03 Mart 2023

2023'te Türkiye'de enflasyon platosu ve TÜİK enflasyonu

TÜİK'in giyim grubu enflasyonu, göstergelerin aksine, son aylarda hem çok düşük kalıyor, hem de giderek düşüyor. Daha kötüsü, giyim grubunda daha önce yayımlanan bir alt grup verisi artık yok

Son yıllarda hükümetin uyguladığı politikaların yanlış olduğunu tüm iktisatçılar sürekli ifade ettik. Politikaların yanlış olduğunu yüksek enflasyonda, bozulan gelir dağılımında, yüksek dış ticaret ve cari açıklarda, giderek düşen büyümede ve yatırımlarda gördük.

Buna karşılık bu politikalar sürüyor. Artık bunlara politika demek bile zor. Çünkü bir bütünlükleri yok. Alınan bazı önlemler birkaç hafta için bile yeterli olmuyor. "Seçime kadar idare edelim" yaklaşımı o kadar açık ki, bu yaklaşım Türkiye'nin gelecek dönemlerini de ipotek altına alıyor.

Hükümet, sanki bir çözüm yolu imiş gibi, enflasyon konusunda baz etkisine bel bağladı. Baz etkisi hızlı ve sürekli düşen enflasyonda belirgindir. Halbuki Türkiye'de durum böyle değil. Enflasyon belli bir düzeyde, bir platoda devam ediyor. İktidarın seçim hamleleri, enflasyon devam edecek, hatta yükselecek beklentisi yaratıyor.

2022 yılı öncesi düşük çift haneli enflasyon platosunda olan Türkiye, şimdi yüksek çift haneli enflasyon platosuna geçmiş görünüyor. Bu plato tekin değildir. Üç haneli enflasyona daha kısa bir sürede evrilebilir. ENAG'a göre zaten üç haneli enflasyon platosundayız. 

Burada asıl üzerinde durmak istediğim konu şudur. TÜİK'in TÜFE enflasyon verilerinde açıklanamayan değişmeler, gariplikler oluyor. Daha önce kira enflasyonu konusunda gözlediğimiz bu durumu, şimdi de özellikle giyim enflasyonunda gözlüyoruz.

Sonuçta ortaya çıkan şudur. Birincisi, TÜİK şimdi daha önce yayımladığı ve enflasyon oranı yüksek görünen bir giyim alt grubu bilgisini yayımlamıyor. İkincisi, TÜİK'in giyim grubu enflasyonu, tüm göstergelerin tersine çok düşük kalıyor.

Çizgi: Tan Oral

Yüksek çift haneli enflasyon platosu ve TÜİK'in düşük kira enflasyonu

Önce TÜİK'in bugün açıkladığı yıllık tüketici enflasyonunu, İTO'nun tüketici enflasyonu ile karşılaştırarak gösterelim. Şekil 1'de görüldüğü gibi, İTO'nun enflasyonu 2023'ün ilk iki ayında yüzde 80'nin hemen altında ve yüzde 70-75 dolayında bir plato oluşturma eğiliminde.  

TÜİK'in enflasyonu ise ilk iki ayda yüzde 55-60 arasında ve yüzde 50-55 arasında bir plato oluşturabilir. Politikalarda bir değişiklik olursa bu platolar değişebilir elbette.

Kaynak: TÜİK ve İTO

Daha önce burada açıkladığım gibi, (Uygur, 3 Şubat 2023), TÜİK enflasyonu sistematik olarak diğer enflasyonların, örneğin İTO enflasyonunun altındadır. Bunun nedeni, TÜİK enflasyonunun özellikle bazı madde gruplarında düşük olmasıdır. Bunlardan birisi kira enflasyonudur. Bu durum Şekil 1'de görülüyor.

Kira enflasyonu için 2022 Temmuz'una kadar geçmiş yılın ortalama enflasyonuna bağlı bir üst sınır vardır, ama gerçekleşen kira enflasyonu bu sınırın da çok altında kalmıştır. Bu konudaki eleştirileri gören TÜİK'in bir düzeltme girişiminde bulunduğu anlaşılıyor ama, şöyle iki gariplik vardır. 

Birincisi, 2022 Temmuz ayından itibaren kira enflasyonuna yüzde 25 üst sınır getirilmiştir. TÜİK'in düzeltmeyi tam da bu aylarda yaptığı anlaşılıyor, çünkü kira enflasyonu bu aylarda yüzde 25'in üzerine çıkmaya başlıyor.

