06 Ekim 2023

Türkiye’nin gıda enflasyonu: Ruanda ile Sierra Leon arasında

Bir yanda gıda enflasyonu en yüksek ülkeler arasında ilk sırada yer alan, çocukları okula aç giden, emeklisi insanca yaşamaktan uzaklaşan bir Türkiye. Diğer yanda aynı Dünya Bankası’nın 18 milyar dolar yeni kredi taahhüt etmeye hazırlandığı Türkiye

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, TBMM’yi bilgilendirdiği sunumunda -milletvekillerinin soruları üzerine- yatırımı kastederek "milyarlarca dolarlık teklif mektubunun" masasında olduğunu söylüyor. Ne var ki ertesi gün aynı Meclis, emekli maaşının insan haysiyetine yakışır bir seviyeye yaklaşmasını öneren teklifi reddediyor.

Bu kadar değil.

Merkez Bankası Başkanı’nı "doğru" politikalar için kurumun başına atayan siyasi irade, okula aç, beslenme çantası boş giden çocuklara günde bir öğün ücretsiz yemek vermeyi de bütçeye "yük" sayıyor.

Ekonomiyi yönetenler, sürdürülebilir büyüme ezberine inanmamızı ister, ısrarla sabır talep ederken, yemek fiyatındaki artışı protesto eden üniversite öğrencileri cinayet mahallinde suçüstü yakalanmışlar muamelesiyle gözaltına alınıyor.

Türkiye, eğer doğrudan yatırım yapılacak kadar cazipse, bu kadar insanın açlık çekmesinde bir tuhaflık olmalı... Fiyat artışının protesto edilmesini korkunç bir suç gibi bastırıldığı bir ülkede yüzde 4 büyümenin müjde gibi sunulmasında da öyle.

Belki de hepsi dünya ekonomi düzeninin normalleridir de tuhaflık bütün bunların bizlerce kanıksanmasındadır.

* * *

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Dünya Bankası’ndan söz ederken, Türkiye’ye son günlerde yüksek tutarlarda kredi sağlayacağı açıklanan Dünya Bankası’nın "Türkiye’nin başarı öyküsünün bir parçası olmak istediği "tanımını yapıyor.

Tutanaklara yansıyan ilgili bölüm şöyle:

 "Zaten Dünya Bankası, bir kredi değil, Dünya Bankası Türkiye’mizin ve milletimizin başarı öyküsüne parça olabilmek için çok makul rakamlarda verilen bir yatırım ve biz istedikçe verilen bir yatırım. Ama bunun yanısıra, aynı zamanda bizim rezervlerimize doğrudan giriş yapabilecek milyarlarca dolarlık teklif mektubu benim masamda. Ve biz kendi istediğimiz oranlarda, kendi istediğimiz koşullarda kabul etmek istediğimiz için geri dönüşü bile.."

* * *

Aynı Dünya Bankası’nın, 2 Ekim’de açıkladığı Gıda Güvenliği Rapor güncellemesinde Türkiye nasıl geçiyor biliyor musunuz?

Gıda fiyat enflasyonu en yüksek 10 ülke arasında 4. sırada.

Türkiye, Sierra Leone ile Ruanda arasında. Bu da başka türlü bir başarı öyküsü işte…

Dünya Bankası gıda güvenliği konusunda hazırladığı rapordaki Türkiye’nin de yer aldığı gıda enflasyonu endeks tablosunu sosyal medya hesaplarında da duyurdu. (Söz konusu sonuçlar, gıda fiyatları enflasyon verilerinin mevcut olduğu Mayıs ve Ağustos 2023 arasındaki en son aya ait bilgilerden derlendi.)

Rapor, ülkelerin ve bölgelerin gıdaya erişim açısından içinde bulunduğu durumları ve yaşanan gıdaya ilişkin krizlerin dönemsel nedenlerini de analiz ediyor.

