11 Aralık 2014

Sigara’da fiyat indirim savaşı: Kim kazanıyor, kim kaybediyor?

Bu savaşlarda kazanan tarafın “kamu” olmadığını söylemek oldukça kolay.

Sonuna yaklaştığımız 2014 içerisinde sigara sektöründe önemlifiyat indirimleri gördük. Enflasyonun iki haneye yaklaştığı bir dönemde, bu fiyat indirimleri çoğu kimseye “ekonomik” anlamda mantıklı görünmeyebilir; ancak sektördeki vergileme modelini irdeleyince fiyat indirimlerinin ardındaki temel motivasyonu anlamak da kolaylaşıyor.

Konuyu biraz açalım… 

 

Sektör “vergi” için bulunmaz bir kaynak

 

Sigara sektörü bütçe vergi gelirleri için çok önemli bir kaynak. Durumu biraz somutlaştıralım;

2014 Bütçe rakamlarına göre sigara (tütün ürünleri) üzerinden alınması planlanan toplam ÖTV tutarı 21,9 milyar TL idi,

Bu rakam bütçedeki toplam vergi gelirlerinin %5,8’ine; toplam ÖTV gelirlerinin ise %24,5’ine denk geliyor.

Dahası, yılsonuna doğru revize edilen 2014 Bütçe gelir tahminlerine göre, bu yıl sigaradan beklenen ÖTV rakamı 1 milyar TL daha arttırıldı ve 22,9 milyar TL olarak tespit edildi.

Bu aşamada şunu söyleyebiliriz; sektör bu yıl için tespit edilen revize gelir hedefini de rahatlıkla tutturacak gibi görünüyor!

Bu vergisel tabloya, %18 KDV ve diğer vergileri de ekleyince sektörün vergisel anlamdaki önemi -şüpheye yer bırakmayacak şekilde- ortaya çıkıyor.

 

Sigara üzerinden hangi vergiler alınıyor?

 

Vergi gelirleri açısından yadsınamayacak bir öneme sahip olan sektörde yapılan fiyat indirimlerini daha iyi analiz edebilmek için sektörün “vergileme modeli”ni daha açık ortaya koymak gerekli.

Sigara üzerindeki vergi yapısını ve yükünü bir tabloda özetlemeye çalışalım.

 

            SİGARA ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ          

Nispi (oransal) ÖTV

%65,25

Maktu (sabit) Vergi

Paket başına 0,1366 TL

Asgari Maktu Vergi

Paket başına 3,9420 TL

KDV (KDV’siz fiyat üzerinden)

%18

Ortalama Vergi Yükü

%82

       

Tabloyu biraz somutlaştıralım; bir paket sigaranın perakende fiyatının 10 TL olduğunu varsayalım; bu fiyatın içinde 6,525 TL nispi ÖTV ve 1,525 TL KDV (%18 KDV perakende satış fiyatının %15,25’ine karşılık geliyor) olduğu ortaya çıkıyor. Özetle, 10 TL’ye satılan bir paket sigaranın 8,05 TL’si nispi (oransal) vergilerden oluşuyor. Aynı paket üzerinden -fiyattan bağımsız- sadece 0,1366 TL de maktu vergi alınıyor.

Şimdi, yukarıdaki resmi başka açıdan görmeye çalışalım; sektördeki oyunculardan birisi bir paket sigaranın fiyatında sadece 1 TL indirim yaparsa, bu indirimin 80,5 kuruşunun bütçe vergi gelirlerinden, 19,5 kuruşunun ise sektörden çıktığını söyleyebiliriz. Özetle, vergileme modeli nedeniyle, sektörde yapılan her fiyat indiriminin maliyetinin çok büyük bir kısmına kamu tarafı katlanmış oluyor.

Buradan bakınca, sigara üzerindeki -nispi vergi ağırlıklı- mevcut vergileme modeli, fiyat indirimlerini daha cazip hala getiriyor gibi görünüyor. Böyle bir yapı içinde vergi gelirlerini tahmin etmek de neredeyse imkânsızlaşıyor.

