14 Şubat 2024

MÜSİAD'dan TCDD'ye ağır eleştiriler

"Muhafazakâr" bir iş örgütünün bu devirde kayırmacılıktan ve liyakatsizlikten yakınması, işlerin ne noktaya geldiğini gösteriyor

İktidara yakın olarak konumlanmış bir meslek örgütünün, aynı iktidar tarafından yönetilen kamu sermayeli bir kuruluşu, bir devlet kurumunu eleştirmesine pek alışkın değiliz.

Bu, oldu. Medyanın önünde olmasa bile yazılı olarak kayda geçti ve ilgili kurumlara gönderildi. Kısa adı MÜSİAD olan "Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği 2023 Yılı Değerlendirme ve 2024 Yılı Beklentiler Toplantısı"nda söz alan katılımcılar, zorluk yaşanan birçok alanda kurumları eleştirirken, önerilerde bulundu. Bu öneri ve talepler de toplanıp birleştirilerek ilgili bakanlıklara iletildi.

Ulaştığım o notlarda okuduğum birçok talep ve eleştiri arasında, TCDD Taşımacılık A.Ş'ye yönelik saptama ve öneriler, özel bir vurguyu hak ediyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na iletilen tespitlerde, personel atamalarından arızalı lokomotiflerin işleri nasıl aksattığına ve bazı firmalara ayrıcalık yapıldığı ihsasına kadar birçok eleştiri yer alıyor.

Yumuşatılmış bir ifadeyle de olsa torpil ve kayırmacılık siteminde  bulunuyor.

Geçen ocak ayında yapılan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katıldığı toplantıda dile getirilen o eleştiriler şöyle ifade ediliyor:

(Notlar orijinal, sadece koyu renkli ara başlıkları metnin içinden değiştirmeden ben çıkardım.)

TCDD taşımacılık ile yaşanan sorunlar 

- Gerek hammadde tedariki, gerekse ihracat ürünlerinin limanlara ulaştırılması konularında üretici firmalar ve ayrıca üretici firmalara lojistik destek sağlayan taşıyıcılar, TCDD Taşımacılık ile yaptıkları taşımalarda büyük sorunlar yaşamaktadırlar.

- 2023 yılı son çeyreğinde baş gösteren lokomotif eksiklikleri ve makinist çalışma saatlerinin düzenlenmesinden dolayı yeterli personel bulamama sorunlarına, 2024 yılı için çizilen tren çizgilerinin verimsizliği  de eklenince, içinden çıkılamaz bir hâl almıştır.

- "İkili diyalogu kuvvetli olanlar": TCDD Taşımacılık ile şu an taşıma yapan çoğu firma, ya işlerinin yürütememekte ya da ikili diyalogu  kuvvetli olanlar da tam kapasite olmasa da yüzde 30'luk kapasite ile çalışmalarına devam etmektedir.

- "Tecrübeli personel pasif görevde": Bu kadar sorunun içerisinde, tecrübeli personelin bir kısmının pasif görevlere verilmesi ve tecrübesiz yeni personel ile organizasyon yapılmaya çalışılması, ayrı bir hayal kırıklığıdır. Yoğun olarak çalışmaların olduğu 2. Bölge (Ankara), 6. Bölge (Adana), 1. Bölgeye (İstanbul) bağlı istasyonlarda tam kapasite yoğunluk devam etmektedir.

Bu bölgeler arasında karşılıklı yapılan dolu ve boş taşımaların çıkmaza girdiği alenen görülmektedir. Yoğun istasyonların genelinde, 2023 yılındaki tren çizgilerine ve çalışan lokomotiflere bakıldığında 2024 yılında gözle görülür eksilmeler görünmektedir.

- "Lokomotiflerin yüzde 50'si arızalı": TCDD Taşımacılık A.Ş bünyesinde bulunan, tüm sayının yüzde 50'si oranındaki arızalı lokomotiflerin, servise hızlı bir şekilde kazandırılması ya da yeni lokomotif alınması gerekmektedir.

-  "Makinistler günde 11 saat çalışıyor": Günlük çalışma saatlerinde sınır bulunmayan makinistlerin, son planlama ile uygulamaya başlatılan 11 saat çalışması uygulamasının iptali veya yeni makinistlerin hızlıca kuruma kazandırılması gerekmektedir.

- "Personelin yeterliliği sorgulanmalı": Yük taşımalarını takip eden başkan, müdür ve şef ünvanında bulunan personelin yeterliliğinin kurum içinde sorgulanması, daha önce bu görevlerde olup da şu an pasif olarak organizasyona katılamayan personelin tekrar görev başına getirilmesi gerekmektedir.

- "Kilitlenmiş istasyonlar": Yoğunluk yaşayan ve tabiri caizse kilitlenmiş durumda olan istasyon personellerinin dinlenerek sorunun nelerden kaynaklandığı tespit edilmelidir. Yoğun istasyonlarda bekleyen vagonların ne kadar süredir beklediği, kimlerin vagonlarının çok beklemeden hareket ettiği, kimlerin vagonlarının sürekli bekleme halinde olduğu tespit edilmelidir.

Taşıma yapan firmaların geçmiş yıllardaki taşımaları göz önüne alınarak desteklenmeleri, lokomotif ve personel yetersizliği ile kapasite aşımından dolayı taşımaların yapılamayacağı anlaşılan yüklerin taşımalarının kabul edilmemesi hususuna çok dikkat edilmesi gerekmektedir. 

Torpilli firmaların vagonu beklemiyor

Bu notlar, MÜSİAD toplantısına katılanların yaptığı ve ilgili bakanlıklara iletilenlerin sadece bir kısmı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'ın yanı sıra, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na, Tarım ve Orman Bakanlığı'na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'na hitaben yapılmış ve sonrasında iletilmiş tespit ve eleştiriler de mevcut.

TCDD'ye yönelik yukarıda aktardığım yakınma ve tespitlerin ortaya koyduğu manzara, nepotizm, liyakat gibi sistem hastalıklarının, iktidara yakın bir iş örgütü tarafından dile getirilmesi nedeniyle ayrıca önemli.

Öte yandan, ihracatı ve ihracat gelirlerini neredeyse mistik bir hale getiren ve ekonominin sorunlarını çözecek her derde deva gibi sunan iktidarın iş bu ihracatın fiziki olarak kolaylaştırılmasına gelince, gerekenleri yapma konusunda hiç de dikkatli olmadığı ortaya çıkıyor.

"Muhafazakâr" bir iş örgütünün bu devirde kayırmacılıktan ve liyakatsizlikten yakınması, işlerin ne noktaya geldiğini de gösteriyor.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990-1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013-2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti-TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası-(2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Sağlık çıkmazı ve bütçe

Vatandaşın sağlığı, 20 yılda kamu sektörüne göre iki kattan fazla büyüyen bir özel sağlık sektörüne emanet. Yani şirketlerin çıkarlarına...

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

"
"