Gerçek olayları anlatan 2 farklı dökümanter seyrettim. Biri Arjantin, diğer ABD'de kaybolan ve ölen iki farklı kadına ait. Birinde tecavüz ve cinayetin oluşturduğu olay ayan beyan ortada, diğerinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Ama anlatmak istediğim şey bu değil. Asıl konu; bu kayboluşları kabullenmeyen ve sonucu ısrarla takip eden medya ve kalabalıklar. Hep birlikte olunduğunda olayların gizli/saklı ve üstü kapalı kalamadığını, sonuca da ulaşabildiğini gösteren iki farklı örnek...
İki olaydan birisinde, maktulü hiç tanımadıkları halde, araştırma yapmakta polisin önüne geçen bir grup insan var. Polisi de çözüm için itekliyorlar. İkincisinde ise, politik gücün, üstünü örtmeye çalıştığı açık olan bir tecavüz ve cinayetin, medyanın ve halkın bıkmadan sürdürülen yüksek tepkisi sonucunda, 7 yıl sonra bile olsa, çözüldüğünü görüyoruz.
Her ikisinde, toplumun sessiz kalmadığını ve olayları sonuna kadar takip ettikleri görülüyor. Her iki olay da ilham ve ümit verici. Toplum vicadnını yaralayan olayların karşısında ne yapılması gerektiğini gösteriyor.
Elisa Lam olayı - Suç Mahalli: Cecil Oteli
Vietnam'dan göç eden bir ailenin çocuğu olan ve Britanya Kolumbiyası Üniversitesinde okuyan 22 yaşındaki Kanadalı bipolar hastası Elisa Lam, 2 Şubat 2013'te turist olarak ziyaret ettiği Amerika Birleşik Devletleri'nin Los Angeles şehrinde bulunan Cecil Hotel'de konakladığı sırada kaybolmuş. "Suç Mahalli: Cecil Otel" isimli dökümanter filim bunu anlatıyor. Aşağıda fragmanı var.
Los Angeles Polis Teşkilatı, Kanada'daki ailesinin "temas kuramıyoruz" başvurusu üzerine konuyla ilgilenmeye başlıyor. Nasıl kaybolduğu anlaşılamayan Lam hakkında birilerinden bilgi almak amacıyla, polisin Lam'in son görüntüleri olan, otelin asansöründeki bir videoyu yayımlaması ile kamuoyu ilgisi yoğunlaşıyor. Asansörün güvenlik kamerası tarafından çekilen bu videoda, Lam'in tuhaf -saklanma benzeri- hareketler yaptığı görülüyor. Video, halkın Lam'in esrarengiz kayboluşuna dair ilgisinin artmasını sağlamış.
Cecil Otel'in ve Los Angeles'te bulunduğu bölgenin şüpheli durumu, buradaki merakı arttırmış. Sonunda ne olduğu anlaşılmış durumda. Çünkü konuyu sürekli canlı tutan takipçiler ve onların ilgisiyle, konudan uzaklaşamayan polisler sonuçta ne olup bittiğini aşağı yukarı anlayabilmişler.
Sessiz Kalma: Maria Soledad olayı
Diğer olay 1990'da Arjantin'de yaşanan çok üzücü bir tecavüz ve öldürme olayı. Bir açıdan İzmir'de geçen yıl, iş arama için gittiği sırada uyuşturucu verildiği ve tecavüze uğradığı anlaşılan ve sonra atıldığı yolun kenarında hayatını kaybeden 18 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek olayına benziyor.
Arjantin'in Catamarca bölgesinde yaşayan Sole, o tarihte 17 yaşında, lisede okuyor ve kendinden 10 yaş büyük birine aşık oluyor ve bu ona felaketi getiriyor. Bölgede siyaset çok önde. Hem valinin siyasi gücü, hem de zamanın devlet başkanı Carlos Menem'e çok yakın olan siyasetçi Ángel Luque'ün gücü, bölgeyi tamamen kontrol altında tutuyor.
