30 Aralık 2024

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (2021-2025) ne kadar uygulandı?

"Yapay zekâ"nın sadece propaganda olmaması, gerçekten etkili olması için Türkiye'nin cafcaflı duyurulardan çok uygulamaya öncelik vermesi gerekiyor. Strateji, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin sadece bir propaganda aracı olmaz ise Türkiye'nin teknolojik ve ekonomik geleceğine anlamlı bir şekilde katkıda bulunabilir

Yarın "Üzerimize gelen tren" başlıklı bir yazım olacak. Öncesinde, o yazıya altyapı olsun anlamında, ülkemizdeki yapay zeka çalışmalarına göz atalım. Bununla bir yandan da, hem gazeteci hem de bu ülkenin bir vatandaşı olarak, hükümetin çalışmalarını izleme ve değerlendirme görevimiz yerine gelsin.

24 Ağustos 2021'de Bilişim Vadisi'nde, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi” kamuoyuna tanıtıldı. O dönem Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ni incelemiş ve düşüncelerimi yazmıştım.

En önemli eksik bence "yetenek yetiştirme" (özellikle matematik eğitiminden bahsediyorum) ve “internet altyapısı” konularındaydı. Bu eksikliklere rağmen, böyle bir stratejinin ortaya konulması iyi bir gelişmeydi.

Şimdi bu stratejinin son yılına giriyoruz. Ama maalesef, stratejinin eylem planı bile 3 yıl sonra yani süre biterken, 2024'ün 26 Ağustos'unda yayınlandı. Hem de 2024-2025 başlığı ile. Stratejinin ne kadar ciddiye alındığını varın, siz düşünün. Ama yine de geçen sürede bir şeyler yapıldı mı ya da neler yapılmadı, yakından bakalım;

2021-2025 strateji belgesine göre 5 temel amaç vardı;

  1. Yapay zekaya yönelik AR-GE yatırımlarını artırmak.
  2. Yapay Zeka ile ilgili eğitim ve iş gücü becerilerini geliştirmek.
  3. Eğitim dahil olmak üzere kamu hizmetlerinde yapay zekanın benimsenmesini teşvik etmek.
  4. Yapay zeka için yasal ve etik bir çerçeve geliştirmek.
  5. Türkiye'yi 2025'e kadar yapay zeka alanında ilk 20 ülke arasına yerleştirmek.

Temel vaatlerden biri, gelecek nesilleri dijital çağa hazırlamak için yapay zekayı eğitime dahil etmekti.

Global Yapay Zeka Endeksi'nde durum

Şimdi bunların hangilerinin yerine geldiğini incelemeden önce, önceki yazımda 2019 rakamlarını verdiğim "dünya ülkelerinin yapay zeka sıralaması" 2024 verilerine göz atalım. Bakalım 5 yıl sonra neredeyiz?

19 Eylül 2024 tarihli son duruma, ilk 5 sıralamaya bakarak başlayalım ve önceki yazımızdaki 2019 verileri ile karşılaştıralım. Listede ilk 5'e tırmanan 2 yeni ülke var; Fransa ve Singapur. Buna karşılık 2019 listesinde 5. sırada yer alan Güney Kore bu yıl 6'ncılığa ve 4'üncü sırada yer alan Kanada ise 8'inciliğe gerilemiş.

ABD'nin açık ara 100 puan aldığı, onu 54 puan ile Çin'in takip ettiği ama diğer ülkelerin 30 civarında olduğu görülüyor. Puanlamada ABD'nin önde olmasının nedeni yeteneklerin, altyapının, AR-GE'nin, ticari uygulamaların ve devletin payının katkısı olduğu görülüyor.

Şimdi Türkiye'nin puanına karşılaştırmalı olarak bakalım; üstteki şeritte 2024, altta 2019 verilerini görüyorsunuz. Türkiye 2019'da 10,5 olan toplam puanını 11,3'e çıkarmış. Şu anda dünya listesinde 34'üncü sırada yer alıyor.


