12 Kasım 2023

Ölümü kutlamak: Bir Meksika geleneği

Kutlanan, ölümden ziyade hafıza, hatırlamayı unutmaya tercih etmek… Ölüm, bir yokluk değil, yaşayan bir varlık. Ölüm, aslında yaşamın sembolü

13 yıl sonra yeniden Meksika'dayım. Bir kez daha anlıyorum ki Meksika sadece bir ülke değil. Meksika, başka bir dünya…

Bir kere adımınızı attığınızda artık her yere sizinle gelen, her zaman bir parçanız olan bir dünya… Bütün tatların birbirine karıştığı, tatlı ve tuzlunun mutlaka her seferinde acı ve ekşiyle buluştuğu, sokaklarda baştan yaratılan geleneksel lezzetlerin her daim burnunuzda tüttüğü ve iştah açıcı kokuların yıllar sonra bile hafızanızı tetikleyerek tatları ve renkleri yeniden canlandırdığı büyülü bir dünya…

Meksika, birbirine çok uzak görünen kültürlerin iç içe geçtiği, en acılı sözlere en tatlı melodilerin eşlik ettiği, feryatların coşkulu ezgilerin içinde dağıldığı, tanrıların öldüğü, tanrıların doğduğu, kıyametlerin koptuğu, volkanların patladığı, fırtınaların dindiği bir dünya…

Tarihin arşiv belgelerinde sararıp solmadığı, sofralarda, sokaklarda, meydanlarda ete kemiğe büründüğü ve yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olan herkesi sıkı sıkıya birbirine bağladığı bir dünya… Ölümün sadece mezarlıklarda değil hayatın her alanında kol gezdiği tekinsiz bir dünya… 

Burada ölülerle dans edilir, şarkılar söylenir. 1-2 Kasım'da kutlanan Ölüler Günü (Dia de los Muertos) yılın en canlı, en renkli zamanıdır. Kurukafalardan şekerlemeler yapılır, sokaklarda sunaklar kurulur, tütsüler yakılır, gencinden yaşlısına herkes iskelet makyajı ve kostümüyle gezinir, meydanlar sarı-turuncu kadife çiçekleriyle donatılır, mezarlıklar şenlik alanına dönüşür. Ölüm rengarenk, göz alıcı, capcanlıdır, yaşamın zıddı değil, ayrılmaz bir parçasıdır. Burada ölüm itinayla kutlanır.

Ölüleri yeryüzüne döndüren ve özenle ağırlayan bir gelenek

Ölüm kültü, İspanyol sömürgecilerin gelişinden önceki zamanları ifade eden pre-hispanik dönemden beri yerli halkların kültürünün en temel unsurlarından biri.

Günümüzde halen Meksika'da en çok konuşulan yerli dili olan Náhuatl dilinde ölülerin gittiği yere Mictlán deniyor. Pre-hispanik dönemde biri öldüğünde, Mictlán'a yapacağı yolculukta ona rehberlik etmesi için yakınlarının düzenlediği partiler, günümüzde kutlanan Ölüler Günü'nün temelini oluşturuyor. Yolda acıkıp susayacağı için, ölen kişinin sevdiği yiyecek ve içecekler parti yapılan yerin başköşesine yerleştiriliyor.   

Yerlilerin geleneğinde Ölüler Günü, ölülerin kendilerine sunulan yiyeceklerle beslenmek ve yakınlarıyla birlikte olmak için evlerine, yaşayanların dünyasına döndükleri gün.     

Burada kutlanan aslında ölümden ziyade hafıza, hatırlamayı unutmaya tercih etmek… Ölüm, bir yokluk değil, yaşayan bir varlık. Ölüm, aslında yaşamın sembolü.  

Ölüler Günü, yerli halkların geleneği ile İspanyolların getirdiği Katolik ritüellerini buluşturması ve Meksika'nın kültürel zenginliğini yansıtması açısından da önemli. Yerlilerin ölülerini onurlandırmak için yaptığı kutlamalar, zamanla Hıristiyan takvimine aktarılmış. Hıristiyanlıkta tüm azizlerin anıldığı 1 Kasım günü çocukların, 2 Kasım günü ise yetişkinlerin ruhlarının dünyaya döndüğü Ölüler Günü olarak kutlanıyor. Bu tarihler, aynı zamanda Meksika ile bütünleşmiş bir ürün olan mısırın hasadının sona erişine denk düşüyor.

Her yıl ülke genelinde ekim ayının sonlarında başlayan ulusal kutlamalar, kasım ayının ilk haftası boyunca sürüyor. Ölüler Günü kutlamaları, farklı bölgelerde farklı biçimler alabiliyor. Ulusal kutlamaların ise her yıl belirli bir teması var. Bu yılki tema, Meksika Devrimi'nin kahramanlarından Pancho Villa.

"Kuzeyin Sentoru" (El Centauro del Norte) lakaplı Pancho Villa, tam da adına yakışır bir biçimde bir sentor, yani yarı at yarı insan olarak ölümünün yüzüncü yıldönümünde yeryüzüne döndürülüyor. Meksiko'nun tarihi meydanı Zócalo'da dev bir anıt şeklinde…

Zócalo'da dev Pancho Villa anıtı (Fotoğraf: Esra Akgemci)

Bu yıl Pancho Villa ile birlikte Meksika Devrimi'nin isimsiz tüm kahramanları da anılıyor. Başkentin ünlü meydanı, devrimi mümkün kılan köylü erkek (campesino) ve kadınlara (campesina) ayrılmış.

