10 Eylül 2024

 AB rekabet gücünü arttırma önerileri taşıyan Draghi Raporu yayımlandı

Draghi'nin önerileri, AB harcamalarının artırılması, sermaye piyasalarının birleştirilmesi ve ulusal vetoların kaldırılması gibi uzun süredir devam eden merkezi yönetimin taleplerini dile getiriyor ama AB'nin kendi üyeleri tarafından bunlara daha önce karşı çıkıldı. Zaten merkezileşmeyi ve odaklanmayı savunan Draghi Raporu'na tepki özellikle telekom sektöründen gecikmedi

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin AB'nin rekabetçiliğine ve tavsiyelerine ilişkin raporunu elinde tutuyor.

Eski İtalya Başbakanı, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı ve Avrupa'nın en büyük ekonomi dehalarından biri olarak tanımlanan Mario Draghi'nin Avrupa'nın rekabet gücünü arttırmaya yönelik raporu dün yayımlandı. Raporu okurken, Türkiye'ye benzer sıkıntıları (örneğin fikir eksiğimiz yok ama ticarileştirmede başarısızız diyor) Avrupa'nın da yaşamakta olduğunu gördük.

Avrupa'nın hâlâ sağlık ve eğitim ile güçlü refah devleti olma özelliklerini sürdürdüğünü belirten Draghi, raporun tanıtımında şöyle yazdı (raporu buradan yükleyebilirsiniz):

"Öyle bir noktaya geldik ki, harekete geçmezsek ya refahımızdan, çevremizden ya da özgürlüğümüzden ödün vermek zorunda kalacağız."

Tek pazarda sektörün ve şirketlerin karşılaştığı zorlukların analiz edildiği rapor 4 bileşen etrafında dolaşıyor:

  • Sürdürülebilir rekabet
  • Ekonomik güvenlik
  • Açık stratejik özerklik
  • Adil rekabet 

Savunmacı ticaret politikası 

Draghi, raporda küresel sahnede geride kalmamak için Avrupa'nın politikalarının nasıl finanse ve koordine edileceği konusunda önerilerde bulunuyor ve Avrupa'nın ABD ve Çin gibi rakipleriyle başa çıkabilmesi için yılda en az 750-800 milyar Euro'luk bir kaynağı harekete geçirmesi ve bunun için özel yatırımların kullanılması yanında ortak borçlanma / finansman gerektiğini söylüyor:

"Bu artışın sağlanması için AB'nin yatırım payının GSYİH'nın yaklaşık yüzde 22'sinden yaklaşık yüzde 27'ye çıkması gerekecek ve bu da çoğu büyük AB ekonomisinde onlarca yıldır gölen düşüşün tersine dönmesi anlamına gelecek."

AB'nin dijital ve yeşil dönüşüm hedeflerini karşılamak ve savunma kabiliyetlerini arttırmak için düzenli olarak "ortak borçlanma"nın kullanılması gerektiğini söyleyen Draghi, şebekeler ve bağlantılar, savunma ekipmanları ve savunma Ar-Ge'si gibi kamu mallarının ortak bir şekilde finanse edilmesi ve planlanması gerektiğini, aksi takdirde yetersiz tedarik riskiyle karşı karşıya kalınabileceği uyarısı yapılıyor (ki aşağıda var; ECTA gibi kurumlar buna şiddetle karşı çıkıyor). 

Raporda, "Avrupa için yeni bir endüstriyel strateji" öneriliyor ve açık, kurallara dayalı ticaret döneminin sona ermekte olduğu belirtiliyor. Draghi, bloğun durumu vaka bazında analiz edip, buna göre hareket etmesini özellikle tavsiye etti:

"Ticaret politikası pragmatik, ihtiyatlı, vaka bazında spesifik ve savunmacı olmalı."

İnovasyonu ticarileştirmekte başarısızlık

Draghi bloğun iç güvenliğini artırmak için ekonomik bağımlılığını azaltmaya devam etmesi gerektiğini ama Avrupa'nın özellikle kritik ham maddeler ve dijital teknoloji için bir avuç tedarikçiye bağımlı olduğunu söyledi. Avrupa'nı, özellikle yüksek teknoloji alanında ABD ve Çin ile arasındaki inovasyon farkını kapatmak için ortak çabalarını acilen yeniden odaklaması gerektiğini belirten Draghi şöyle yorumluyor:

"Sorun Avrupa'nın fikir veya hırs eksikliği değil (...) ancak inovasyonun bir sonraki aşamada engellenmesidir: İnovasyonu ticarileştirmede başarısız oluyoruz.

