Tabii buna rağmen bu alanda yakın zamana kadar -DeepSeek’in son hamlesini saymazsak- rakipsiz sayılabilecek OpenAI’ı almak istemesi anlaşılabilir.
Lakin bu satın alma hamlesinin satır aralarında inanılmaz bir “hinlik” yatıyor.
Anlatayım.
Haberi ilk okuduğumda bana tuhaf gelen şey teklif edilen rakamdı.
Şimdi 97,4 milyar dolara “çok düşük” diyeceğim ve doğal olarak öfkeleneceksiniz ama öyle.
OpenAI’la birlikte Stargate Projesi’ne girişen Japon banka devi SoftBank, firmaya yapacağı 40 milyar dolarlık yatırım için OpenAI’ı -gayriresmi iddialara göre- 300 milyar dolar üzerinden değerlemişti.
Dolayısıyla “97,4 milyar dolara OpenAI’ı almak hayal” diye geçirdim içimden.
Sonra biraz derinlemesine okuma yapınca gördüm ki, kazın ayağı bambaşka!
Elon Musk ve yatırımcıları bu parayı OpenAI’ın kâr amacı gütmeyen kısmı için teklif etmişler!
Peki, bu ne demek; açıklayayım:
Sam Altman ve ekibi yolun başında OpenAI’ı yapay zekâ çalışmalarını bir anlamda denetleyerek geliştirmek adına kâr amacı gütmeyen bir şirket, daha doğrusu bir vakıf hüviyetinde kurmuşlardı.
Hatta o zamanlar Elon Musk da bu işin içindeydi; bugün hala “OpenAI’a şu kadar para verdim, dolandırıldım. Bunlar kâr amacı güdüyorlar” diye her fırsatta ağlıyor.
Sam Altman bu kâr amacı gütmeyen yapının yanına bir de gelen yatırımları alabilmek için bildiğimiz türden, yani kâr amacı güden bir şirket daha kurmuştu.
İşte bizim bugün OpenAI diye bildiğimiz aslında o şirket. Yani OpenAI Inc.
İki binden fazla çalışanı olan, milyarlarca dolarlık yatırımları alan dev bir yapıdan bahsediyoruz.
Kâr amacı gütmeyen vakfın ise sadece iki çalışanı ve toplamda 22 milyon dolar değerinde gayrimenkulü ve sermayesi var.
Fakat işin acayip kısmı, kâr amacı güden şirketin kontrolü işte bu küçük vakıfta.
Hatırlayın, çok değil 1,5 yıl önce bu vakfın yönetimi Sam Altman’ı diğer şirketteki CEO görevinden almaya kalktı, hatta aldı da…
Lakin birkaç gün sonra tüm dengeler değişti ve Altman şirkete bu kez çok daha güçlü bir şekilde geri döndü.
Üstelik bu ikili şirket yapısının kendini rahatsız edeceğini bildiği için kâr amacı gütmeyen yapının yönetim kuruluna sektörden ve kendine çok yakın isimleri getirdi ki ileride bir sorun çıkmasın.
İşte Elon Musk müthiş bir planla bu küçük şirkete 97,4 milyar dolarlık teklif yaptı.
Altman anında X hesabından cevap verdi ve “Ben 9,74 milyar dolar verip Twitter’ı -özellikle X demedi (EÖ)- alayım senden” diye Musk’la bir anlamda alay etti.
Musk ise onun bu gönderisine cevaben sadece “Dolandırıcı” yazdı.
Fakaaat…
Musk’ın bu teklifi ince hesaplanmış bir teklif.
Teklifin henüz OpenAI’a ulaşmadığı söyleniyor; siz bu yazıyı okuduğunuz esnada belki de ulaşmış olacak.
Ulaştığında Sam Altman’ın kâr amacı güden şirketini bu vakfın boyunduruğundan kurtarması daha zor bir hale gelecek.
Zira OpenAI Inc. (kâr amacı güden şirket) ve Altman, diğer yapıdan kurtulmak isterse vakıf niteliğindeki şirketin tüm mal varlığını piyasa değeri üzerinden satması gerekecek.
Musk’ın ekibinin yaptığı teklifle işte bu mal varlıklarının değeri bugün itibarıyla 97,4 milyar dolar!
Oysa dün 22 milyon dolardı!
Ve üstüne üstlük Altman bu yönde bir hamle yapmıştı. Yani vakfın her şeyini kâr amacı güden OpenAI Inc.’e geçirmek için bir başvuruda bulunulmuştu.
Şimdi eğer vakıf Musk’ın 97,4 milyar dolarlık teklifini değil de diğer şirketin teklifini kabul ederse niye daha düşük bir teklifi kabul ettiğini anlamlı gerekçelerle açıklamak zorunda.
Uzmanlar aksi bir durumda bu geçiş işleminin incelemeye girebileceğini söylüyor.
Son olarak, bu hamleyle SoftBank’ın yapacağı 40 milyar dolarlık yatırımın da gecikebileceği böylelikle Musk ve ekibinin zaman kazanacağı da dile getirilen iddialar arasında.
Çok acayip ama tam da Elon Musk’a yakışan bir plan değil mi?
Eray Özer kimdir?
Eray Özer ODTÜ'de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi'nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi.
Meslek hayatına Radikal Gazetesi'nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu'nda devam etti.
Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak'ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken'de yazdı.
Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ'ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu'ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz.
|