2021 yılında strateji yayınlandığında eleştirdiğim konulardan birisi eğitime yani "yetenek yetiştirme" konusuna idi. Şimdi 2019 ile karşılaştırmalı bakarsak, "yetenek" puanı 7,8'den sadece 8'e çıkmış. Ya da başka deyişle 5 yıl boş geçmiş ve yetenek yetiştirilememiş. (Sayısı arttırılamamış.)

Oysa Ulusal Yapay Zeka Stratejisi belgesindeki en önemli amaçlardan birisi -yukarıda da belirttik- "yapay zeka ile ilgili eğitim ve iş gücü becerilerini geliştirmek" idi. 4 ay önce yayınladıkları gecikmeli eylem planına da bakarsanız 71 öncelikli eylemin 20'sinde "yapay zeka uzmanı yetiştirmek" ile ilgili eylemler var. Ama endeksteki yetenek puanımızın 5 yılda 7,8'den sadece 8'e çıkmış olması, Yapay Zeka Stratejisi'nin temel hedeflerinden birini pas geçtiğini gösteriyor.

Yani Yapay Zeka Stratejisi bu alanda başarısızlığa uğramış. Nasıl uğramasın ki, başta Boğaziçi Üniversitesi olmak üzere üniversitelerin hali ortada. Ama ben üniversiteden de daha önceye yani ilkokuldan itibaren matematik eğitimine işaret etmiştim. Matematik ilkokul ve ortaokulda ağırlıklı verilmeli ve çocuklara sevdirilmeli.

İlaveten de endeksin yetenek bileşeninin gelişmemiş olması, "beyin göçü"n en çok etkilediği sektörlerden birisinin yapay zeka alanı olduğunu da düşündürüyor. Örneğin 2'nci sıradaki Çin, 2019 yılında 17,2 iken 2024'de yetenek rakamını 26'ya çıkarmış.

Yapılan tek şey belge yayınlamak mı?

Endeksi incelemeye devam edelim; Türkiye'nin altyapı puanı 45,6'dan 16'ya düşmüş. (Elektrik, internet ve süper bilgisayar erişimi.) İşletme çerçevesi 56'dan 79'a çıkmış. (düzenleyici çerçevesi çıkarılmış olması ve kamuoyu farkındalığı ile oluşan bir kriter.)

Buna karşılık 4,8 olan araştırma puanı 3'e düşerken, 1 olan geliştirme puanı 4'e çıkmış. Hükümet stratejisi 7,4'ten 48'e çıkmış. Bunun temel nedeni de dediğimiz gibi 2021-2025 strateji belgesinin yayınlanmış olması. Ticarileşmede ise 5 yılda ancak 1'den 2'ye çıkılmış. (ABD 100 iken...)

Özetle, 5 yıl içinde Türkiye'nin yaptığı hemen hemen tek faaliyet bir strateji raporu yayınlamış olması. Bu tür endekslerde de düzenleyici çerçeveleri önem arz ediyor. Ancak sonuçlara baktığımızda bu strateji raporu yayınlanmış ama hiç uygulanmamış. Belge dışında elle tutulur bir gelişme gözükmüyor.

Aşağıda strateji belgesinde olup da uygulanmayanların neler olduğuna yakından bakalım.

Yapay Zeka Stratejisi'nin uygulama eksiklikleri

Türkiye'nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (2021-2025), yapay zekayı (YZ) eğitim, sağlık ve endüstri dahil olmak üzere çeşitli sektörlere entegre etmek için hedefleri ana hatlarıyla belirten bir belge gibi görünüyor. Ancak, gerçekten uygulanıp uygulanmadığı veya öncelikle bir propaganda aracı olarak hizmet edip etmediği konusuna gözlemlenebilir eylemler ve sonuçlarla bakalım. 2025' girerken, durumu -yapay zeka desteği de alarak- analiz edelim.

Eğitim ve yapay zeka entegrasyonu

Okullarda sınırlı etki: Stratejinin vaadine rağmen, yapay zeka Türkiye'nin ilk veya orta öğretimine yaygın olarak entegre edilmedi. Bu konuda yapay zeka odaklı müfredat veya öğretmen eğitim programları konusunda çalışma göremiyoruz.