İkincisi, yüzde 25 sınırı eski sözleşmeler için geçerlidir ama bu sınırlama üzerinden sekiz ay geçmiştir. Yani, yeni sözleşmelerin ağırlığı giderek artmış olmalıdır. Buna karşılık kira artışlarının çok yükseldiği söylenen Şubat 2023'te kira enflasyonu değişmemiş görünüyor. Halbuki, 2023 Şubatında depremin de etkisiyle kira enflasyonun çok yükseldiği şikayetleri vardır.

Bu kez de düşük TÜİK giyim enflasyonu ve yayımlanmayan veri

Şimdi benzer bir garip durumu TÜİK'in özellikle giyim enflasyonunda görüyoruz. Birincisi, TÜİK'in giyim grubu enflasyonu, göstergelerin aksine, son aylarda hem çok düşük kalıyor, hem de giderek düşüyor. Bu durum Şekil 2'de açıkça görülüyor.

İkincisi, daha kötüsü, giyim grubunda daha önce yayımlanan bir alt grup verisi artık yok. 0311 kod numaralı alt grup için, ki giyimde kullanılan kumaşları içermektedir, veriler son iki aydır yok. Bu alt grubun fiyatları diğerlerinden daha hızlı artıyor görünüyordu ve gerçekten bir çelişki oluşturuyordu.

Kaynak: TÜİK ve İTO 

Şekil 2'den izlenebilir ki, İTO'nun ve TÜİK'in giyim enflasyonları, birincisi biraz daha yüksek olsa da, 2022 Nisan ayına kadar birlikte hareket ediyorlar. Ancak bu aydan itibaren TÜİK enflasyonu çok düşük kalmaya başlıyor. Son aylarda ise hareket tersine dönüyor; İTO enflasyonu yükselirken, TÜİK enflasyonu düşüyor.

Belirtmek gerek ki, TÜİK'in giyim enflasyonu, kendi genel tüketici enflasyonunun yarısının da altında kalıyor. Bu durumu daha önce de gözlemiş ve belirtmiştim. TÜİK çözüm olarak enflasyonun daha yüksek olduğu kumaşlar grubunun verilerini yayımlamıyor. Yazık bir durum. 

TÜİK'in gıda enflasyonu da düşük

Son olarak düşük gelirlilerin harcama sepetinde önemli yer tutan gıda enflasyonuna bakalım. Şekil 3'te izlenebildiği gibi, TÜİK gıda enflasyonu 2022 Nisan ayına kadar İTO gıda enflasyonu ile birlikte hareket ediyor. Enflasyon oranları birbirine çok yakın.

Kaynak: TÜİK ve İTO

Ancak 2022 Nisandan başlayarak iki enflasyon arasındaki fark açılıyor. Son iki ayda İTO gıda enflasyonu yüzde 80'in üzerinde, TÜİK gıda enflasyonu yüzde 70 dolayında.

Her iki durumda da gıda enflasyonu genel enflasyonun üzerinde seyrediyor. Bir yandan genel TÜFE enflasyonu ile hesaplanan reel ücretler, diğer yandan harcama sepeti içinde önemli yer tutan gıda enflasyonunun daha yüksek olması, ücretlileri iyice yoksullaştırıyor.  

Yoksulluk gerçekten artmış durumda. Seçimlerde bunun etkisi görülecektir varsayımı yapıyoruz.


Kaynakça

Uygur, Ercan (3 Şubat 2023) "2022'den 2023'e Türkiye'de enflasyon" T24
https://t24.com.tr/yazarlar/ercan-uygur/2022-den-2023-e-turkiye-de-enflasyon,38543

Ercan Uygur kimdir?

Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) ‘uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı.

Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl ‘ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki ‘ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı.

Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te ‘doçent' unvanını aldı.

1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da ‘profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi.

Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009)

Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı.

2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…"

Yazarın Diğer Yazıları

St. Petersburg’da farklılaşma ve sovyet devrimi izleri

SPEC-2024’ün başladığı günlerde, finansın en önde olduğu iktisat dünyasında konu şuydu: ABD faiz oranı Euro Bölgesi ve diğer bölgelerdeki faize göre yüksek kalacak mı?

Seçim sonuçları ve St. Petersburg soruları

İktidar ve cumhurbaşkanı yerel seçim sonuçlarından sonra nasıl davranacak, daha kapsayıcı ve paylaşımcı olacaklar mı? Bu sorulara doğru yanıt vermek için AKP’nin oylarının neden düştüğünü, CHP ve YRP’nin oylarının neden yükseldiğini iyi açıklamak gerekir

Yerel seçimler mikro ve statik midir? 

Yükselen enflasyon ortamında borçlanmak kârlıdır. Ancak son dönemde faiz oranlarının yükselmesiyle borçlanma eğilimi törpülenmiş görünüyor