- Önce şöyle başlayalım… Habere tepki dün Hürriyet Gazetesi’nin iki yazarından geldi: Hande Fırat ve Abdülkadir Selvi. Selvi yazısını kısa tuttuğundan ve her ikisi de hemen hemen aynı şeyi yazdığından biz Hande Fırat’ın yazısıyla devam edelim. Fırat, “ABD’nin derin devleti harekete mi geçti” başlıklı yazısında “çeşitli kaynaklarla konuşarak” kaleme aldığı notlarda haberin temel amacının Trump yönetimiyle Türkiye’nin arasını bozmak olduğunu iddia etti.
- Fırat yazısında önceki yönetimden kalan Washington bürokratlarının suyu bulandırmak istediğini ifade etti.
- Bu arada hem Fırat hem de Selvi yazılarında WSJ’nin haberinde MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın isminin geçmesine tepki gösterdi. Haberde Kalın’ın bu ödemelerde aracılık ettiğinin öne sürülerek fotoğrafının kullanılmasına dikkat çeken ikili, tıpkı haberin kendi gibi bu detayın da MİT’in Suriye’de elde ettiği başarılara gölge düşürmeyi hedeflediğine dikkat çekti.
- Şunu belirtmeliyim: WSJ’deki haberin teknik olarak birkaç açıdan sorunlu olduğuna ben de katılıyorum. Bir kere Akkuyu’da inşaatı üstlenen şirket Rosatom ve inşaat için krediyi sağlayan Gazprombank… Bu iki şirket de Avrupa’ya Rus doğalgazının satışını sağladıkları için Rusya’ya uygulanan ambargodan muaf şirketler. WSJ haberinde el konulan 2 milyar doların parasının asıl kaynağının “Bank of Russia” yani Rusya Merkez Bankası ve onun tepe yöneticisi Elvira Nabiullina olduğunu öne sürüyor. Haberin en kritik noktası da burası. Yani gazete, Rusya kendi parasını (Merkez Bankası’nın parasını) Gazprombank üzerinden santral inşaatı için ödeniyormuş gibi göstererek Türkiye’ye transfer etmeye çalıştı, bunun için de iki Amerikan bankası kullandı, diyor haberde. Fakat bu en kritik iddia haberde herhangi bir belge, delil yahut net bir açıklamaya dayandırılmadan tam olarak şu şekilde ifade edilmiş: “Konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, Adalet Bakanlığı'nın yaptırımlardan kaçınma emrinin Moskova'da en tepeden geldiğine ve Rusya Merkez Bankası başkanının önemli bir rol oynadığına inandığını söyledi.”
- Bu ifade üzerine yığılmış bir haberde birkaç yerde daha “konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler” ifadesi geçiyor ama hepsi bu. Somut bir açıklama -kaynağı gizli bile olsa-, somut bir ifade, bir detay, belge yok. Bu paranın ilk bölümünü Türkiye daha önce almış zaten… Haberde bu da var. Yine ABD’de bir banka kullanılmış. Birazdan okuyacaksınız, Türkiye böyle bir para geleceğini ta 2022’de en resmi ağızdan açık açık ifade etmiş. WSJ haberinde “ama o para Rusya Merkez Bankası’ndan geldi diyor soruşturmayı yürütenler” dışında bir detay yok. Oradan geldiğine dair bir kanıt da yok. Gelmesi suç muymuş? O zaman 3 milyar dolar nasıl gelmiş? Gözden mi kaçmış?
- Tabii ki ABD’de soruşturmayı yürüten birileri parayı Gazprombank değil de Merkez Bankası’nın gönderdiğinden şüpheleniyor olabilir. Lakin bunu haberleştirirken bu kadar dolaylı bir ifadeye sığınmak, ortaya net bir kanıt koymadan tüm haberi bu ifadeye yıkmak WSJ haberini tabiri caizse “hafifletmiş.” Nihayetinde Türkiye ve Rusya burada bir santral yapıyor, bunun da bir ödemesi olacak. Finans kaynağı Gazprombank ise ve Gazprombank ambargolu değilse Türkiye o parayı niçin almasın?
- Yok eğer paranın ABD bankalarından gelmesiyse sorun, soruşturmanın ABD bankalarını ve Rusya’yı kapsaması beklenmez mi? Türkiye niye soruşturmaya dahil olsun ki? Bu sorulara bir yanıt varsa da en azından WSJ haberinde bu yanıtlar yer almıyor.