Yüksek öğrenim çabaları: İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) gibi bazı üniversiteler yapay zeka araştırma programları veya bölümleri başlattı. Ancak bu çabalar sistemsel olmaktan çok tekil gelişmeler olarak kaldı.

Kamu hizmetlerinde yapay zeka

Kamu hizmetlerini dijitalleştirme olsa da, örneğin e-Devlet, gelişmiş yapay zeka araçlarının entegrasyonu asgari düzeyde ya da hiç hükmünde kalıyor.

İşgücü geliştirme

Bireyleri yapay zeka ile ilgili işler için eğitmek veya yeniden beceri kazandırmak için programlar sınırlı ve stratejinin hedefleriyle uyuşmuyor. Eğitimin yapay zekayı içerecek şekilde düzenlendiğini görmedik.

Ülkemiz dijital oyun kullanıcısı en fazla olanlar arasında. Bu merak pekala matematiğe çevrilebilir. İlkokuldan itibaren çocuklara matematik sevdirilebilir. Zorlaştırma yerine oyunla öğretilebilir. Bugün Rus ve Ukraynalı hacker'ların güçlerinin arkasında, ilkokuldan başlayan temel matematik var.

Uygulamayı engelleyen zorluklar

2021'de strateji yayınlandığında diğer önemli sorun olarak altyapıda eksiklik olduğuna işaret etmiştik. Aradan geçen 3 yılda aynı altyapı sorunu telekomda, eğitimde, enerjide vs sürüyor. Değişen hiçbir şey yok. Dolayısıyla bu alanda da sözde kalan bir strateji raporu var. Peki bu eksiklikler neden çözülemiyor? Uygulama açısından şu sorunları sayabiliriz.

Politik kararlılık yok

Ankara'daki politikacıların hiçbiri yapay zeka ya da onun getirmekte olduğu gelecek ile ilgilenmiyor. Bu konuya aldırdıkları yok. Sadece seçim dönemlerinde, "Karadeniz gazı" sunduklarında olduğu gibi, propaganda amaçlı sundukları yapay zeka strateji raporu var. Yapay zeka alanında politik kararlılık diye bir şey yok.

Bütçe ve kaynak eksikliği

Politik kararlılık olmadığını 2025 bütçesine bakınca da görüyoruz. Yetersiz finansal kaynaklar ve telekom altyapı eksikliği, yetersiz veri merkezi sektörü, enerji sorunları, öğretmen eğitimi ve müfredat geliştirme konularında bütçe ve kaynak eksikliği çok açık bir şekilde ortadadır.

Telekom altyapısının yarattığı sorun

Türkiye'nin fiber altyapısının zayıflığı, yapay zekanın gelişimini ve benimsenmesini ilerletmenin önünde kritik bir engel. Fiber optik ağlara yapılan yatırımlar, stratejik hükümet politikaları ve uluslararası iş birliğiyle birleştirildiğinde, Türkiye'nin yapay zekanın dönüştürücü potansiyelinden yararlanması için temel oluşturabilir. Bu çabalar olmadan ülke, teknoloji odaklı bir gelecekte geride kalma riskiyle karşı karşıya.

Veri merkezi sektörünün zayıflığı 

Yapay zeka demek veri merkezleri ve enerji olması demektir. Ülkeler veri merkezlerinin ihtiyacı olan enerjiyi bulmak için gözden çıkarılmış olan nükleer enerji santrallarını yeniden başlatıyorlar.

Yapay zeka çağında başarılı olmak için ülkeler yerel, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir veri merkezi altyapısının geliştirilmesine öncelik vermelidir. Veri merkezi sektörünün güçlü olması sağlam bir yapay zeka ekosistemini yaratabilir. Ekonomik rekabeti artırabilir ve kritik veri kaynakları üzerinde egemenlik sağlayabilir. Böyle bir strateji olmadan, küresel yapay zeka yarışında geride kalma riski kaçınılmaz hale gelir.

