Değerli okurlar, 2022 yılında çok tartıştığımız bir konu bu yıl yeniden gündeme geldi. Son olarak dün Resmi Gazete’de yayımlanan “Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile tartışmada başa döndük.
2022 yılında yapılan düzenleme neydi?
Öncelikle genel kuralı belirtelim. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre, ayni yardımlar ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca (Kurumca) tutarları yıllar itibarıyla belirlenen yemek, çocuk ve aile zamları prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaz, yani bunlar üzerinden sigorta primi hesaplanmaz.
Bu hüküm gereğince nakit ödenen yemek bedellerinin, Kurumca belirlenen kısmını aşan tutarları sigorta primine tabi tutulmakta iken, bu sınırın altında kalan tutarlar ile ayni yemek yardımları prime tabi tutulmamaktaydı.
Ancak 2022 yılında Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97’nci maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendi değiştirilerek, işverenlerce işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi şartıyla yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan her türlü ödemelerin, günlük asgari ücretin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen oranının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutarın prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacağı hükmüne yer verildi.
Bu Yönetmelik değişikliğine dayanılarak çıkarılan 02/12/2022 tarihli ve 2022/2 sayılı Genelge işle yemek parasına ilişkin kurallar aşağıdaki gibi belirlendi:
* İşverenlerce işyerinde veya müştemilatında kendi imkanlarıyla yemek verilmesi amacıyla işverenler tarafından ödenen yemek bedelleri sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecektir. (Madde 2.1.1.)
* İşverenlerce sigortalılar için işyeri veya müştemilatı dışında kalan yerlerde üçüncü kişilere yemek bedeli adı altında fatura karşılığı nakden ödeme yapılması halinde günlük brüt asgari ücretin yüzde 23,65’inin fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutar, prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. (Madde 2.1.2.)
* İşverenlerce işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi şartıyla, sigortalılara yemek bedeli adı altında nakden yapılan ödemelerin günlük asgari ücretin yüzde 23,65’inin fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutarı prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. (Madde 2.1.3.)
* Sigortalılara ay içinde yemek bedeli olarak nakit ödeme yapılmaksızın, üçüncü kişilere yemek kuponu, yemek kartı, yemek çeki vb. araçlarla fatura karşılığı yemek bedeli ödenmesi halinde günlük brüt asgari ücretin yüzde 23,65’ inin fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak tutar, prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. (Madde 2.1.4.)
Genelgede ayrıca yemek kartlarına/çeklerine/kuponlarına yüklenen yemek bedellerinin sigorta priminden istisna tutulabilmesi için söz konusu kartların/çeklerin/kuponların yalnızca yemek yenilmesi amacıyla kullanılması gerektiği, yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan her türlü ödemelere ilişkin muvazaalı durumların tespit edilmesi halinde kurumun prim kaybının işverenlerden gecikme zammı ve cezası ile tahsil edileceği şeklinde çok tartışmalı açıklamalara da yer verilmişti.
Yönetmelik ve Genelgenin Danıştay’da iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onuncu Dairesi 08/05/2024 tarihli ve E.:2023/170; K.:2024/1853 sayılı Kararı ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile değiştirilen 97. maddesinin 7. fıkrasının (a) bendinin ve bu Yönetmeliğe dayanılarak Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 02/12/2022 tarihli, 2022/22 sayılı, "Yemek Bedeli" konulu Genelge’nin 2.1.2 ve 2.1.4. maddelerinin İPTALİNE oy çokluğuyla karar verdi.
İptal gerekçesi, işyerinde yemek verilmeyen durumlarda, sigortalılar dışında üçüncü kişilere yemek bedeli adı altında fatura karşılığı yapılan ödemelerle, yine üçüncü kişilere yemek kuponu, yemek kartı, yemek çeki vb. araçlarla fatura karşılığı yapılan ödemelerin esasen ayni yardım kapsamında ele alınması gerektiği, bunların nakdi ödeme olarak kabul edilemeyeceği anlayışına dayanmaktadır.
Dün yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Danıştay Onuncu Dairesince iptal edilen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97’nci maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlendi[1]:
“a) İşyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, sigortalıya yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin nakit olarak ya da yemek hizmetinin alınması dışında kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlanması halinde, fiilen çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunulacak tutarını aşmayan kısmı,”
Bu düzenlemeye göre, personele yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaat, nakit verilmek yerine yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlansa da kurumca belirlenen sınıra bağlı olarak sigorta primine tabi tutulacaktır.
Yönetmelik yayımı tarihini izleyen ayın başında (yani 1 Ocak 2025 tarihinde) yürürlüğe girecektir.
Bu değişikliği nasıl okumak gerekir?
Yönetmelik değişikliğini okuduğumda, Danıştay’ın iptal gerekçesinin dikkate alınmamış olduğunu düşündüm. Başka bir ifade ile Sosyal Güvenlik Kurumunun yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlanan yemek menfaatlerini de nakdi yemek yardımı kapsamında değerlendirmeye devam ettiği anlaşılıyor.
Oysa Danıştay’ın iptal kararından sonra, yemek kartları ile sağlanan menfaatlerin ayni yardım kapsamında hiç sigorta primine tabi tutulmaması gerekir.
Yapılan değişikliğin de iptal istemine konu edilmesi halinde aynı gerekçelerle iptal edileceğini düşünüyorum.
Ayrıca yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sadece yemek hizmeti alınabilir. Bunların market ve benzeri yerlerde amaç dışında kullanılması halinde işverenlere yaptırım uygulanması hukuka aykırı olacaktır.
Bu nedenle, Genelgede yer alan, “yemek bedeli adı altında sigortalılara veya sigortalılar için üçüncü kişilere yapılan ödemelere ilişkin muvazaalı durumların tespit edilmesi halinde Kurumun prim kaybının işverenlerden gecikme zammı ve cezası ile tahsil edileceği” şeklindeki açıklamaların acilen kaldırılması gerekir.
Yemek kartlarının marketlerde tüm ürün gruplarında kullanıldığı şeklindeki yaklaşımlar da doğru değil, çünkü yemek kartları marketlerde sadece “tüketime hazır sıcak veya soğuk gıda”, yani “yemek” için kullanılabilir. Aksi durumlar amacı dışında kullanımlar olup, bundan bu eylemi denetlemesi ve engellemesi mümkün olmayan işverenleri sorumlu tutmak hukuken mümkün olamaz!
Nakit ödenen yemek paraları için bu anlamda bir takip yapılmazken, yemek kartlarına gösterilen bu hassasiyeti anlamadığımı bir kez daha belirtmek isterim.
Son olarak, vergi istisnası ile sigorta istisnasının farklı tutarlarda uygulanmasının sorunlara yol açtığını düşünüyorum. Bu iki uygulamaya da aynı tutarların esas alınması isabetli olacaktır.
[1] Bu değişikliğin geç yapıldığını düşünüyorum. Bugün bu gecikmenin sonuçlarına girmiyorum, ancak hukukçuların bu konuyu enine boyuna tartışması gerekiyor.
Erdoğan Sağlam kimdir?
Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor.
Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir.
Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı.
İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor.
Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor.
2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı.
Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir.
|