Son elli yılda, değeri 100 milyar Euro'yu aşan hiçbir AB şirketi sıfırdan kurulmazken, değerlemesi 1 trilyon Euro'nun üzerinde olan altı ABD şirketinin tamamı bu dönemde yaratıldı. Avrupa'nın unicorn'larının yüzde 30'u ise kıtada ölçeklenemedikleri için 2008'den bu yana bloktan ayrıldı.

Dünya bir yapay zekâ devriminin eşiğindeyken, Avrupa geçen yüzyılın 'orta düzey teknolojilerine ve endüstrilerine' takılıp kalmayı göze alamaz. Yenilikçi potansiyelimizi ortaya çıkarmalı ve bu tutkulara uyacak şekilde insanların becerilerine yatırım yapmalıyız."

Draghi, Avrupalı girişimcilerin ABD risk sermayedarlarından finansman aramayı ve ABD pazarında büyümeyi tercih ettiklerini, dolayısıyla birçok önemli sektörün yurt dışına taşınma riskiyle karşı karşıya olduğunu, bu nedenle Avrupa'nın bir endüstriyel stratejiye sahip olması gerektiğini ama böyle bir strateji etrafında eşgüdüm sağlanamadığını kaydediyor:

"Bugünkü endüstriyel stratejiler -ABD ve Çin'de görüldüğü gibi- vergi, ticaret ve dış politika dahil olmak üzere birden fazla politikayı birleştiriyor. Yavaş ve dağınık politika yapma süreci nedeniyle AB böyle bir yanıt üretme konusunda daha az yetenekli."

Örnek verdiği sektör ise otomobil üretimi. ABD ve AB'de 2000 yılının başlarında en çok ARGE yapan şirketlerin otomotiv üreticileri iken, şimdi  ARGE'de ilk 3'ün teknoloji şirketleri olduğunu belirtiyor. AB'nin önümüzdeki on yıl içinde geleneksel benzinli ve dizel araçların kullanımdan kaldırılmasını öngören iddialı düzenlemelerine karşın Avrupalı üreticilerin, devlet destekli Çin elektrikli otomobilleriyle rekabet etmekte zorlandığına ve bunun aynı zamanda bloğun temiz teknoloji ve otomotiv endüstrileri için bir "tehdit" oluşturduğuna işaret ediyor. Draghi, otomobil üretiminin araştırmadan madenciliğe, veriden üretime ve geri dönüşüme kadar tüm aşamalarını kapsayan kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu söylüyor. AB'nin "korumacılığın tuzaklarından" kaçınması gerektiği ve sistematik gümrük vergileri uygulamaması gerektiği düşüncesinde, ancak devlet destekli rekabetin de Avrupalı endüstrileri yok etmekte olduğu uyarısında bulunuyor.

Raporda, bürokratik engellerin azaltılmasının ve bloğun karar alma kurallarının daha etkin hale getirilmesinin, bloğun daha hızlı hareket etmesini sağlayacağı belirtildi. Draghi şöyle diyor:

"Avrupa, önemli olan konularda koordinasyon sağlayamıyor ve AB genişlerken ve karşı karşıya olduğumuz küresel ortam daha düşmanca ve karmaşık hale gelirken, Avrupa'nın karar alma kuralları gelişmedi."

Draghi, 2019 itibarıyla AB'nin yaklaşık 13 bin yasa, ABD'nin ise 3 bin ve 2 bin karar çıkardığını belirterek, "odaklanmak" gerekliliğine işaret ediyor. Avrupa'nın önündeki engellerden birinin de karmaşık ve yavaş politika yapım süreci olduğunu ve yeni yasaların kabul edilmesinin ortalama 19 ay sürdüğünü ve bu süreçte çok sayıda vetoya maruz kaldığını söylüyor.

Raporun etkileri 

Draghi'nin önerileri, AB harcamalarının artırılması, sermaye piyasalarının birleştirilmesi ve ulusal vetoların kaldırılması gibi uzun süredir devam eden merkezi yönetimin taleplerini dile getiriyor ama AB'nin kendi üyeleri tarafından bunlara daha önce karşı çıkıldı.

Zaten merkezileşmeyi ve odaklanmayı savunan Draghi Raporu'na tepki özellikle telekom sektöründen gecikmedi. Eski devlet tekellerinin karşısında yer alan özel telekom firmalarının derneği olan ECTA (bizdeki Telkoder eşdeğeri) şöyle bir açıklama yaptı:

"Ecta, Draghi Raporu'nu dikkate alıyor ve telekomünikasyon sektörüne ilişkin tek taraflı yaklaşımından, sadece birkaç büyük şirketin çıkarlarını desteklemesinden üzüntü duyduğunu belirtiyor."