Strateji uygulama eksikliği

Yapay zeka alanındaki çabalar genellikle parçalanmış ve tekil çabalar durumunda. Girişimler, ülke çapında tutarlı bir uygulama olmaksızın bireysel kurumlarda veya pilot programlar aracılığıyla gerçekleşiyor.

Sınırlı farkındalık ve erişilebilirlik

Özellikle kırsal alanlardaki birçok okulda, yapay zeka eğitimi için gereken bırakın gelişmiş araçları, temel dijital altyapı bile yok. Eğitime girmeyen yapay zekanın gelişme imkanı da yok.

Sadece propaganda mıydı?

2021 öncesi duruma bakmasak bile, strateji raporunun yayınlandığından günümüze gelene kadar bahsettiğimiz konularda gelişme olmaması göz öne alındığında, yapay zeka stratejisi planının, hükümetin odaklandığı bir hedef olmasından ziyade, propaganda yapmaya yönelik olup olmadığını sormak makul. Bu görüşü destekleyen birkaç nokta var:

Eylem Planı bile 3 yıl sonra yayınlandı: Her strateji planının mutlaka eylem planı olur. Planın bitmesine az kala, 2024'te alelacele yayınlanan eylem planına bakınca 'Yerine gelsin diye yayınlandı' diye düşünmeden edemiyorum.

Eğitim ve altyapıda görülen gelişme yok: 3 yıldır eğitimde, altyapıda yapay zekaya yönelik gelişme sıfıra yakın.

2025 bütçesinde de ayrılan kaynak yok: Türkiye'nin 2025 yılı bütçesinde yapay zeka (YZ) alanına ayrılan spesifik bir ödenek miktarı kamuya açıklanmadı.

İzleme-denetleme süreci yok: Propaganda olduğunu düşünmemizin diğer nedeni de -diğer tüm benzeri hükümet belgelerinde olduğu gibi- izleme ve denetleme süreci yok. Şeffaflıktan bahsetmiyorum bile.

Propaganda ve seçim etkisi: Bu tür iddialı projelerin duyuruları genellikle seçim döngüleri sırasında kamuoyu algısını etkileyecek şekilde zamanlanır. Stratejinin hedefleri geniş çapta duyuruldu ve bu da ileri görüşlü bir yönetim algısı yarattı. Ancak, somut eylemler yok. Bu da, strateji raporunun tamamen propaganda amaçlı olduğunu gösteriyor.

2025'de yapay zeka stratejisine kaynak ayrılacak mı?

Türkiye stratejiye kalan zaman diliminde (2025) kaynak ayırır mı? 2021-2025'te hedeflerin gerçekleştirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşların bütçelerinden pay ayrılması gerekiyor. Ancak, yapay zeka için ayrılan toplam bütçe miktarı hakkında net bir bilgi mevcut değil.

Bu yazıyı da hatırlatmak amaçlı yazdım. 2025'te hiç olmaz ise bir şeyler yapılabilir. Bazı önlemler alınabilir. Örneğin eğitime yapay zeka sokulması için planlama düşünülebilir. Çoktandır konuşulan veri merkezi stratejisi de artık yayınlanmalı ve sektörün sorunları ele alınmalıdır. Ama tabii ki en önemlisi fiber altyapının önündeki engeller kaldırılmalı. Altyapının yapılması için önlemler alınmalıdır.

Geçtiğimiz günlerde katıldığım Vodafone yıl sonu basın toplantısında, Genel Müdür Engin Aksoy'un "5G'nin 1 yıllık gecikmesi ile ülke ekonomisi 120 milyar TL'lik bir faydadan mahrum kalıyor" ifadesi vardı. Rakamı nasıl hesapladıklarını bilemiyorum. Ama kaybedilen sadece 3 aşağı, 5 yukarı bu düzeylerde olan bir rakam değil. Aslında geleceği kaybettiğimizi anlayabiliyor musunuz? Bunu "Üzerimize gelen tren" yazımda daha farklı şekilde anlatacağım.

