13 Haziran 2020

İnternet ve telefon tüketicileri, dijital abonelik istiyor ve bekliyor

Uzun dönemden beri ülkece dillendirdiğimiz dijital dönüşüm, neden dijitalin altyapısı olan sektörde yok?

Perşembe gecesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçen bir torba kanun teklifi içindeki 2 madde telekomünikasyon abonelerini yakından ilgilendiriyor [1]. Çünkü kendisi dijitalleşmenin altyapısı olan telekomünikasyon hizmetleri için maalesef Türkiye'de dijital abonelik yapılamıyor. Bunun ayıbı kimde derseniz, başta Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili düzenleyici kurum olan BTK'da, sonra operatörlerde ve tabi ki bu sıkıntıyı yeteri kadar dile getirmeyen kullanıcılarda.

Oysa "online abonelik" her açıdan avantajlı, günümüzde salgın döneminde bulaş riskini azaltmak anlamına geleceği gibi, genel olarak kağıt harcamasını (yani çevreyi koruyacak) azaltacak, kişisel verilerin orada, burada dolaşması ve çalınmasını engelleyecek (bayilerdeki evrakların kötüye kullanılarak tekrar tekrar hat açılması ya da sim kart kopyalanması olayları gibi), hafta içi çalışan kişilerin bayi arama derdine son verecek bir durum bu.

Uzun dönemden beri ülkece dillendirdiğimiz dijital dönüşüm, neden dijitalin altyapısı olan sektörde yok? Bu konuyu bir kaç operatör ve işletmeci ile konuştuk. Meclis'teki taslağın ne anlama geldiğini siz T24 okuyucuları için özetliyoruz.

Taban, yani müşterinin talebi, uçtan uca dijital abone işlemleri

Zaten ses ya da internet kullanıcılar uzun süredir abonelik işlemlerinde uçtan uca dijitalleşme olmasını istiyordu. Yani alışverişimizi, bankacılık işlemlerini evden yaptığımız bugünlerde, abonelikle ilgili bir işlem yapmak için illa bir bayiye gitmek çok da anlamlı olmasa gerek. Bu sıkıntı, Korona krizi ve 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı uygulandığında bugünlerde iyice büyüdü. Uçtan uca abonelik için 4 adım var:

  1. Abonelik başlatmak dijital olabilmeli
  2. Faturalar dijital olabilmeli
  3. Numara taşıma aynı şekilde online halledilebilmeli
  4. Abonelik sonuçlandırmak yine online olabilmeli

Bu konuya nasıl baktıklarını Vodafone Genel Müdür Yardımcısı Hasan Süel'e sorduk. Şöyle anlattı:

"Uzun dönemden beri Vodafone Türkiye olarak dillendirdiğimiz bir konu var; dijital dönüşüm. Bireylerin hayatlarında, kurumların iş süreçlerinde dijitali daha çok devreye almak, verimlilik artışı demektir. Ülkenin bundan rekabetçilik sağlaması demektir. Rekabet içinde olduğumuz ülkeler aramızda bir sıçrama taşı olarak kullanabileceğimiz bir kaldıraç.

Çünkü dijitalleşme tüm sektörleri yatay kesiyor. Tüm sektörlerde rekabetçilik ve verimlilik yaratıyor. Bunu da zaten devletimiz farkında. Ezberlerin bozulduğu, paradigmaların değiştiği bir dönemdeyiz. İnsanların hem yaşama, hem de çalışma biçimleri değişiyor. Dijitalleşmenin önemini salgın öncesinde de söyleyen bir şirketiz.

Uzun zamandır olan bir konu, Covid - 19 salgını ile birlikte gündeme geldi. Şimdi, salgınla birlikte, insanlar evde kalmak zorunda olduğundan, tabandan yani müşterilerimizden ciddi bir talep aldık. Müşterilerimiz diyor ki; neden bizi evden sokağa çıkarıp, bazı işlemler için satış noktalarına getiriyorsunuz, ıslak imza alıyorsunuz. Ciddi bir risk aldırıyorsunuz. Bunu biz evden dijital olarak yapamaz mıyız?

