30 Nisan 2021

Facebook ve Twitter, Hindistan'da "Başbakan Modi İstifa" diyen mesajları saklıyor

Sosyal medya şirketleri, önceliği kullanıcılara değil, para kazanmaya, kâr etmeye vermiş durumdalar

Geçen ay, Noami Klein'in Facebook ve Google'un Hindistan'da iklim aktivistlerinin gizli mesaj ve maillerine dair bilgileri Modi hükümetine verdiğine dair makalesini yayınlamıştık[1].

Noami Klein o makalede şöyle diyordu;

"Modi yönetimindeki Hindistan, Facebook, Google, Twitter ve Zoom gibi teknoloji şirketleri için sert bir gerçekliğe dönüştü. Bu dev şirketler, Kuzey Amerika ve Avrupa'da, sağlıklı bir toplumun ayrılmaz parçası olan ifade özgürlüğü, tartışma ve katılmama özgürlüğünü koruyor. Ama Hindistan gibi --demokrasinin zayıf olduğu ülkelerde-- hükümetlerin barışçıl aktivistleri avlayıp hapsetmelerine ve nefreti artırmalarına yardım ediyorlar. Çünkü bu devasa ve büyüyen pazarlara erişimin bir bedeli olarak görülüyor."

Şimdi Facebook ve Twitter'ın daha ileriye gittiği ve iktidarın talebiyle, halkın eleştiri mesajlarını yine halkın görüşünden sakladığı anlaşılıyor. Facebook ve Twitter'ın [2], Hindistan hükümetinin salgın başarısızlığını eleştiren yayınları sansürlediği daha önce ortaya çıkmıştı. Şimdi "ResignModi" etiketli yani Hindistan Başbakanı "Modi'yi istifa"ya davet eden tüm mesajları gizlediği görülüyor. İncelemeler göre, bu mesajlar ABD, Kanada, İngiltere ve ülkemizde görülebiliyor ama Hindistan’dan görülemiyor. Çünkü gizlenmiş durumda. 

Hindistan'da salgının düzgün yönetilmemesi nedeniyle Covid vakaları arttı ve birçok Hintli, hastanelerde boş yatak, oksijen ve ilaç bulamıyor durumunda. Ölümler arttıkça da, hükümete yönelik eleştiriler en çok sosyal medya kanallarından duyuruluyor. Hindistan'ın Facebook ve Instagram'a son 1-2 ayda 50 den fazla sansür talimatı verdiği belirtildi.

Facebook ve Twitter sansür uyguluyor

Eleştiriler sonrasında, Facebook web sitesinde, bu mesajların geçici engellediğini belirtirken, topluluk standartlarını ihlal ettiğini de iddia etti. Facebook'a göre bu etiketi taşıyan 12 bin kadar mesaj bulunuyor. Facebook bunların hepsinin mi, yoksa bazılarının mı topluluk standartlarını ihlal ettiğini belirtmedi. Yani kendisine verilen sansür talimatlarını uygulayarak, sansüre altyapı sağlıyor.

Bu, Facebook'un demokratik olarak seçilmiş bir dünya liderinin istifasına yönelik çağrıları ilk kez engellediği veya gizlediği olay olarak kaydediliyor. CEO Mark Zuckerberg'in "içeriği mümkün olduğunca yerinde tutma" prensibine de ters düşüyor şeklinde yorumlanıyor.

Toplamda ise bu sansür hareketi, bir zamanlar Arap Baharı'nı sürdürmedeki rolü nedeniyle kutlanan ve Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek ve diğerlerinin otokratik liderlerini deviren bir demokratik ayaklanma dalgasına yol açan sosyal platformların ilkelerine aykırı görünüyor.


Facebook'un Modi hükümeti ve Bharatiya Janata partisi (BJP) ile olan ilişkileri, ağustos ayında Wall Street tarafından ortaya konulan haberle dikkatleri çekmeye başladı. Haberde, Facebook'un Hindistan'daki şirket politikasından sorumlu yöneticisinin önde gelen bir BJP üyesini ve en az üç diğer Hindu milliyetçisini yaptırımlardan koruduğu yazılmıştı.

450 milyondan fazla WhatsApp kullanıcısı ve yaklaşık 400 milyon Facebook kullanıcısı ile Hindistan, en büyük pazar konumunda.

Sosyal medya devleri kullanıcılarını düzenlemelere karşı kalkan yapmaya uğraşıyor

Anlayacağınız, sosyal medya ortamları 10 sene önce kullanıcı kazanmaya uğraşırken, kullanıcıdan yana gözüküyorlardı. Ama artık milyarlık düzeydeki kullanıcı sayılarının büyüklüğü ve kullanıcılarda yarattıkları bağımlılık nedeniyle, kullanıcılarına aldırmamaya başladılar. Önceliği kullanıcılara değil, para kazanmaya, kâr etmeye vermiş durumdalar. Geçen yıl yapılan "Nefretten Para Kazanmayın (Stop Hate for Profit)" kampanyası da tam olarak bunu söylüyordu[3].

Önümüzdeki dönemde "sosyal medya-kullanıcı pozisyonlanması" yeni yeni tartışmalara yol açacak gibi gözüküyor.

Bunun bir tarafında da, sosyal medya devlerinin kullanıcıları kendi menfaatlerine kullanmasının yeni boyutu var. Reklam sektörünü ele geçirerek ve manşetleri yöneterek gazeteciliği öldürmekte olan [4] Facebook ve Google’a karşı Avustralya hükümetinin yeni kanun tasarısına karşı tavırlarında bu vardı. Avustralya hükümetinin, yerel gazetelerini korumak amaçlı olarak hazırladığı kanun tasarısına karşı, Google ve Facebook kullanıcılarına duyurular yayınladılar ve "bak arama motorunu paralı yaparım ha" ve "gazete haberine para vereceğime artık haber yayınlamayacağım, okuyamayacaksınız" diyerek kullanıcıları isyana teşvik etti. Ama Avustralyalı kullanıcılar buna izin vermediler [5]. O nedenle de bu 2 dev geri adım attı ama şimdi başka yollar deniyorlar [6].

Bizim de ülkemizde bu platformları kullanırken, dikkatli olmamız gerekiyor. Bunların dezenformasyona açık, para kazanmak için iktidarları önceleyen yapılar haline gelmeye başladıklarını görmemiz ve zaman zaman haklarımızı koruyacak kampanyalar düzenlememiz, bu platformlara ancak "kullanıcılar varsa, var olabileceklerini" hatırlatmamız lazım. BU ÇOK ÖNEMLİ!!


Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur