19 Haziran 2020

Devreden KDV'nin büyümesini önlemek de başarıdır!

Yaklaşık 3 yıl önce 150 milyar TL olduğu açıklanan devreden KDV tutarı bugün 250 milyar TL'ye ulaşmış durumda, eğer önlem alınmazsa rakamın hızla artacağı anlaşılıyor. Birikimin artmasını önlemek ve bazı tedbirlerle azalmasını sağlamak mümkün…

"Devreden KDV mükellefin devletten alacağıdır, mutlaka iade edilmelidir" başlıklı yazıma çok olumlu tepkiler aldım. Ülkemizde yaygın bir naylon fatura kullanımı olduğunu söyleyerek eleştirenler de oldu. Bu görüşlere saygı duyuyorum, ancak devreden KDV'nin içinde naylon fatura kullanımından kaynaklanan önemli tutarlar olabileceği endişesiyle çoğunluğun yararına olacak düzenlemelere karşı çıkmayı da doğru bulmuyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığı, "vergi kaçakçılığı suçu" oluşturan bu tür fiilleri 8 binin üzerinde vergi müfettişi olan Vergi Denetim Kurulu'nun denetim gücü ile tespit edebilir. Etmek zorundadır.

Yazımda devreden KDV stokunun 200 milyar TL'yi aştığını belirtmiştim, bu konuda uzman olan bir meslektaşım rakamın 250 milyar TL civarında olduğunu söyledi ve arkasından bu kriz ortamında iadenin zor olduğunu ekledi. Böyle düşünenlerin çok olduğunu biliyorum, belki de yazımı Murakami'nin "İmkânsızın Şarkısı" kitabını okur gibi okudular. Öncelikle bu iadenin mükelleflerin hakkı olduğunu kabul etmek gerekir. Tabii ki bu büyüklükteki bir yükümlülüğü bir anda yerine getirmek, devreden KDV stokunu kısa sürede eritmek kolay değil. Ancak devreden KDV stokunun büyümesini önlemek, bazı tedbirlerle birikimi eritmeye çalışmak da mümkün. Yaklaşık 3 yıl önce 150 milyar TL olduğu açıklanan devreden KDV tutarı bugün 250 milyar TL'ye ulaşmış durumda, eğer önlem alınmazsa rakamın hızla artacağı anlaşılıyor.

Peki devreden KDV birikimini azaltmak için neler yapılabilir?

Öncelikle devreden KDV'nin içinde yer alan "yatırımlardan kaynaklanan KDV"nin iadesi sağlanabilir. Yatırımın teşvik belgeli olup olmadığına bakılmadan… Bu yolla yatırımları da teşvik etmiş oluruz. Yatırım teşvik belgeli makine ve teçhizat alımlarında zaten istisna uygulandığı için KDV ödenmiyor. Geriye istisna uygulanmayan makine ve teçhizat alımları ile makine ve teçhizat niteliğinde olmayan yatırım harcamaları için ödenen KDV'ler kalıyor. İşte bu KDV'leri iade ederek işe başlayabiliriz. (Halen geçici bir süre için, büyük yatırımlara ilişkin inşaat işleri ile bazı mükelleflere yapılan yeni makine ve teçhizat teslimleri nedeniyle yüklenilen KDV'lerin iadesi mümkün.)

1 ve 2 no.lu KDV beyannameleri birleştirilebilir. 2 no.lu KDV beyannamesi ile sorumlu sıfatı ile ödenen KDV'ler her ne kadar mükellefin kendi 1 no.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılıyor olsa da, devreden KDV sorunu olan mükelleflerde sorumlu sıfatıyla ödenen KDV'ler devreden KDV tutarını (yani sorunu) büyütüyor. Bu durum, mükelleften nakit çıkışına neden oluyor. Sorun, sorumlu sıfatıyla ödenmesi gereken KDV'nin nakden ödenmesi yerine devreden KDV alacağından mahsup edilmesi yoluyla da çözülebilir.

Grup şirketlerinde "konsolide beyan" uygulamasına geçilmesi de devreden KDV'yi azaltabilir.

İsteyen mükelleflere devreden KDV'nin kısmen veya tamamen gider yazılması imkânı verilebilir.

İstisna ve indirimli orana tabi satışlarda mükellefe işlem bazında yüklendiği KDV'yi iade eden mevcut KDV iadesi sistemini değiştirip, mükellefin istisna veya düşük oran nedeniyle tahsil edemediği (mahrum kaldığı) KDV'nin iadesi esasına geçebiliriz. KDV'yi tahsil edememek veya eksik tahsil etmek mükellefin suçu değil, yasal düzenlemeler ile getirilen istisna ve oran indirimlerinin bir sonucu. Bu durumdaki mükellef de satışlarında KDV tahsil edebilseydi, bundan alımları nedeniyle ödediği KDV'yi indirip kalanı devlete ödeyecekti. Her fırsatta istisna ve indirimli oran uygulamalarını azaltmaktan bahsedip sonra bunları artırdığımız için KDV iadesi yapmak zorunda kalıyoruz. Bu yöntem değişikliği hem iade sistemini basitleştirecek hem de devreden KDV'yi hızla eritecektir. İade, devreden KDV ile sınırlı olarak yapılacağı için (korkmaya gerek yok) ödenmemiş bir KDV'nin iadesi söz konusu olmayacaktır. Tevkifattan kaynaklanan iadede bu yöntem halen başarılı bir şekilde uygulanıyor.

Devreden KDV, bazı vergi borçlarının ödenmesinde kullanılabilir.

Devreden KDV stokunu azaltmamakla birlikte bu tutarın "alacak" olarak ekonomik faaliyetlerde kullanılmasını sağlamaya yönelik adımlar da atılabilir. Örneğin devreden KDV alacakları "teminat" olarak kabul edilebilir, sermaye şirketlerine "ayni sermaye" olarak konulması sağlanabilir.

Konuya çözüm odaklı yaklaşırsak, burada belirtilmeyen birçok öneri çıkacağından eminim…

Yazarın Diğer Yazıları

8 soruda yapılmakta olan yatırımlarla ilgili enflasyon düzeltmesi uygulaması

Gelir yazılacak tutarlar yeniden değerleme oranı ile artırılırken ve aktifleştirilen tutarlar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaya devam ederken, fona alınan tutarlar için enflasyon düzeltmesi yaptırılmaması haksız sonuçlar doğuracaktır

Enflasyon kâr veya zararı indirimli orana tabi kazançların tespitinde nasıl dikkate alınır?

İhracat faaliyetiyle iştigal eden ya da sanayi sicil belgesini haiz olup üretim faaliyetiyle uğraşan kurumların enflasyon düzeltmesi kazançlarına da kurumlar vergisi oranları indirimli şekilde uygulanacak

"
"