İTÜ Geliştirme Vakfı Ve İTÜ ARI Teknokent ilişkileri
Türkiye Cumhuriyeti’nin 57. Hükümeti'nin 2001 yılında 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) yasasını çıkartması ve teknoparkların kurulma süreçlerinin başlaması ülkemizde araştırma-geliştirme alanında atılım başlatılması açısından tarihi bir dönüm noktasıdır. İlk adımı atan ODTÜ, daha önceki yıllarda yarattığı kapasiteyi hızla dönüştürerek ülkemizin ilk ve değerli TGB’sini kurarak, diğerlerine de sağlam bir örnek oluşturmuştur.
4691 sayılı yasanın ilk halinde “üniversitelerin”, kendi kampüslerinde kuracakları TGB’lerini işletecek yönetici şirketin kurucuları arasında olma şartı yoktu. Bu nedenle İTÜ; ODTÜ modelini izleyerek yüzde 95 hisseyi İTÜ Geliştirme Vakfına, yüzde 1’er hisseleri de 4 büyük bağışçı İTÜ mezununa ve TTGV’ ye vererek İstanbul’un ilk, Türkiye’nin ikinci TGB yönetici şirketi olan ARI Teknokent’i kurdu. ARI Teknokent Proje Geliştirme Planlama A.Ş., 12.03.2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilerek kurulmuş, İTÜ ARI Teknokent TGB ise 11.12.2002 tarih ve 2002/4965 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilmiştir.
ARI Teknokent’in büyük ortağı olan İTÜGV’nin, 1993 yılında kuruluşundan beri İTÜ rektörü vakfın başkanıdır, mütevelli heyet üyelerinin çoğunluğu ise 1996-2004 döneminde üniversitemize büyük bağışlar yapan ve toplumda saygın yere sahip İTÜ mezunlarıdır. Diğer bir deyişle İTÜ’nün yeniden yapılanmasını sağlayan mezunlarıdır.
Daha sonraki yıllarda üniversitelerin de teknokent yönetici şirketlerine ortak olmalarını sağlayan uygulama yönetmeliği yayınlanınca, İTÜGV, yönetici şirketteki hisselerinin yüzde 30’unu İTÜ’ye bağış yolu ile devir etmiş ve bu şekilde İTÜ de ARI Teknokent şirketine ortak olmuştur. Kuruluşundan itibaren rektörler, ARI Teknokent’in doğal “başkanı” iken daha sonra“başkanın seçimle belirlenmesi” ilkesi benimsenmiştir. Buna rağmen, 2021 yılına kadar ARI Teknokent yönetim kurulu başkanı rektör olmuştur. 2020 yılından sonra yeni göreve gelen rektör temsilci göndermiş ve yönetim kuruluna girmemiştir. Genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyeleri seçimle yönetim kurulu başkanını belirlemektedir.
Kuruluş yılında İTÜ Rektörlüğü’nün elinde Teknokent yatırımı için finansal kaynak yoktu. Aynı zamanda, kamu oyunda “teknopark” çok yeni bir kavram olduğundan üniversitenin mezun bağışlarını da ARI Teknokent’e yönlendirmek haksızlık olacaktı. Dolayısıyla, en büyük paya sahip olan İTÜGV, 2002-2003 yıllarında elinde olan 2 milyon USD’yi ARI-1 binasının yapımı için kullandı. Şüphesiz bu ilk yatırım, teknopark hedefleri için yeterli olmadığından hemen yeni bir proje için hazırlıklar başlatıldı ve bütçesi 8 milyon USD olan ARI-2 binası projesi tasarlanarak, yapımı için fon arayışlarına başlandı.
İTÜGV olarak yap-işlet-devret modeli ile bir firmaya arazinin 29 yıllığına kiralanması ileride üniversitenin başına problem olabileceğini düşündüğümüz için (Maslak Kampüsü arazi değeri yüksek bir konumda olduğu için) firmaların tekliflerinin tümünü reddettik.
Bu sırada, TTGV’den Dünya Bankası’nın TTGB’lerin kurulmasında kullanılabilecek uzun vadeli faizsiz kredi verdiği bilgisini aldık ve derhal başvurduk. TTGV aracılığı ile (Dünya Bankası’ndan Hazine’ye sağlanan kredi anlaşması çerçevesinde) 4 milyon USD (3 yıl geri ödemesiz, 6 yıl vadeli ve faizsiz) kredi aldık. Yapılan anlaşma kapsamında TTGV’ye ödenmesi gereken ‘yönetim bedeli/management fee ’karşılığında ve ARI-2 binasında “kuluçka/incubator” hizmetleri vererek “girişimcilik” ekosistemimize katkı sağlaması şartıyla düşük kira tutarı ile 400 m2 yer tahsis ettik. Aynı dönemde, ilgili kredi anlaşmasından yararlanan Bilkent Üniversitesi Teknoparkı Cyberpark, 700 m2 alanı TTGV’ye tahsis etti.