 

Kim kazanıyor, kim kaybediyor?

 

Türkiye’nin sigara üzerindeki vergileme modeli, nispi vergiler -özellikle de nispi ÖTV- nedeniyle “sigara fiyatlarına” aşırı duyarlı. Bu duyarlılığın da fiyat indirimlerini tahrik ettiğini söylemek çok zor değil. Bu vergileme modeli içinde, “pazar payını arttırma” isteğinin maliyeti azalıyor ve fiyat indirim savaşları da kaçınılmaz oluyor.

Özetlediğimiz mali tabloya bakınca, bu savaşlarda kazanan tarafın “kamu” olmadığını söylemek oldukça kolay. Peki, 2014 yılında marka bazında 25 farklı fiyat indirimi görmemize rağmen, nasıl oluyor da 2014 revize ÖTV bütçe hedefi tutturulabiliyor? Cevap biraz can sıkıcı olabilir; muhtemelen tüketim artıyor!

Özetleyecek olursak, fiyat indirimlerinin Bütçe’ye ciddi bir maliyeti var. 2014 için hedeflenen ÖTV geliri tutturulsa bile, bu yıl yapılan fiyat indirimleri nedeniyle Devletin kasasına her halükarda potansiyel olarak girmesi gerekenden daha az vergi girmiş olacak. Bu açıdan bakınca kaybeden değişmiyor.

 

Ne yapmalı? AB bu konuda ne yapıyor?

 

Avrupa Komisyonu, 1998 yılından bu yana Türkiye için hazırlanan 17. İlerleme Raporu’nu 8 Ekim’de yayımladı. “2014 Türkiye İlerleme Raporu”nda yer alan önemli tespitlere göre, Türkiye’deki mevcut yapıda nispi ÖTV’nin, maktu ÖTV karşısındaki ağırlığı -AB ülkelerindekine kıyasla- hala çok yüksek ve bu durum müktesebatla uyumda da ciddi sıkıntı yaratıyor. Belirtmekte yarar var, birçok AB ülkesi son yıllarda sistemlerini bu yapıya uydurabilmek için sigaraya uyguladıkları nispi ÖTV'lerini düşürüp, maktu ÖTV'lerini artırmış durumdalar.

Özetle…

Sigara sektörü üzerindeki mevcut vergileme rejimi ile aktörlerin pazar paylarını arttırma çabaları bir araya gelince fiyat savaşları kaçınılmaz hale geliyor. Bu noktada -AB’nin ve dünyada birçok ülkenin yaptığı gibi- nispi vergiyi kademeli olarak düşürürken aynı anda maktu vergiyi kademeli olarak yükseltmek, hem mevcut vergi gelirlerinde bir kayba yol açmayacak hem de fiyat indirimleri nedeniyle yaşanan büyük vergi gelir kayıplarını da engelleyecek bir anahtar gibi görünüyor.

(*) Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bütçede fon uygulamalarına yeniden mi dönüyoruz?

Tahsisli vergi uygulamasının, devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasını ifade eden “Bütçe Birliği” ilkesi ile bu ilkenin doğal sonucu olan ve bütçe içindeki hiçbir gelirin hiçbir gidere tahsis edilememesini işaret eden “adem-i tahsis” ilkesi ile uyum içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil

Son dönemde vergiyle ilgili konuştuklarımız: Para ve maliye politikası uyumunun neresindeyiz?

Para ve maliye politikalarının bütüncül şekilde, birlikte ve uyumlu çalışmadığı bir ekonomik sistemde, TCMB tarafından konulan enflasyon hedeflerinin tutturulmasının imkansıza yakın olduğunu söylemek mümkün. Vergi politikasının amacının da bu hedef dikkate alınarak şekillendirilmesi hayati önemde

Dolaylı vergi yapımız enflasyonu körüklüyor mu?

OVP'de de vurgulanan, "doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının arttırılması" politikası sadece mali açıdan değil; dolaylı vergilerin enflasyon üzerindeki baskısı bağlamında da kritik önemde görünüyor

"
"