Artı halen mevzuata göre, PTT ile gönderme mecburiyetimiz var. Eğer bilinçli müşteri ise elektronik fatura istiyor. Ama bugünlerde kuryelerden bir şey almaya da korkar durumda herkes.

Tüketiciler, dijital bir yaşam şekli istiyor. Bir operatörle olan ilişkilerinin uçtan uca dijital olmasını; abonelik başlangıcı, tarife değişikliği, numara taşıma, abonelik feshi gibi tüm süreçlerin dijital olmasını istiyor. Tüketicinin dijitalleşme talebi, çığ gibi büyüyor. Bu talep, artık kamunun göz ardı edemeyeceği noktaya geldi. 

Üstünü çizmek istiyorum; bu operatör talebi değil, tabanın yani tüketicinin talebidir. Bunun Meclis'e olumlu bir şekilde gelmesi çok güzel.

Sizin de bildiğiniz gibi, mevcut mevzuat hâlâ, ıslak imza, satış noktasına gitmek gibi dijitalleşmenin geride kalmış durumda. 5809 sayılı kanunun ilgili maddelerini değiştirerek, uçtan-uca müşteri deneyimini sağlayacak bir kanun taslağı var. Eğer bu olduğu gibi ya da güçlendirilerek kanunlaşırsa, düzenleyici kurum da bunun usul ve esaslarını belirlerse, sektörümüz geleceğe yönelik çok önemli bir adım atmış olacak.

Zaten salgın süreciyle birlikte toplumdaki her kesimin dijitalleşmeye hazır olduğunu görüyoruz. Tüketicilerimizden aldığımız geribildirimler dijitalleşme konusunda önemli bir farkındalık oluştuğunu, dijitalleşmenin hızlanması yönünde talep oluştuğunu gösteriyor.

Tüketicilerimiz, daha dijital bir yaşam şekli, mümkün olduğunca temassız işlem, olabildiğince dijital kanallar üzerinden kesintisiz ve hızlı hizmet ve her kanalda kolaylık istiyor. Bütün bu taleplerin reçetesi ise her zaman söylediğimiz gibi, uçtan uca dijitalleşmek. Temassız abonelik, önem ve aciliyet arz ediyor. "

Hasan Süel, Koronavirüs salgınının toplumsal hayat üzerinde yol açtığı etki ve sonuçlar dikkate alındığında, tüketicinin işlemlerini elektronik ortamda yapabilmeleri için gerekli hukuki zeminin hazırlanmasının önem taşıdığına işaret ediyor.

Korona sırasında haberleşme önem kazandı, ya 65 yaş yeni abone olacaksa?

Bir somut örnek de biz verelim; 65 yaş üstüne, neredeyse 2 aydır konulan sokağa çıkma yasağı sırasında en önemli konu "haberleşme" oldu. Bu dönemde yeni bir hat almak isteyen ya da telefonunu görüntülü hale sokmak isteyen yaşlı bir insan açısından durumu bir düşünün. Sokağa çıkamadığı için en gerekli olduğu zamanda bunu yapamadı.

Aynı konu, sokağa çıkma yasağı olmayan ama bulaşma riskini azaltmak için dışarı çıkmak istemeyen insanlar için de geçerliydi. Keşke Korona krizi başlamadan önce "online abonelik" diye bir şey hayatımızda olsaydı. Bütün dünyada olduğu gibi. Ama bugün yapılması da hâlâ önemli.

Mevcut mevzuata göre yukarıda saydığımız 4 işlem ıslak imza gerektiriyor. Bu dördünün dijitalleşmesi, bunların kağıt üzerinde değil dijital olarak yapılması kullanıcılara, hem zaman, hem de yorgunluk (bayi aramak vs) açısından çok önemli bir kolaylık sağlayacak.

Aksi durum zaten KARA KOMEDİ. Dijitalleşmenin temeli olan sektör kendisi dijital değil.

Neden olamıyordu? Olması için ne lazım?