Zócalo'da devrim kahramanları (Fotoğraf: Esra Akgemci)
Zócalo'da devrim kahramanları (Fotoğraf: Esra Akgemci)
Zócalo'da Ölüler Günü (Fotoğraf: Esra Akgemci)

Kutlamaların en özel parçası, ölüleri onurlandırmak için evlerde, dükkanlarda, okullarda, sokaklarda, meydanlarda kurulan, bir çeşit sunak olarak tanımlanabilecek ofrenda'lar. 

Bir ofrenda'da mutlaka olması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

Ölmüş kişinin fotoğrafı

En sevdiği yemek ve içecekler, en sevdiği nesneler

Bu dünyaya geçişi kolaylaştırması için bir tutam tuz

Ölümü temsil eden şekerden yapılmış kurukafalar

Tropikal bölgelerde yetişen bir tür reçine olan ve ortamı kötü ruhlardan arındıran kopal

Kutlamaların simgesi olan ve ölülere yol gösteren sarı-turuncu kadife çiçekleri (cempasúchil)

Şekerle kaplı çok tatlı bir ekmek olan "ölülerin ekmeği" (pan de muerto)

Hem dört elementten suyu temsil etmesi hem de ölülerin susuzluğunu gidermesi için bir bardak su

Ateşi temsil eden ve ayrıca inancı ve umudu simgeleyen mumlar

Toprağı temsil eden meyveler

Rüzgârın etkisiyle hareket eden ve havayı temsil eden konfetiler

Zócalo'da Pancho Villa anısına kurulan ofrenda (Fotoğraf: Esra Akgemci)

Üniversite'de Ölüler Günü 

Meksika'nın en büyük ve en eski üniversitesi olan Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi'nin (UNAM) ofrenda'ları da epey meşhur. UNAM, her yıl Ölüler Günü'nde en çok ziyaretçi çeken yerlerin başında geliyor. Tıpkı merkezdekiler gibi UNAM'daki ofrenda'ların da her yıl bir teması var. Bu yılki tema: Bilim ve sanatta kadınlar.

Her fakülte, kendi alanındaki ölüleri anmak için bir ofrenda hazırlıyor, her ofrenda'nın başında bir öğrenci, ziyaretçilere andıkları ölülerin önemini anlatıyor.

Ekonomi Fakültesi'nin ofrenda'sında Rosa Luxemburg (Fotoğraf: Esra Akgemci)
Fen Bilimleri Fakültesi'nin ofrenda'sında İstanbul doğumlu Ermeni gökbilimci Paris Pişmiş (Fotoğraf: Esra Akgemci) 

Bir James Bond icadı: Ölülerin geçit töreni

Son olarak Ölüler Günü'ne Amerikan kültüründen gelen bir katkıyı da belirtmek gerek. 2015 tarihli James Bond filmi Spectre'de yönetmen Sam Mendes, Meksika'nın Ölüler Günü geleneğini bir çeşit geçit töreni şeklinde kurgulamış. Başkent Meksiko'da çekilen sahnelerde binden fazla figüran, on büyük iskelet ve 250 bin kâğıttan çiçek kullanılmış.

Bu sahne, Meksikalılara ilham vermiş ve filmin ardından her yıl (pandeminin olduğu 2020 hariç) Ölüler Günü Geçit Töreni (Desfile de Día de Muertos) düzenlenmeye başlanmış.

Meksiko'nun en ünlü bulvarı Paseo de la Reforma'dan Zócalo'ya uzanan, yaklaşık üç saat süren ve bir milyondan fazla kişinin izlediği geçit töreni, geleneklerin nasıl değiştiğini ve yeniden icat edildiğini gösteren en önemli örneklerden biri.

4 Kasım'da Meksiko'da gerçekleşen geçit töreninden kareler (Esra Akgemci)

Esra Akgemci kimdir?

Esra Akgemci, Lisans eğitimini Hacettepe İktisat (İngilizce), yüksek lisans ve doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde tamamladı. ABD, Meksika, Şili ve Brezilya'da lisansüstü araştırmalarda bulundu.

Kâzım Ateş ile birlikte Dünyanın Ters Köşesi Latin Amerika: Tarih, Toplum, Kültür (İletişim, 2020) adlı kitabı derledi. Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde doktor öğretim üyesi. ODTÜ Latin ve Kuzey Amerika Çalışmaları programında yüksek lisans dersleri veriyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yasaklı bitkiden “süper gıda”ya: Amarantın direniş yolculuğu

Günümüz Meksika’sında amarant hem açlıkla hem de obeziteyle mücadelede öne çıkıyor. Hem “dünyayı besleyebilecek bir bitki” hem de sağlıklı diyetlerin vazgeçilmezi…

Sömürgeciler: Ateş Toprakları'na özgü buz gibi bir western

Her ne kadar "dönem filmi" olsalar da bu filmlerin anlattığı hikâyelerin güncelliğini koruduğu aşikâr. Sömürgecilik dönemi geride kalmış olabilir fakat sömürgeciler hâlâ iş başındalar

Terra Nostra: Tekinsiz bir destan

Terra Nostra, sonsuz ve tuhaf bir düş gibidir. Durmadan dirilen kişiler, farklı zaman ve mekânlarda yeniden ve yeniden ortaya çıkar. Zaman, ilerleyen bir şey değildir; dağılıp parçalanmıştır. Gelecek diye bir şey yoktur, geçmiş sürekli tekrarlanıp durur: