için takımda yer almaması Akhisar için önemli bir eksiklikti. Dahası teknik direktörleri Hamza Hamzaoğlu'nun Fatih Terim'i kıramayıp ikinci adam olarak Milli takımda görev alması hem kendi kariyeri hem de çalıştırdığı takım açısından bir öz veriydi bence.. Bunun yansımaları da reddedilemez bir olgu.
Biz daha Veli'nin ceza sahası dışından vurduğu sert şutla attığı golün yorumunu yaparken altı dakika sonra 8'de bu kez Mustafa'nın kafa golüyle Beşiktaş skoru 2-0 yaptı. Sol kanattan gelişen akında Motta'dan gelen topa Mustafa iyi yükseldi ve Beşiktaş'ın ilk 11 golcüsü olduğunu kanıtladı.
Ne var ki bu gol Mustafa'ya yaramadı. Orta alandaki bir kafa mücadelesinde yerde kaldı. Kafasına dikiş atıldı. Ama kanama devam etti uzun süre. Bu yüzden bir kaç kez dışarı alındı. Mustafa Beşiktaş sağlık ekibini uzun süre meşgul edince Tolga'nın da sakatlanması sırasında yardımına Akhisar'ın sağlık ekibi yetişti. Sahalarda görmek istediğimiz dostluk, insanlık örneğiydi bu.
Beşiktaş'ın sekiz dakikada 2-0 öne geçmesi oyunun seyrini bir şekilde değiştirmesi gerekiyordu. Akhisar için artık kaybedecek bir şey yoktu. Niekim ilk yarının sonlarına yaklaşırken Beşiktaş'ın baskısı azaldı. Akhisar da pozisyonlar buldu yer yer. 34'de Kenan'la gole çok yaklaştılar mesela . Ama Kenan bom boş pzisyonda topu az farkla da olsa auta attı.
İkinci yarıya on kişi başladı ev sahibi takım. Çünkü Mustafa kanamaları nedeniyle dört kez forma değiştirdikten sonra yeni kafa sargılarıyla bir dakika sonra arkadaşlarına katılabildi.
52'de Beşiktaş'ta Ersan Gülüm de sakatlanınca Jones girdi oyuna. Ersan'ın yerine sağ bekten Necip çekildi. Bu durumda Atiba sağ beke, Jones Atiba'nın orta alandaki yerine geçti.
57'de Oğuzhan çok iyi getirdiği topu Holosko'ya verdi. Holosko fazla düşünüp vurmaya kalkınca Kartal bir önemli pozisyonu daha değerlendirememiş oldu.
Ve Mustafa 58. dakikaya kadar dayanabildi ancak. Böylece kulübeden Almeida alındı takıma.
Siyah-beyazlıların iyi yaptığı iş alan savunmasıyla rakiplerine boşluk bırakmamaları. Ve tabi defansı ilerde kurmaları, orta alanda sağlam durmaları.
68'de Oğuzhan araya çok iyi bir pas verdi Almeida'ya ama top kornere çıktı. Bu kornerden gelen topta on sekiz üzerinde doğan karambolde topu önünde bulan Atiba takımının üçüncü golünü attı.
Umudu kalmayan Akhisar Beşiktaş'a daha çok pozisyon verdi. Ne var ki Kartal'ın final pasları ve son vuruşları yeterli olmayınca gol sayısını arttıramadı.
90+2'de ilginç bir pozisyon yaşandı. Motta ceza alanına girerken Kaleci Emrah tarafından yere yıkıldı. Ne var ki hakem Bülent Yıldırım bunu ikili mücadele olarak değerlendirdi. Tartışmaya bile gerek olmayan açıklıkta bir pozisyondu bu. Top yok ve sen rakibi kovalayıp alaşağı ediyorsun. Tamam skoru etkileyecek bir durum söz konusu değil ama kurallar son saniyeye kadar doğru uygulanmalı. Çümkü verilen ya da verilmeyen her karar sadece bir takımı değil tüm takımları da ilgilendiriyor.
Sonuçta Beşiktaş Galatasaray'ın bir gün önce yaptığı ikramı bu kez geri çevirmedi ve bir puan farkla ikinciliğe yerleşti. Bu çok önemli; Fenerbahçe ligi ilk sırada bitirirse ikinci doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne gidecek. Tabii kararlar ve kurallar yine değişmezse.