Devlet telekomünikasyon hizmetlerini kullanan kişilerin kim olduğunu bilmek istiyor. Bunun "cep telefonu kullanarak uzaktan bomba patlatmak" gibi suçu önlemeye yönelik haklı görülebilecek nedenleri olsa da, günümüzde bunların önlenmesine yönelik olanaklar çeşitli. Mesela turkiye.gov.tr'dan kayıt olmak gibi. Bunlar tartışılabilir. Dünya örnekleri göz önüne alınabilir.

Zaten sahte kimliklerle telefon alınmadı mı? Sim kart çıkarılmadı mı? Ne sorunlar yaşadık yıllar içinde, bunlar hep hatırlarda.

Operatörler diyor ki; dijitalleşme büyük bir rahatlık sağlayacak BTK ile birlikte her türlü önlemi almaya hazırız.

Şimdi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçen kanun taslağı, TBMM'de tekrar işlenecek ve oylanacak. Bunun sonrasında ise ikincil mevzuat denilen yönetmelik ve kurallar konulacak. Operatörler de online ortamda başlayıp online ortamda sonlanan bir müşteri yolculuğunu, müşteri deneyimini sağlayacak kanuni altyapıya ihtiyaçları olduğunu kaydediyorlar.

Ancak burada önemli bir konu; kanun çıkarken içine "mesafeli" tanımının da konulması. Eğer "mesafeli" ifadesi eklenmezse, vatandaş dijitalleşmeyi hâlâ tam yaşayamayacak ve bayilere gitmek zorunda alacak. Böyle bir durumda, bayi ağı yaygın olmayan küçük operatörler, rekabetin engelleneceğinden bahsediyor. TBMM'deki görüşmeler sırasında kanuna bu ifadenin eklenmesi çok önemli. Bu nedenle ayrı bir yazıda bu görüşleri daha detaylı anlatacağız.

Bu kanuni altyapının biran önce yapılması, 5809 sayılı kanunun "online" ve "mesafeli" işlem yapma olanaklarını içerecek şekilde düzenlenmesi, vatandaşların hayatını kolaylaştıracak ve günümüzde de salgının etkilerinden kurtarmış olacak.

turkiye.gov.tr'de neden sadece 8 firma abonelerinin borç sorgusu var?

Bu arada bir başka önemli konu da; turkiye.gov.tr üzerinde D-Smart, Millenicom, PTT, turk.net, Turkcell, Türksat, Türk Telekom, Vodafone dışındaki operatörlerin ya da servis sağlayıcıların abonelik, borç ve alacak sorgulaması bulunmuyor. Bunun nedeni acaba nedir? Bu 8 operatörün dışındaki servis sağlayıcı firmaların aboneleri adamdan sayılmıyorlar mı?


[1] Plan ve Bütçe Komisyonundaki Kanun Teklifi : Bkz Madde 8 ve 9

Yazarın Diğer Yazıları

Neden bazı sitelere erişimde sıkıntı oldu?

Çeşitli hizmetler veren Cloudflare'i ülkemizde en çok "dDOS temizleme hizmetleri" ile biliyoruz. Trendyol'undan, Yemeksepetine, çeşitli gazetelerden, eksisozluğe, arabam.com'a kadar pek çok sayıda Türk web sitesi tarafından da kullanılıyor. Detayları Dağhan Uzgur'a sorduk

Trendyol "buybox" soruşturmasında, Rekabet Kurumu’na taahhüt metni sundu

İddiaya göre e-ticaret platformları, müşteriye gösterilecek satıcı konusuna daha doğrusu satıcılar arasında fiyatlara müdahale edebiliyor ve böylece son kullanıcının alım şartlarını etkiliyor

Avrupa endişeli, dikkatler denizaltı kabloları üzerinde

Denizaltı kablolar, uluslararası veri trafiğinin yaklaşık yüzde 99'unu taşıyan küresel internet bağlantısının omurgasını oluşturur. Bu kablolar, bulut bilişim, finansal işlemler ve medya akışı gibi hizmetleri etkinleştirerek küresel iletişim için kritik öneme sahip

"
"