Avrupa Rekabetçi Telekomünikasyon Birliği (ECTA) Genel Müdürü Luc Hindryckx şunları söyledi:

"Draghi Raporu'nun Avrupa modelinin hatalı bir değerlendirmesine dayandığından ve bu nedenle tüketiciler, işletmeler ve kamu yönetimleri için yüksek bir bedel ödeme riski taşıdığından ve dahası, AB'nin dijital alandaki rekabet gücünü tehlikeye atma riski taşıdığından endişe ediyoruz.

Rekabeti azaltmak her zaman yüksek bir bedelle gelir ve inovasyonu veya yatırımları teşvik etmez. Büyük teknoloji şirketlerinin, eski devlet tekellerinin ya da büyük şirketlerin meyvesi olmadığını ve hepsinin sıfırdan başladığını unutmayalım."

Dolayısıyla raporun etkisinin ne olacak belirsiz.

Füsun Nebil kimdir?

Füsun Sarp Nebil, İstanbul, Bakırköy'de doğdu. Eğitimini Çanakkale, İzmir ve İstanbul'da yaptı. Evli, 2 çocuk sahibidir. Denizcilik meraklısıdır (amatör kaptan).

Master derecesini Istanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Yüksek Mühendisliği bölümünden aldı (Şimdi Enerji Enstitüsü). THY, Nasas Alüminyum Fabrikası ve Alemdar Holding Grubunda çeşitli görevlerde bulundu.

1997 Türkiye'nin ilk ISP'lerinden Alnet'in Genel Müdürlüğüne getirildi. 1999 yılında turk-internet.com'un da dahil olduğu çeşitli siteleri yayınlayan Intervizyon Ltd. şirketini kurdu. Şirket halen Kadinvizyon.com gibi başka siteleri de yönetmektedir.

1998 - 2011 arasında Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan İnternet Kurulu üyeliği yaptı. Devletin özel sektörü aldığı çeşitli komisyonlarda çalıştı. 2016'dan beri TOBB Telekom Meclisi üyesidir.

Nebil, Eylül 2001 yılında Birleşmis Milletler tarafından Türkiye'den seçilen başarılı iş kadınları arasında yer aldı (UNECE INCLUDES 9 TURKISH BUSINESSWOMEN ON ITS LIST).

2010-2013 arasında Türkiye Dijital Oyun Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

2011 - 2015 arasında 4 yıl Eutelsat Avrupa TV Ödüllerinde Jüri Üyeliği görevi aldı.

Türkiye İhracatçılar Merkezi dahil, çeşitli projelerde "Bilişim ve İletişim Sistemleri Danışmanlığı" vermektedir. Konusuyla ilgili olarak TV programlarına ya da konferanslara katılarak, konuşma yapmaktadır. Yazıları internet üzerinden turk-internet.com sitesinin yanısıra, yetkinreport.com, bilisimdergisi.org.tr, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Dergisi, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Güncel Hukuk Dergisi, Ankara Baro Dergisi, journo.com, Tüketiciler Birliği Etikett gibi çeşitli ortamlarda yayımlanıyor.

2014 yılından beri T24'te yazıyor.

Türk Telekom ve Turkcell konusunda araştırmaları ve uzmanlığı var. 2018 nisan ayında "Bitcoin ve Kripto Paralar" isimli ilk kitabı yayınlandı.

Detaylı bilgi için https://wiki-turk.com/fusun-sarp-nebil/ adresine bakabilirsiniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Türksat üçe mi bölünüyor?

Şu ana kadar gördüğümüz şu; bilişim ve telekom alanında, AKP nereye elini attıysa, orası kurudu, duraklama devrine girdİ

Yapay zekâ çalışanları, ABD Kongre'sinden “ihbarcı koruması” sağlanmasını istiyor

ABD'deki yapay zekâ şirketlerindeki çalışanlar, teknolojideki ilerlemelerin mevcut yasa kapsamında yasal olarak ifşa edemeyecekleri tehditler oluşturduğunu savunuyorlar

ABD, Huawei'ye yapay zekâ çipi ihracatını engelleyemiyor

“Yarı iletkenler” dediğimiz çip setleri, silahlanma yarışının ve dolayısıyla ABD-Çin ticaret savaşlarının tam merkezinde yer alıyor. Bu “kendisi küçücük” bileşenler, füzelerden, elektrikli araçlara ve hatta çamaşır makinalarına kadar her şey için büyük işler görüyor

"
"