Son olarak, "yapay zeka"nın sadece propaganda olmaması, gerçekten etkili olması için Türkiye'nin cafcaflı duyurulardan çok uygulamaya öncelik vermesi gerekiyor. Strateji, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin sadece bir propaganda aracı olmaz ise Türkiye'nin teknolojik ve ekonomik geleceğine anlamlı bir şekilde katkıda bulunabilir.

Füsun Nebil kimdir?

Füsun Sarp Nebil, İstanbul, Bakırköy'de doğdu. Eğitimini Çanakkale, İzmir ve İstanbul'da yaptı. Evli, 2 çocuk sahibidir. Denizcilik meraklısıdır (amatör kaptan).

Master derecesini Istanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Yüksek Mühendisliği bölümünden aldı (Şimdi Enerji Enstitüsü). THY, Nasas Alüminyum Fabrikası ve Alemdar Holding Grubunda çeşitli görevlerde bulundu.

1997 Türkiye'nin ilk ISP'lerinden Alnet'in Genel Müdürlüğüne getirildi. 1999 yılında turk-internet.com'un da dahil olduğu çeşitli siteleri yayınlayan Intervizyon Ltd. şirketini kurdu. Şirket halen Kadinvizyon.com gibi başka siteleri de yönetmektedir.

1998 - 2011 arasında Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan İnternet Kurulu üyeliği yaptı. Devletin özel sektörü aldığı çeşitli komisyonlarda çalıştı. 2016'dan beri TOBB Telekom Meclisi üyesidir.

Nebil, Eylül 2001 yılında Birleşmis Milletler tarafından Türkiye'den seçilen başarılı iş kadınları arasında yer aldı. (UNECE INCLUDES 9 TURKISH BUSINESSWOMEN ON ITS LIST)

2010-2013 arasında Türkiye Dijital Oyun Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

2011 - 2015 arasında 4 yıl Eutelsat Avrupa TV Ödüllerinde Jüri Üyeliği görevi aldı.

Türkiye İhracatçılar Merkezi dahil, çeşitli projelerde "Bilişim ve İletişim Sistemleri Danışmanlığı" vermektedir. Konusuyla ilgili olarak TV programlarına ya da konferanslara katılarak, konuşma yapmaktadır. Yazıları internet üzerinden turk-internet.com sitesinin yanısıra, yetkinreport.com, bilisimdergisi.org.tr, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Dergisi, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Güncel Hukuk Dergisi, Ankara Baro Dergisi, journo.com, Tüketiciler Birliği Etikett gibi çeşitli ortamlarda yayımlanıyor.

2014 yılından beri T24'te yazıyor.

Türk Telekom ve Turkcell konusunda araştırmaları ve uzmanlığı var. 2018 nisan ayında "Bitcoin ve Kripto Paralar" isimli ilk kitabı yayınlandı.

Detaylı bilgi için https://wiki-turk.com/fusun-sarp-nebil/ adresine bakabilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları

Neden bazı sitelere erişimde sıkıntı oldu?

Çeşitli hizmetler veren Cloudflare'i ülkemizde en çok "dDOS temizleme hizmetleri" ile biliyoruz. Trendyol'undan, Yemeksepetine, çeşitli gazetelerden, eksisozluğe, arabam.com'a kadar pek çok sayıda Türk web sitesi tarafından da kullanılıyor. Detayları Dağhan Uzgur'a sorduk

Trendyol "buybox" soruşturmasında, Rekabet Kurumu’na taahhüt metni sundu

İddiaya göre e-ticaret platformları, müşteriye gösterilecek satıcı konusuna daha doğrusu satıcılar arasında fiyatlara müdahale edebiliyor ve böylece son kullanıcının alım şartlarını etkiliyor

Avrupa endişeli, dikkatler denizaltı kabloları üzerinde

Denizaltı kablolar, uluslararası veri trafiğinin yaklaşık yüzde 99'unu taşıyan küresel internet bağlantısının omurgasını oluşturur. Bu kablolar, bulut bilişim, finansal işlemler ve medya akışı gibi hizmetleri etkinleştirerek küresel iletişim için kritik öneme sahip

"
"