ARI-2 binasının 8 milyonluk inşaat bütçesi için geri kalan 4 milyonu nasıl denkleştirdiğimize gelince; birincisi İTÜ’ye en büyük bağış yapan mezunlarımızdan biri olan Sayın Dr. Erol Üçer’e, 5 milyon USD ile kuruluşunu desteklediği ve yıllarca yabancı öğretim elemanlarının maaşları dahil merkezin tüm giderlerini karşıladığı “Dr. Erol Üçer MIAM Müzik İleri Araştırmalar Merkezi” için 1 milyon USD bağış ile ARI-2 binasından kira payı temin etmek yoluyla bizden sonra bu merkezin yaşaması için bir model oluşturmasını önerdim. Önerim kabul edildi. Hukuk ve mali müşavirlerimize bir protokol hazırlandı ve Dr. Erol Üçer bu miktarı da yine İTÜGV aracılığı ile ARI-2 binası yatırımına yönlendirdi.
İTÜGV de aynı yolla elinde kalan 891 000.- USD ile bu yatırıma katıldı. Benim dönemimden sonra bağış toplanamazsa en azından personel maaşları bu gelirden karşılansın düşüncesi ile bu fon sağlandı. Geriye kalan 2 milyon USD de bina inşaatı bitmeye yaklaştığında İTÜ ARI Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ne girmek üzere değerlendirmeye alınan ve bu bölgeye yerleşme hakkı elde eden girişimci firmalardan ARI 2 binasının 1 yıllık kira karşılıklarının peşin olarak tahsil edilmesi ile tamamlanarak bina bitirildi. Çevre düzenlemesi yine İTÜGV tarafından sağlanan kaynaklarla yapıldı. Bu finansman modeli o zaman uygulanabilecek en gerçekçi model olarak görünüyordu.
ARI Teknokent A.Ş., AR-1 ve ARI-2 binaları ulaştığı finansal güç ile bankalardan rahatlıkla kredi almak suretiyle diğer yatırımlarını yapacak güce kavuştu. Şu anda 300’den fazla Ar-Ge firması, 9000‘e varan Ar-Ge personeli, kuruluşundan bu güne toplam 30 milyar TL’ye varan cirosu, yine kuruluşundan bu güne toplam 1 milyar USD’ye varan ihracatı ile Türkiye'nin en değerli teknokentlerinden biri olmayı başardı. Bu büyük başarısına rağmen bugüne gelindiğinde İTÜGV’ye, 891 000.- USD’lık fon karşılığında yapılan ödemeler kesildi. Dr. Erol Üçer’in 1.000.000 USD’lık bağışı karşılığında MIAM’a aktarılan finansal destek akamete uğratıldı. Ancak, bu defa Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden “Bağışın gereklerinin yerine getirilmemiş olması” dolayısıyla “UYARI” alan Vakıf yeniden hakkını aramak zorunda kaldı ve bu kaynak aktarımı Sanayi Bakanlığı denetiminin başladığı 2019 yılına kadar devam etti.
ARI Teknokent’in kurulduğu günden bugüne kadar İTÜ Geliştirme Vakfı hiçbir zaman hissesi olan yüzde 66 oranında kar payı dağıtımı almamıştır. 2002-2007 yılları arasında hiç kar payı dağıtımı yapılmamıştır. 2008-2020 yılları arasında şirketin toplam karından 18 yıl içinde toplamda yüzde 66 kâr payı yerine yüzde 20 civarında kar payı alarak ARI Teknokent’ in yatırımlarına destek olmuştur.
İTÜ Geliştirme Vakfı 1996-2004 döneminde mezunların özverili katkıları ve yürüttüğü bağış projesi ile sağladığı 80 milyon USD dolayındaki finansal kaynağı üniversitemizin yeniden yapılanması için kullanmıştır. Ayrıca Vakfı Senedine göre İTÜ Geliştirme Vakfı gelirinin yüzde 80’ini İTÜ’ye destek olarak kullanmaktadır.
2021 yılında Sanayi Bakanlığı 20 yıla yakın bir süre önce ARI-2 binasının yapımında kullanılan bu finans modelinin yasalara aykırı olduğunu iddia etmiş ve bugüne kadar büyük başarılar kazanmış ve Türkiye’nin en başarılı teknokentlerinden biri olan ARI Teknokent’ in tasfiyesini talep ederek dava açmıştır.
Şimdi herkes elini vicdanına koyarak bu haksız ve mesnetsiz davayı değerlendirmeli ve İTÜ Maslak Kampüsünde kurulan ARI Teknokent’in Sanayi Bakanlığımız tarafından hangi amaçlarla tasfiye edilmek istenmesini sorgulamalıdır.
|