Dünya Bankası’nın güncel verilerden derlediği son raporuna göre, gıda fiyat enflasyonu en yüksek artış gösteren 10 ülke şöyle:

ÜLKE ARTIŞ ORANI (%)

Lübnan 44

Mısır 34

Sierra Leone 15

Türkiye 15

Ruanda 13

Gana  12

Gine 12

Pakistan  11

Surinam  11

Malavi 11

Tek bu oranların reel artış oranları olduğu incelemede belirtiliyor. Aynı tabloyla birlikte gıda enflasyonundaki nominal artış oranlarına da yer veriliyor. Nominal artış oranları tablosunda Türkiye ilginç bir şekilde yine 4. Sırada, ancak yüzde 74 oranıyla yer alıyor. Dünyadaki en yüksek gıda artış enflasyonunun yaşandığı ülkelerde reel artışta Sierra Leone ile Ruanda arasında bulunan Türkiye’nin nominal artış tablosunda ise Arjantin ile Zimbabve arasında olduğu görülüyor.

Orijinal adı "Food Security Update" olan raporda, sözünü ettiğim iki tablo şu şekilde yer alıyor:

48 ülkede 238 milyon insan

"Yeni Küresel Gıda Krizleri Raporu 2023 Yıl Ortası Güncellemesi" başlıklı diğer çalışmaya göre, 48 ülkede toplam 238 milyon insan, şiddetli biçimde gıda ve beslenme güvensizliğiyle karşı karşıya.

Dünya Bankası raporunda Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından, ülkelerin gıda ticaretine yönelik kısıtlamalarının gıda fiyat enflasyonunda etkili olduğu belirtiliyor.

Bir yandan gıda enflasyonu en yüksek ülkeler listesinde ilk sıralarda yer
alan, çocukları okula aç giden, emeklisi insanca yaşamaktan uzaklaşan bir Türkiye. Diğer yanda aynı Dünya Bankası’nın 18 milyar dolar yeni kredi taahhüt etmeye hazırlandığı Türkiye.

İkisi de aynı Türkiye kuşkusuz. Ama Dünya Bankası'nın sağlayacağı kredi penceresinden baktığınızda; bu yeni kaynağın da kârına kâr katacak özel sektöre, garantilere ve projelere yönelik olacağı apaçık.

Sonuçta bütün bu "güven", "kademeli", "istikrar", "sabır", "garanti" vs. gibi bildik sözcüklerden oluşan propaganda seti; iktidarıyla, uluslararası kuruluşlarıyla vatandaşa "değmeyen", gündelik hayatına olumlu yönde dokunmayan bir "kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı düzen"den başkasına işaret etmiyor.

Daha doğrusu, Ruanda ile Sierra Leone arasında bir yere işaret ediyor.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İhale kanunundaki manidar gecikme

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kamu İhale Kanunu’nda reform yapılacağından bahsederken, kamuda tasarruf ve mali disiplin ile bağını kuruyordu. Ne var ki, kanundan kaçmanın aracına dönüşen istisnalar ile su yolu edilen pazarlık usulündeki yaygın usulsüz kullanımların önüne nasıl geçileceğine dair henüz bir ipucu bulunmuyor

Sağlık bütçesi kimin için?

2025 yılında Sağlık Bakanlığı için ayrılan ödeneğin yüzde 10’u, şehir hastanelerini işleten 18 firmaya gidecek. Başka bir ifadeyle, gelecek yıl, 18 şehir hastanesini işleten 18 müteahhitlik şirketine 104,6 milyar TL ödenecek

2025 bütçesinde KÖİ ve Dışişleri bütçesi

KÖİ modeliyle yaptırılan ulaştırma altyapı projeleri ile şehir hastaneleri için 200 milyar TL’nin üzerinde kaynak ayrıldı. Bu tutarın 97,6 milyar TL’si, otoyol, köprü ve tüneller için. Dışişleri Bakanlığı için ayrılan 39 milyar TL’nin 2,5 katı...

"
"