12 Ocak 2022

Prof. Dr. Yaman Akdeniz: AYM'nin pilot kararı bir sene bekletmesi anlamsız

Akdeniz'in işaret ettiği bir konu da, siyasi açıdan netameli olarak görülebilecek engelleme kararlarına dair başvuruların bu pilot kararda ele alınmamış olması

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 27 Ekim 2021 tarihinde açıkladığı bir kararın gerekçesi cuma günü açıklandı[1].

AYM internet haberlerine erişim yasağına ilişkin pilot kararında "Hak ihlali" dedi ve "ifade ve basın özgürlüğü"ne dikkat çekti ama gerekçeler ve yapılan işlemler yeterli mi? İfade Özgürlüğü Derneği'nden hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz'e sorduk.

Kanun maddesinde yapısal hata olduğunu belirten pilot karar, AYM'de bekleyen tüm başvurular için de geçerli olmalı

Akdeniz'e ilk sorumuz, "pilot karar" konusunda oldu. Pilot kararın anlamını ve benzer kararların bu pilot karar ileri sürülerek neden bir sene ertelendi:

"Pilot Karar, AYMnin iç tüzüğünde olan bir şey. AYM, bir kanun maddesinin uygulanmasından kaynaklanan yapısal sorunlar tespit ettiği zaman, hem bu yapısal sorunlara dikkat çekmek, hem arka arkaya ihlal kararı vermek hem de bu sorunların düzeltilmesi için yasama organına bir mesaj vermek için başvurduğu yol."

Prof. Akdeniz, karara konu olan 9 konudan 5'inin kendileri olduğunu, 2015'den beri AYM'ye yaklaşık 300 başvuru yaptıklarını ve her birinde "pilot karar" istediklerini belirtti.

Bu başvuruların bir çoğunun 2015'lerden, 2017'lerden geldiğini ve sayılarının bir basın açıklamasına göre 500'leri bulduğunu söyleyen Akdeniz, bir kanun maddesinde "yapısal hata" varsa tüm başvurular için geçerli olacağını söylüyor.

Anayasa Mahkemesinin bu yolla önemli bir fırsatı da teptiğini belirtiyor:

"Sulh Ceza Hakimlikleri aynen 9.maddeyi uygulamaya devam ediyorlar."

Dolayısıyla 2022'de ihlallerin devam edeceğini ve sulh ceza hakimliklerince yeniden yüzlerce benzer engelleme yapılacağını söylüyor:

"Oysa, Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal de edebilirdi."

Pilot karar, TBMM'nin 9. maddeyi değiştirmesini bekleyecek, TBMM yapacak mı?

Akdeniz Anayasa Mahkemesinin TBMM'ye tavsiyeleri konusunda da şunu söylüyor:

"Anayasa Mahkemesinin 2017 yılında 'Ali Kıdık' başvurusu üzerine, 5651 sayılı kanunun 9'uncu maddesi konusunda sorunlar olduğunu tespit etmiş ve Sulh ceza hakimliklerine kısıtlı durumlarda bu maddeyi uygulayabileceklerini söylemişti. Ama 2017'den beri bu konuda bir şey yapmadı.

Şimdi bu konuda 'yapısal sorunlar'a işaret ederek, TBMM'ye 'bunun değiştirilmesi gerek, bu haliyle Anayasaya aykırılığı söz konusu, benim de tavsiyelerim var' diyor ve bu yasal değişiklik için 1 yıl süre veriyor.

TBMM bakalım bu değişikliği yapacak mı? Yaparsa, bu değişiklik geriye dönük uygulanmayacak."

Akdeniz'in işaret ettiği bir konu da, siyasi açıdan netameli olarak görülebilecek engelleme kararlarına dair başvuruların bu pilot kararda ele alınmamış olması. Akdeniz, Sezgin Tanrıkulu'nun "çocuk istismarı" konusunda araştırma komisyonu kurulmasına dair önerisinin reddedilmesi ile ilgili haberi engelletenin TBMM olmasına da özellikle vurgu yapıyor.

AYM: Erişim engelleme tedbir niteliğindedir

Akdeniz, AYM'nin kararında erişim engellemenin tedbir niteliğinde oluşuna işaret ediyor ve şöyle devam ediyor:

"9.madde konusunda talep üzerine hakimler sadece 'talep üzerinden erişim engelleme kararı veriyor'. Yani ilgili gazeteci ya da medya organına sorulmuyor. Savunma hakkı yok. Üstelik itirazı diğer sulh ceza hakimine yaptığınızda ise, ne kadar güçlü argüman yazarsanız yazın, tek cümlelik bir kararla 'ilk karar usul ve yasaya uygundur' diyerek kesin hükmünde veriyor.

Şimdi AYM yarım ağızla, 'hem yargılama yapılmadı' diyor, hem de 'haber sitesine kendisini savunma hakkı verilmedi' diyor. Yargılama olsa, yüz yüze savunma imkanı olacak. Bir hakimin talep üzerine verdiği karara itiraz mekanizması olmadığını, ikinci bakan mahkemenin de iddiaları değerlendirmediğini, dolayısıyla savunma hakkının ihlal edildiğini söylüyor."

Seçim sürecinde bu tür bir karar ne anlama geliyor?

Akdeniz buna da şöyle cevap veriyor:

"Bir yandan "yapısal hata var" demesini pozitif olarak değerlendiriyoruz. Ama öbür taraftan 'ben buna 1 yıl bakmayacağım' diyerek, topu yasama organına attı. Halbuki, Anayasa Mahkemesinden beklenen, madem bu sorunları tespit ettin, maddeyi iptal et.

Ama mademki etmedin, tabii ki yasama organına tavsiyede bulunabilirsin, konuyu geniş kapsamlı değerlendirmişsin, ama o zaman yasama organını beklemeden, ya da yasama organına süre vermeden, arka arkaya benzer kararları vermesini beklerdim.

Çünkü adalet budur."

Akdeniz, 2015'den bu yana tüm başvurularında "hak ihlali tespiti" yapılmasını istediklerini, kanunun değişmesini istiyoruz ama bu ikisi birbirinden faklı olduğunu ve birbirine karıştırılmaması gerektiğini söylüyor:

"Şimdi buradan çıkan sonuç, önümüzdeki dönemde seçimler olacak ve seçimler olurken de, bu engelleme kararları, sulh ceza hakimleri tarafından verilecek ve bu da hükümeti rahatlatacak. Bir yandan sansür bütün hızı ile sürerken, Anayasa Mahkemesi bununla uğraşmayacak, en azından bir yıl başka işlere bakacak.

Hatta 7 Ocak 2023'ten sonra ne zaman bakacağı da belirsiz. Yani biz seçimler geçene kadar bir daha kişilik hakları ihlallerine dair kararları duymayacağız.

Ama bu her şeyin sonu değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye'den etkili bir hukuk yolu olmadığına dair başvurular yapılacaktır."

Özetle; pilot kararın gerekçesinde belirtilen hususların olumlu ama yetersiz olduğunu söyleyen hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, "AYM işaret ettiği gibi bütün kanun baştan aşağı değişmeli" dedi.



[1] Anayasa Mahkemesi - 27 Ekim 2021 - Genel Kurul Gündemi ve Sonuçları

Yazarın Diğer Yazıları

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur

Neden internetten bihaber bakanlar atanıyor?

Bu fiber altyapı ile çoktan dijital uçuruma düşmüş durumdayız. AKP ekonomiyi beceremediği gibi, telekom - internet sektörünü yönetmeyi de beceremiyor