2 Şubat'ta TBMM'de MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk yine sosyal medya için bir yasa teklifi verdi[1]. Hükümetin ve mini ortağının, muhalefeti susturmak için yaptıkları "n" sayıdaki teşebbüsten yeni bir tanesi olan bu teklifi veren Öztürk'ün adını biz iki yıl önce verdiği ve kadük kalan "Sosyal medyaya TC kimliklerimizle girelim" şeklindeki diğer bir bir tekliften hatırlıyoruz[2].
TC kimliklerini "veri sızıntısına gerek kalmadan" sosyal medyaya kendi elimizle mi verelim?
O günlerde yazdığımız "MHP, kimlik numaralarımızı Amerikalı sosyal medya şirketlerine vermeyi mi teklif ediyor?" başlıklı yazı ile hukukçu olan milletvekili Halil Öztürk ve arkadaşlarının ne yaptıklarına dikkat etmediğine işaret etmiştik.
Mayıs 2020'de verilen kanun teklifine yakından bakarsanız[2];
- Sosyal ağ sağlayıcılarına "temsilcilik açma" mecburiyeti koymuştu. Bu temsilcilikte görevlendirilen kişi/kişilerin ismi 20 gün içinde bildirilecekti,
- Bilgileri vermeyenin önce bant genişliği daraltılacak, sonra tamamen durdurulacaktı,
- Sosyal ağ sağlayıcıları kullanıcılarından TC kimlik numarası isteyecekti, vermeyen hesap kaptılacaktı,
- Sosyal ağ sağlayıcıları kendilerine yapılan talebe en geç 48 saatte cevap verecek ve 16 saat içinde içeriği çıkaracaktı, yoksa doğacak zarara katlanacaktı,
- 3 ayda bir rapor verecekti
- Yoksa 2 milyon TL'ye kadar ceza ödeyecekti
T.C. kimlik numaraları ile sosyal medyaya giriş gibi saçma sapan bir öneri ile gelen bu teklif kadük oldu. Komisyonlarda kaldı.
Temsilcilik açıldı mı? Hayalet temsilcilikler ne iş yapar?
İnterneti ve sosyal medyayı bilmemenin bir başka örneği olarak, yukarıdaki kadük olan kanun teklifindeki maddelerin bir kısmı (neyse ki, T.C.Kimlik numaralarının saçmalığını anlayıp koymadılar), 13 AKP'li milletvekilinin imzasıyla 21 Temmuz 2020'de verilen yeni bir teklifin içinde yer aldı[3].
Bu yeni teklif, komisyonlardan, TBMM'den filan hızla geçip 7253 sayılı kanun haline geldi. Gerçi, 2020 yılında hepimizin TV'lerde, sosyal medyada bir süre eleştirdiği ve "Sosyal Medya Düzenlemesi" olarak ünlenen bu kanun kendi başına kanun değil, 5651 sayılı kanunun içeriğini genişletiyor.
Ama bu da kanunlaştığı halde kadük oldu. Bunu ben söylemiyorum. TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman söylüyor [4]:
"Çok değerli milletvekillerim, sözlerime son vermeden önce bir hususu daha çok değerli heyetinize arz etmek isterim. Geçtiğimiz sene yaptığımız düzenlemeyle şirketlere temsilci atama zorunluluğu getirdik ancak -şunu özellikle gazeteci arkadaşlara belirtmek isterim- şu anda muhatap yok ve kâğıt üstünde muhataplıklar var. /.........../
Bizim talebimiz çok nettir: Hem Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hem iktidar partisi milletvekilleri olarak hem de Komisyon olarak Facebook'un, Twitter'ın, İnstagram'ın Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de, İspanya'da, Amerika Birleşik Devletleri'nde nasıl fiziken, hukuken, yönetsel olarak muhataplığı varsa ve orada bir ofisleri varsa, bir adresleri varsa Türkiye'de de en kısa zamanda, kâğıt üstünde kalan bu temsilciliklerin gerçekten fiziken de olmasını istiyoruz. Bu, Komisyon olarak bizim en çok üzerinde durduğumuz hususlardan bir tanesidir."