- Dediğim gibi WSJ haberinde “ekşi” bir tat var sahiden. Böyle olunca insan tam olgunlaşmamış bir haberi alelacele “sahiden” niye girdi WSJ diye düşünüyor…
- İşte tam bu noktada Fırat’ın ve Selvi’nin “kaynaklardan” aldığı bilgileri WSJ haberinin hızlıca kaleme alınmış olmasıyla birlikte düşününce insanın aklına birkaç soru düşüyor: Mesela bu haberin Suriye’de yürüyen/yürüyecek pazarlık süreçleriyle ilgisi daha doğrudan olabilir mi? Acaba WSJ haberinin arkasında Hürriyet yazarlarının iddia ettiği gibi “Trump yönetimiyle Türkiye’nin arasını bozmak isteyen Demokratlar’dan kalan bürokratlar” değil de bizzat yeni yönetimin bürokratları olabilir mi?
- Dolayısıyla acaba Amerikan kaynaklarının haberi WSJ’ye sızdırmaktaki niyetleri Türkiye’nin Suriye’de Amerikan çıkarlarına daha uygun bir çizgi izlemesi için aba altından sopa göstermek olabilir mi?
- Buradan yola çıkarak Hürriyet yazarlarına haberle ilgili detay sağlayan “çeşitli kaynaklar” da “Haberi Biden kalıntısı bürokratlar yaptı diye yorumlamayı tercih ediyoruz ama aslında ne yapmaya çalıştığınızı anlıyoruz” sinyalini göndererek ABD’ye üstü kapalı bir şekilde “Yemezler aslanım, geç bu eski usul Kızılderili numaralarını” diyor olabilir mi?
- Yine “çeşitli kaynaklar” Amerika’daki muadillerine “Buradan bir Halk Bankası hikayesi çıkmaz, boşuna uğraşmayın” mesajını mı iletmek istediler?
- Bir not daha: WSJ’nin haberinde AKP’li bir ismin daha adı geçiyor ama Hürriyet yazarlarında bu ikinci isme dair hiçbir bilgi/açıklama olmaması dikkatimi çekti. WSJ haberinde 2 milyar doların transferinde kilit isimlerden birinin de Nureddin Nebati olduğu bilgisi yer alıyordu.
- Nureddin Nebati’nin bu para transferinde dahli olması çok da normal bir durum bu arada. Zira Rusya’nın bu parayı ödemesi beklenen 2022 yılında Nebati, Hazine ve Maliye Bakanı’ydı. Hatta 25 Ekim 2022’de Financial Times’a verdiği röportajda söz konusu ödemeden de bahsetmiş, Rusya’nın santral inşaatı için Türkiye’ye kaynak transferi yapacağını doğrulamıştı. Hatta FT aynı haberin içinde analistlere dayandırdığı iddiasında bu kaynağın 5 ila 10 milyar dolar olduğunu dile getirmişti. Yani Türkiye bu paranın geleceğini en resmi ağızdan ta o zaman açık kaynaklara doğrulamıştı.
- Buna karşın Hürriyet yazarlarının aynı haberde ismi geçen Nebati’den hiç bahsetmeyip sadece İbrahim Kalın’ın isminin geçmesine tepki göstermesi ilginç. Aynı şekilde WSJ’nin de haberde Nebati’nin değil, Türkiye’de istihbaratın başında bir ismin fotoğrafını kullanması da bir o kadar ilginç.
Sonuç olarak tüm bunlar sanki yukarıda da sorduğum sorular paralelinde meselenin “ekonomik” değil de “stratejik” olduğunu düşündürüyor insana…
Eray Özer kimdir?
Eray Özer ODTÜ'de psikoloji okudu, sosyoloji hatmetti. Akabinde Bilgi Üniversitesi'nde yüksek lisans, Anadolu Üniversitesi'nde ise tez aşamasına takılan bir doktora ile akademik hayattan bir türlü elini eteğini çekemedi. Hatta iki yıl boyunca Kadir Has Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi.
Meslek hayatına Radikal Gazetesi'nde başladı, kısa süreli televizyon haberciliği deneyiminin ardından Doğuş Dergi Grubu'nda devam etti.
Son olarak ise Cumhuriyet hafta sonu eki Sokak'ı çıkaran ekipte yer aldı. Radikal, Birgün, Cumhuriyet ve Diken'de yazdı.
Yaklaşık dört sezondur devam eden bir podcast içeriği hazırlıyor. Buzdolabının tarihinden Yapay Zekâ'ya, Roman halkının hikâyesinden Kayıp Kıta Mu'ya birbirinden farklı konular hakkında hiç bilinmeyenlerin anlatıldığı "Yeni Haller" ismindeki podcast yayınına Spotify'dan veya tüm podcast uygulamalarından ulaşabilirsiniz.
|