Türkiye’de enflasyonun sıçradığı 2021 sonlarından bu yana TÜİK’in açıkladığı özellikle tüketici enflasyonu konusunda tartışmalar oldu. Daha önceki yıllarda yapılmayan bu tartışmalar, 2022’de enflasyonun açıklandığı ay başlarında yinelendi.
Bu çerçevede, enflasyon yanında, kurum olarak TÜİK de tartışıldı, yıprandı. İdari ve hatta teknik müdahaleler olduğu ifade edildi. Müdahale edilen, tartışılan ve yıpranan TCMB gibi birçok başka kurum da vardı elbette. Bu bağlamda başkanlık sistemi asıl sorun olarak ortaya çıkmış görünüyor.
Tartışılan ikinci bir konu, 2023’te baz etkisi ile enflasyonun ne kadar ineceğidir. Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetimi bu etkiye çok bel bağlamış görünüyor; enflasyonun seçimden önce yüzde 30’lara kadar ineceği belirtiliyor. Enflasyon dinamiği yine dikkate alınmamış anlaşılan.
Baz etkisiyle ve bazı geçici önlemlerle enflasyonun bir süre görece hızlı inebileceğini biliyorduk. Daha sonra bu etkilerin zayıflayacağını ve alınan önlemlerin vadesinin seçime kadar olduğunu da biliyoruz. Böyle bir ortamda enflasyonun düşme hızının sürmesi zor. Bakınız Uygur (29 Kasım 2022) ve Uygur (11 Ocak 2023).
2023’ün seçim ortamında, bugünküler ve daha sonra açıklanacak olan enflasyon verileri daha fazla siyaset konusu da olacak. Seçim Mayıs ortasında olacağına göre, bundan sonra açıklanacak üç enflasyon verisi daha var, bunlar da dikkatle izlenecek.
TÜİK’in bugün açıkladığı Ocak ayı tüketici enflasyonu İTO verileri ile daha uyumlu, ENAG verileri ile uyumsuz: TÜİK’in yüzde 6,65’ine karşılık İTO yüzde 5,94, ENAG yüzde 9,26 açıkladı. Ancak yıllık enflasyonlarda önemli uyumsuzluk var.
Yıllık olarak, TÜİK’in tüketici enflasyonu yüzde 57,68, İTO’nun geçinme endeksi enflasyonu yüzde 79,68, ENAG’ın tüketici enflasyonu yüzde 121,62.
TÜİK enflasyonu tartışması
Yıllık enflasyonla ilgili bir soru şudur: TÜİK’in enflasyonu oldukça düşük göründüğüne göre, hatalı mı ölçülmüştür? Eğer öyle ise bu hatalar sistematik midir? Eğer hatalar sistematik değil ise, bir ölçüde ihmal edilebilir. Geçici bir sorun olarak ele alınabilir ve daha dikkatli ölçülmesi gerektiği söylenebilir.
Ancak, eğer hatalar sistematik ise, o zaman iş daha ciddidir ve süregelen bir teknik hata veya hatta verilere bir müdahale olduğu düşünülür. Peki, hatanın sistematik olduğunu nasıl anlarız? Bu konuda ekonometrideki “ölçme hatası” konusu yol gösterici olabilir.
Eğer hatalar belli bir dönemde (belli bir örneklem içinde) ortalama olarak sıfır ise, ve dolayısıyla enflasyonun (değişkenin) büyüklüğü ile ilişkili değilse, hatalar sistematik değildir. Ancak eğer hatalar ortalama olarak sıfır değil ve enflasyonun büyüklüğü ile birlikte değişiyor ise, hatalar sistematikdir diyebiliriz.
Peki hataların sistematik olup olmadığını nasıl anlarız? TÜİK tüketici enflasyonu hatalı ölçüldü diyelim. Doğru ölçüldüğünü düşündüğümüz benzer gösterge veya araç değişkenler varsa, onlarla TÜİK enflasyon farkına bakabiliriz. Bu bağlamda benim aklıma gelen değişkenler şunlar:
1). İTO Geçinme Endeksi enflasyonu 2). Ulusal Gelir Tüketim Harcamaları Deflatörü enflasyonu 3). Türk-iş Yoksulluk Sınırı enflasyonu (Türk-iş’in Açlık Sınırı değeri yalnızca gıdayı kapsıyor.) 4). KKTC Tüketici Endeksi enflasyonu. 5). ENAG tüketici endeksi enflasyonu. Dikkate almadığım başka göstergeler de olabilir.