Başkan Yayman'ın ifadesiyle 2020'de sosyal medyaya getirilen "temsilcilik açma" konusu işlemedi[5].
Facebook: "Peki temsilcilik açayım ama en ufak şeyde giderim bak" mı dedi?
Temsilcilik nasıl işlemedi derseniz, hatırlatalım. 2021'in başından itibaren ceza uygulamaya başladılar ama duyumlarımıza göre, hiçbir işe yaramayınca, araya bir takım arabulucular sokup, en azından temsilcilik açılıyormuş gibi davranmaları istendi. Bu kapsamda örneğin Facebook temsilcilik açmayacakken[6] -bu arabuluculuk faaliyeti sonrası açıyormuş gibi yaptı- ve açıklama yayımladı[7].
"Aldığımız karar, Facebook Topluluk Standartları'nı ya da devlet kurumları tarafından yapılan içerik kaldırma taleplerinin incelenme süreçlerini değiştirmiyor. Dolayısıyla, bu ilkelere uygun olmayacak bir şekilde hareket etmemiz için ısrar edilmesi halinde yerel temsilcimizi geri çekeceğimizi belirtmek istiyoruz."
Bu duyuruya bakınca "bak sizinle yaptığımız arka plan anlaşmaya uymazsanız gideriz ha" dediklerini düşündük. Zaten güya atadıkları temsilciler, Hindistan'da, İngiltere'de filan yaşayan ve bir çok karpuzu (benzer ülkelerin temsilciliklerini) koltuklarının altında taşıyan hukukçu türü insanlar.
2022 kanun teklifinde, 2016'da kapatılan "TİB" ne arıyor?
AKP ve MHP, 5651 sayılı kanunun çıkarıldığı 2007 yılından bu güne geçen 19 yılda tam 18 defa genişletme yapmış. Bu yıla da bir tane yakışır. Yoksa yıl başına ortalama düşmüş olacak. Bunların içine demin bahsettiğimiz mayıs 2020 teklifi gibi kadük olanlar dahil değil.
Yeni kanun teklifini veren MHP'li Halil Öztürk meslek olarak hukukçu olduğu halde, kanun tasarısı verirken, yeterli dikkate de sahip değil. Öyle ki, 2 Şubat'ta verdiği kanun tasarısının gerekçelerinin 1. Maddesi diyor ki;
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) mı?
Halil Bey'e soralım, kanun teklifi verilirken, kanundaki düzeltmeleri göz önüne almadan, çalakalem gerekçe mi yazıyorsunuz? TİB -hem de büyük patırtı gürültü ile- kapatılalı 6 yıl oldu[8].
Kanun aynen şöyle yazıyor:
Bunu Prof. Dr. Yaman Akdeniz'e sorduk (zaten o gündemimize getirdi):
"Milletvekili olmak demek her konunun uzmanı olmak anlamına gelmez. Dolayısıyla, her aklınıza gelen fikri de kanun teklifi olarak TBMM'sine sunmak ve mevcut kanunlarla yap boz tahtası gibi oynamak doğru olmaz.
Bir değişiklik söz konusu olduğu zaman da mevcut kanunların veya metinlerin neden yetersiz kaldığı, neden değişikliğin gerekli görüldüğü, değişikliğin neyi değiştireceğini, mevcut kanunlara uyumluluğu ve daha da önemlisi Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında korunan temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıp, kısıtlamadığı değerlendirilmelidir.
Aksi abesle iştigal olur."
81 ilde sosyal medya şikayetleri inceleme komisyonu
Bu arada Halil Öztürk'ün yeni kanun teklifi, 81 ilde Sosyal Medya Şikayetleri İnceleme Komisyonu yaratıyor. Bunlar mahkemelerden ve BTK'dan farklı ne yapacaklar merak ettim. Hukukçulara bu yasa teklifini değerlendirmeleri için sorduğumda "değmez, o kadar saçma" cevabı aldım.
