Xi'an (Şian okunuyormuş) için sıradan turist el kitapları bile şöyle yazıyor: "Pekin henüz basit ve uzak bir liman köyü iken Xi'an orta krallık'ın görkemli başkentiydi. Orada 4000 yıllık bir tarih yatar; kadim Çin'in tarihi"…
"Rehberin peşi sıra oradan oraya sürüklenen aptal turistlere döndüm" diye somurtuyordum ki Xi'an'a geldik ve somurtmayı da, yakınmayı da bıraktım.
İsa'dan önce 221-206 arasındaki kısa dönemde derebeylerin bitmez tükenmez iktidar savaşlarının sona erdirildiği ve 1911 yılına kadar süren Çin imparatorluğu'nun, yani merkezi devletin kurulduğu kent burası. İpek yolu da buradan başlıyor. İçinden de, çevresinden de tarih fışkırıyor ve bu Önasya'dan gelen bizlerin bilmediği, görüntüsünü kafasında canlandıramayacağı başka, çok başka bir kültürün tarihi…
Dünün neredeyse tümü ilk imparator QinShiHuang'ı ölümünden sonraki yaşamında, yani öteki dünyadaki düşmanlarından koruyacak 8.000 (Kimilerine göre 6.000) Toprak Savaşçısı ile geçti.
Tamam adam büyük iş başarmış; en azından tarihin en eski imparatorluğunu kurmuş. Ortak para birimi, ortak yasalar, eyalet ve vilayet düzenine dayanan güçlü ve sağlam bir devlet yapısı oluşturmuş. Arabaların dingil aralıklarını bile belirleyerek ulaşımda büyük kolaylıklar sağlamış ve bu ticarette büyük bir canlanmaya yol açmış ve ülke bunun meyvelerini toplamış. Derebeylerini tek devletin çatısı altında toplayan bir imparatorun olabileceği ya da olması gerektiği kadar zalimmiş, falan filan…
Ama ölümden sonra yaşam olduğuna inanan kadim Çin öğretisine de iktidar sahibi olmaya da çok bağlıymış. O kadar ki ölümünden sonra da düşmanlarının kendisine kötülük yapabileceğini ve belki de öteki dünyadaki iktidarını tehlikeye atabileceğini düşünüp ürkmüş ve kendisini koruması için tam 8.000 kişilik, generaliyle, subayıyla, askeriyle, okçusu, süvarisi, piyadesi ile "tam teşekküllü bir ordu" kurmuş. Pişmiş kilden bir ordu…
Gerçek boyutta, gerçek silahlar kuşanmış ve gerçek hayattaki gibi savaş düzenine geçmiş bir ordu, kısa ve yaygın deyimiyle: Toprak savaşçılar…
8 bin askerin ya da generalin ya da subayın her biri ötekinden farklı. Yüzü, yüzümdeki ifade, saçının biçimi…
Anlatması zor. En iyisi eklediğim fotoğraflara bakın. Belki Google'da turlayıp benimkilerden daha profesyonelce çekilmiş resimler bulabilirsiniz ama siz yine benim çektiklerimi yeğleyin. En azından çok taze…
Görkemiyle, boyutlarıyla çarpıcı etkiler yaratan bu toprak savaşçıları ordusuna çeşitli açılardan bakarken aklıma sık sık imparatorQinShiHuang düştü. Onun ölümden ve ölümden sonrasına ilişkin korkusu veiktidarını öteki dünyada da sürdürebilmek için ordu kuracak kadar abarttığı tutkusu…QinShiHuang, iktidarın beynini, bilincini sakatladığı, ruhunu kirlettiği siyasetçilerin köklerinin ne kadar eskilere uzandığının bir kanıtı…
Haydi gelin yazıdan çok fotoğraflar konuşsun; amatörce de olsa sözcüklerden çok daha fazlasını anlatıyorlar…
* * *
Not: Yarın Tırmık yazmak biraz zor. Bütün gün yollarda, havalimanlarında geçecek gibi. Yarın geceyarısıbaşkent'te, Pekin'de olacağım. Hani yiğit bir Çinli delikanlının 1989'da tankları tek başına durdurduğu o kocaman Tiananmen (=Göksel mutluluk) Meydanının ve Çin imparatorlarının yaşadığı yasak kentin olduğu Pekin'de. Beni şimdiden heyecan bastı.