Burada, bugünkü Ocak ayı enflasyonundaki yakınlığı, benzerliği de dikkate alarak, İTO geçinme endeksi enflasyonunu alıyorum. Tüketim harcamaları deflatörü zaten çeyrek yıllık olduğu için ve TÜİK’in yayınlaması geç olduğu için burada dikkate almadım.
TÜİK ve İTO enflasyonları ve diğerleri
Şekil 1’de TÜİK’in ve İTO’nun yıllık tüketici / geçinme enflasyonları yer alıyor. Şekilden izlendiği gibi, 2017’den 2022’nin Nisan ayına kadar iki enflasyon çok yakın seyrediyor; birçok ayda aradaki fark sıfıra iniyor. Hatta 2018’deki döviz kuru sıçraması ile, TÜİK enflasyonu yaklaşık 9 ay İTO enflasyonunun üzerinde gidiyor.
Kaynak: TÜİK ve İTO.
2022 Şubat ayına gelindiğinde ise İTO yıllık enflasyonu TÜİK enflasyonunu aşmaya başlıyor. Üstelik, enflasyon yükseldikçe aradaki fark da açılıyor. Ekim ayında enflasyon 2022 zirvesine vardığında, iki enflasyon arasındaki fark 23 puanı aşıyor, Aralık ayında aradaki fark 30 puana yaklaşıyor.
Dikkat edelim, şekildeki fark fiyat düzeyi farkı değil, enflasyon farkıdır. Fiyat düzeyine baksaydık İstanbul fiyatları elbette daha yüksek olabilirdi, nitekim öyledir.
Aylık enflasyon gelişmelerine baktığımızda da İTO enflasyonu daha önceki dönemlerde TÜİK enflasyonuna yakın giderken, Şubat 2022 sonrasında TÜİK’inkinden daha yüksek olmaya başlıyor, 2023 Ocak enflasyonları ise yakınlaşıyor. Bu durum da şekil 2’de görülüyor.
2022 yılının tümünü ele aldığımızda, TÜİK ve İTO yıllık enflasyonları arasındaki farkın ortalama olarak sıfır olmadığını görüyoruz. Ayrıca, enflasyon yükseldikçe, aradaki enflasyon farkının da yükseldiğini görüyoruz. Buradan şu sonuca varıyoruz; 2022’de iki enflasyon arasında sistematik bir fark var.
Kaynak: TÜİK ve İTO
KKTC ve Türkiye’nin yıllık tüketici enflasyonları arasında da yakın bir ilişki var. Doğal, çünkü KKTC’de TL kullanılıyor. KKTC yıllık enflasyonu 2018 döviz sıçramasında Türkiye yıllık enflasyonunu yaklaşık 8 ay süre ile aşıyor. Ancak sonra bir buçuk yıl kadar tersi oluyor; KKTC enflasyonu daha düşük.
Bu durum 2021 Ekim ayına kadar sürüyor. Bu aydan başlayarak ve yine 2022 boyunca KKTC enflasyonu aynen İTO enflasyonu gibi daha yüksek. Benzer bir durum, çok daha büyük ölçüde, ENAG enflasyonu için de geçerli; TÜİK yıllık enflasyonu oldukça düşük kalıyor.
Şimdi, sözünü ettiğimiz her üç enflasyonun, ama özellikle İTO enflasyonunun daha doğru ölçüldüğünü varsayarsak, TÜİK enflasyonunda sistematik bir hata olduğunu söylememiz gerekiyor.
Bu hata nereden kaynaklanıyor? Teknik bir nedeni mi vardır? Örneğin, gıda, konut, giyim gibi bazı mal ve hizmet grupları için mi hatalar, eksikler vardır? Yoksa bir müdahale mi olmuştur? Bunların araştırılması gerekir. Bu konuya daha sonra dönmek istiyorum.
Kaynaklar
Uygur (29Kasım 2022) Anketler ne diyor?
https://t24.com.tr/yazarlar/ercan-uygur/anketler-ne-diyor,37651
Uygur (11 Ocak 2023) Kronik yüksek enflasyona terkedilmiş Türkiye
https://t24.com.tr/yazarlar/ercan-uygur/kronik-yuksek-enflasyona-terkedilmis-turkiye,38199
Ercan Uygur kimdir?
Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) ‘uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı.
Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl ‘ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki ‘ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı.
Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te ‘doçent' unvanını aldı.
1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da ‘profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi.
Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009)
Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı.
2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…"
|