RTÜK ne yapar?
Bu arada bir de RTÜK ortaya atıldı[9]. Evvelki gün Voice of America (VoA), Deutsche Welle (DW) ve Euronews Türkçe sitelerinin "lisans almaları gerektiği"ni duyduk. Öncelikle listede neden BBC yok merak ettim.
Bu kararın gerekçesi nedir? Çünkü ilgili yönetmelik çıkalı 2,5 yıl oldu[10]. Neden şimdi birden bire lisans söz konusu oldu.
Ama onun dışında, henüz yayımlanmayan kararın içeriğinin nasıl uygulanacağı da soru işareti. Bunlar pek reklam almayan siteler olduğu için reklam yasaklaması zor. O nedenle de doğrudan Euronews.com, voa.com, dw.com gibi site adreslerine bloklama uygulanacakmış. Peki, bu yayınların YouTube üzerindeki kanalı nasıl yönetilecek?
Ya da Sendika62.org veya OdaTv4.com gibi adreslerde olduğu gibi adreslerin yönlendirilmesi yapılırsa, nasıl engellenecek?
Daha şimdiden VOA meydan okuyan bir açıklama yayımladı, DW "Bize bir şey gelmedi" dedi. Euronews ise sessiz kaldı[11].
Sosyal medya şirketlerine karşı durulmamalı mı?
Bütün bu yazdıklarımıza bakıp, "O zaman Sosyal Medya şirketlerine karşı çıkılmamalı mı?" diye sorabilirsiniz. Hayır, bunu söylemiyoruz. Aksine sosyal medya şirketleri son zamanlarda tüm ülkelerde kontrol altına alınmaya çalışılıyor.
Aradaki fark şu: Eğer ülkede "muhalif kullanıcılar"ı susturmaya yönelik olarak sosyal medyayı kontrol altına almaya çalışan bir kanun/yönetmelik yapılıyorsa, başarılı olamaz. Ama arkasına bu muhalif olan ya da olmayan kullanıcıları alan bir iktidar, sosyal medyaya istediğini yaptırır.
Bunun örneğini Avustralya'da gördük. Hükümetin yaptığı kanuna karşı, yerel medyaya blok koyan Facebook tam bir günde geri döndü. Çünkü kullanıcılar Facebook'u değil, kendi hükümetlerinin tarafını tuttular. Çünkü orada insanları bölen bir iktidar yok.
Dolayısıyla AKP'nin kanun / yönetmelik gibi bir şeyle sosyal medyayı kontrol altına alma şansı yok. Bu birilerinin oylarını kazanmak için, diğer birilerini dışlayan AKP'nin paradoksu. Ana akım medyayı kontrol altına alarak, hataları anlatan muhalif sesleri duyurmamaya çalışıyor ama interneti kontrol altına alması mümkün değil. Bunun tek yolu var, muhalif insanları memnun etmek ve arkasına almak. O da bu saatten sonra zor. O nedenle kanunlar, yönetmelikler çıkarılsa da boş.
[1] 5651 Sayılı Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
[2] 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
[3] İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
[4] TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ - DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU TUTANAK DERGİSİ - 1'inci Toplantı - 21 Ekim 2021 Perşembe Sayfa 7
[5] Sosyal Medya Şirketleri, Hayalet Temsilcilikler mi Açtı?
[6] Temsilcilik Açmayan Sosyal Medyaya Reklam Yasağı Başladı
[7] Facebook Türkiye'ye Temsilci Atamayacak – Sosyal Medya Düzenlemelerinde Yeni Safha
[8] Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kapatıldı
[9] RTÜK, Türkçe Yayın Yapan 3 Yabancı Haber Kanalına "Lisans Al" Dedi
[10] RADYO, TELEVİZYON VE İSTEĞE BAĞLI YAYINLARIN İNTERNET ORTAMINDAN SUNUMU HAKKINDA YÖNETMELİK
[11] VOA ve DW, RTÜK'ün Lisans Talebine Karşı Açıklama Yaptılar