Hem valinin hem de oğlu olaya karışan siyasetçinin gücü herkesi susturmaya yetiyor. Ama bu hikâyede de çok etkileyici olan şu; susmayanlar ve konuyu yaptıkları sessiz yürüyüş ile halkın ve basının ilgisine taşıyanlar sınıf arkadaşları, ailesi ve okuduğu okulun yöneticisi olan Rahibe Martha Pelloni oluyor. Özellikle bu Rahibe, meme kanserinden kurtulduğu zaman yaptığı yemine dayanarak, aldığı tehditlere aldırmadan bu gösterilerin "öncü"sü oluyor. Susturulanlar ise bu gelişmeler sonucunda, konuşmaya başlıyorlar.
Sonuç, olay büyüyor, büyüyor ve zamanın devlet başkanı Carlos Menem'i zorluyor. Menem, kendi koltuğunu da riskte hissederek, önce valiyi görevden alıyor ve sonra dava açılması için hakim atıyor. Ama hala taraflı hâkim grubu ataması yapılıyor. Halk buna karşı da yüksek sesle protestoları sürdürünce, sonuçta suçlular ceza alabiliyor.
Olayın bir yönü de şu, henüz çok genç olan Maria Soledad sayesinde, Arjantin'de bu tür tecavüz olaylarına "kadının kabahatidir" türü bakışın değiştiği belirtiliyor.
Anlayacağınız, halk kendi gücünü kullanmaya karar verdiğinde, her türlü yolsuzluk, ahlâksızlık ve diğer her türlü olay çözülebiliyor.
Füsun Nebil kimdir?
Füsun Sarp Nebil, İstanbul, Bakırköy'de doğdu. Eğitimini Çanakkale, İzmir ve İstanbul'da yaptı. Evli, 2 çocuk sahibidir. Denizcilik meraklısıdır (amatör kaptan).
Master derecesini Istanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Yüksek Mühendisliği bölümünden aldı (Şimdi Enerji Enstitüsü). THY, Nasas Alüminyum Fabrikası ve Alemdar Holding Grubunda çeşitli görevlerde bulundu.
1997 Türkiye'nin ilk ISP'lerinden Alnet'in Genel Müdürlüğüne getirildi. 1999 yılında turk-internet.com'un da dahil olduğu çeşitli siteleri yayınlayan Intervizyon Ltd. şirketini kurdu. Şirket halen Kadinvizyon.com gibi başka siteleri de yönetmektedir.
1998 - 2011 arasında Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan İnternet Kurulu üyeliği yaptı. Devletin özel sektörü aldığı çeşitli komisyonlarda çalıştı. 2016'dan beri TOBB Telekom Meclisi üyesidir.
Nebil, Eylül 2001 yılında Birleşmis Milletler tarafından Türkiye'den seçilen başarılı iş kadınları arasında yer aldı (UNECE INCLUDES 9 TURKISH BUSINESSWOMEN ON ITS LIST).
2010-2013 arasında Türkiye Dijital Oyun Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.
2011 - 2015 arasında 4 yıl Eutelsat Avrupa TV Ödüllerinde Jüri Üyeliği görevi aldı.
Türkiye İhracatçılar Merkezi dahil, çeşitli projelerde "Bilişim ve İletişim Sistemleri Danışmanlığı" vermektedir. Konusuyla ilgili olarak TV programlarına ya da konferanslara katılarak, konuşma yapmaktadır. Yazıları internet üzerinden turk-internet.com sitesinin yanısıra, yetkinreport.com, bilisimdergisi.org.tr, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Dergisi, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Güncel Hukuk Dergisi, Ankara Baro Dergisi, journo.com, Tüketiciler Birliği Etikett gibi çeşitli ortamlarda yayımlanıyor.
2014 yılından beri T24'te yazıyor.
Türk Telekom ve Turkcell konusunda araştırmaları ve uzmanlığı var. 2018 nisan ayında "Bitcoin ve Kripto Paralar" isimli ilk kitabı yayınlandı.
Detaylı bilgi için https://wiki-turk.com/fusun-sarp-nebil/ adresine bakabilirsiniz.
|