04 Nisan 2013

Afganistan 2014 sonuna hazırlanıyor

Bu yazının başlığını iki defa değiştirdim. Önce “…Bekliyor” dedim. Ama pek doğru olmadı. Çünkü özellikle siyaset kesiminde harıl harıl hazırlananlar var

Bu yazının başlığını iki defa değiştirdim. Önce “…Bekliyor” dedim. Ama pek doğru olmadı. Çünkü özellikle siyaset kesiminde harıl harıl hazırlananlar var.  “Hazırlanıyor” dedim. O da pek doğru değil. Büyük çoğunluk ellerinden gelen pek bir şey olmadığından 2014’ün sonunu sadece bekliyor.

En iyisi siz başlığı “Kimi  Bekliyor, Kimi  Hazırlanıyor” diye okuyuverin e mi?

2014’ün sonunda sayıları 120 bini aşan NATO – ISAF askerleri Afganistan’dan çekilecek. ISAF Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’nün kısaltması. NATO ise malum.

Bugün Afganistan’da kimi NATO üyesi olarak, kimi ISAF çerçevesinde  aralarında ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Polonya, Romanya, Avustralya ve Türkiye’nin bulunduğu 40 ülkenin askeri birlikleri var. Tabii kimileri sembolik. ABD 90 bin askerle her anlamda başı çekiyor.

Bu askeri güç, El Kaide’nin 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler saldırısının hemen ardından 7 Ekim günü ABD savaş jetlerinin Taliban mevzilerini bombalamasıyla Afganistan’a girdi ve adım adım bugünkü 128 bin askerlik güce ulaştı…

Kuşkusuz Taliban iktidarını ülkenin kuzeyinden başlayarak güneyine kadar sürüp hızla çökerten ABD’nin askeri gücüydü. Hem de bir ay içinde. Kasım 2001’de Taliban sadece Kabil’de değil bütün Afganistan’da iktidarı yitirdi;  sadece güneydoğudaki dağlık bölgede bazı silahlı güçler bulundurabiliyor…
(Şimdi burada kocamaaan bir parantez açalım ve son derece karmaşık ve yanıtlaması çok zor bir soruyu T24 okurunun gündemine koymayı deneyelim:

Soru: ABD ağırlıklı NATO güçlerinin ve destekçilerinin çok ileri teknoloji ile donanmış askeri birliklerini Afganistan’da konuşlandırıp, Taliban iktidarını yok edip, Mücahitler diye anılan aşiret reislerinin keyfiliğine sınırlamalar getirmesi “Egemen bir ülkenin iç işlerine zorbaca müdahale” olarak değerlendirilip protesto edilmesi gereken bir eylem midir?

Yoksa halkını ortaçağdan da karanlık koşullarda yaşamaya zorla mecbur eden ve halkın kendi gücü ve donanımı ile yıkması mümkün olmayan aşırı dinci bir iktidarı yıktığı için desteklenmesi gereken bir eylem midir?.

Soruyu cevaplamadan parantezi kapatıyorum.)

Soruyu Afgan halkının nasıl cevapladığını da söyleyemem. O kadar kapsamlı bir genelleme yapabileceğim gözlemlerim olmadı. Örneğin bir Taliban şefi, olmadı bir Taliban militanı ile görüşme olanağım yoktu.

Ancak Kabil halkı ile sınırlı gözlemlerim var:

Konuştuğum Kabil’liler 1978-1991 dönemini kestirmeden “Komünist dönem” diye adlandırıyor; 1991-1996 dönemini “iç savaş” olarak tanımlıyor; 1996-2001 dönemine ise “Taliban dönemi” diyor ve bunu derken ürküntüsü de, kederi de, acısı da, öfkesi de pek belirgin. Aynı dili konuşamadığımız halde benim gibi bir yabancının bile sezebileceği kadar belirgin…

Hele kadınlar için Taliban dönemi sözcüğün tam anlamıyla bir karabasan… Kadınların hayatın bütün alanlarından zorla ve zorbaca çıkarılıp evin dört duvarı içine hapsedildiği bir karabasan…

Bu koşullarda 2001 Ekim’inde uçaklarıyla, ardından askerleri ile gelip Taliban’ı ezen “emperyalist güçlere” Kabil halkı sizce nasıl bakar?

2014 sonunda bu güçlerin Afganistan’ı terk edeceğini duyduğunda ne düşünür, ne hisseder?

*    *    *

Aşiretler ve politikacılar 2014 sonuna, ama daha önce 2014 Nisan’a hazırlanıyor. O tarihte Afganistan’da başkanlık seçimi var. Eğer Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki başkanlık modeli Afganistan modeline çok az bile olsa benziyorsa yandık demektir.  Hiçbir siyasal güce, partiye dayanmamasına, halk arasında bile “Amerikan’ın adamı” olarak nitelenen Hamid Karzai bugün Afganistan’da her şeye karar veren tek siyasal otorite. Kendisi bir aşirete dayanmıyor. Ama aşiret reisleri üstünde etkin ve birini ötekine tokuşturarak ülkeyi idare ediyor. Anayasa’ya göre yeniden seçilme hakkı yok. Ama yerine münasip bir aday bulunamazsa Anayasa değişikliği ile yeniden seçilebilir de…

Şu anda Afganistan’da siyasal iktidar uluslararası toplumdan, özellikle ABD’den gelen parasal kaynakların hünerle ve keyifle çarçur edildiği, yolsuzluğun, zimmet suçunun kol gezdiği bir alan. 2014 Nisan’ında seçime hazırlananlar bunu biliyor. Ama 2014 sonundan itibaren bu muslukların büyük ölçüde kapanacağını da biliyor. Ama madence zengin Afganistan toprakları siyaset esnafı için yine de elverişli bir avlak…
Durum bu kadar umutsuz mu?

Evet ve hayır.

Yarın ve ertesi gün Afgan gençleri ve gazetecileri ile yapılan ve benim de katıldığım toplantılardan söz edince belki bu “evet ve hayır” cevabı daha iyi anlaşılacak…
 

 
 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları

Abbas Yine Yolcu…

Artık valizi toplama ve rotayı Türkiye’ye çevirme zamanı geldi. Çünkü zaten kıt olan dolarlar iyiden iyiye azaldı

Ben bu işi beceremeyeceğim…

Anlaşıldı, eğer bir çatışma bölgesinde değilsem, siyasal olayların gergin yürüdüğü bir bölge ya da kente yollanmadıysam ben gazeteci olarak beş para etmezmişim

Bir Turistin Yapması Gereken Her Şeyi…

Biliyorum, üç gün oldu ve kasıla kostaklana gittiğimi ilan ettiğim New York gezisinden tek satır yazmadım.